05 Şubat 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR Mobil İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Faruk ÇAKIR

Gözyaşlarına mahkûm olamayız


A+ | A-

Kanamaya devam eden bir yaramız var: Başörtüsü yasağı. Bu öyle bir yasak ki, 7’sinden 70’ine, genç kızlardan yaşlı ninelere, annelerden teyzelere, öğrencilerden memurlara herkesi etkiliyor, yaralıyor, küstürüyor.

Demokratik açılım, EMASYA, anayasa değişikliği gibi ‘önemli’ konuların tartışıldığı esnada bu konunun yeniden gündeme gelmesi, TBMM’de yaşanan bir ‘kavga’ sonrası gerçekleşti. Hatırlanacağı üzere MHP’li bir vekil güya AKP’yi tenkit edeyim derken başörtüsü yasağını savunanların tarafına geçmişti.

Bir dönem kamuoyunu meşgul eden, fakat tarafların ‘suskunluğu’ tercih ettiği önemli bir skandal yaşanmıştı. Ünlü komedyen Nejat Uygur hastalanıp tedavi için GATA’ya (Gülhane Askerî Tıp Akademisi) kaldırılmıştı. Uygur’u hasta yatağında ziyaret etmek isteyen Başbakanın eşi Emine Erdoğan, “Başörtülüsün, bu kıyafetle GATA’ya gelme” anlamında sözlere muhatap olmuş ve neticede bayan Erdoğan hasta ziyaretçisi olarak GATA’ya gidememişti. Bu hadisenin yaşandığı günlerde konu tartışıldı, ama taraflar tatmin edici bir açıklama yapmamıştı. Aradan epey zaman geçtikten sonra hadisenin şahidi olan Nejat Uygur’un eşi konuştu ve bayan Erdoğan’ın başörtülü olarak GATA’ya gelmemesi konusunda kendisinin ikaz edildiğini, bunu da bayan Erdoğan’a söylediğini itiraf etti.

İşte MHP’li vekilin alaycı bir üslûpla konuyu meclis kürsüsünde dile getirmesi üzerine tartışma yeniden alevlendi. Şimdiye kadar bu konu hakkında konuşmayan Başbakan Erdoğan, “Bu işin üzerine gidebilirdik, ama eşimin gözyaşlarına mahkûm kaldık. Söyleyecek çok şey var. Ama ülkemde gerilim istemiyorum” demiş. (Sabah, 4 Şubat 2010)

Doğrudur, söyleyecek çok söz var. Ama bu sözlerin bir kısmı da bu yasağı kaldırması gerekenler hakkında olmalıdır. Tabiî ki bayan Erdoğan’a yapılan hakareti haklı görmek, kabullenmek ve sineye çekmek mümkün değil. Bu ve benzeri bütün yasakçı uygulamaları kökten reddederiz. Fakat aynı zamanda bu yasağı sona erdirmek için “tek başına iş başına” gelenlerin de sorumluluğu olduğunu hatırlatırız.

Bu konulardaki sıkıntıları sona erdirmek için milletten yetki alanların çaresizliğini de kabul edemeyiz. Elbette “söylenecek çok şey var” ama aynı zamanda bunları söyleyecek olanların sayısı da fazladır. Başörtüsü yasağının mağduru olmuş binlerce, belki de onbinlerce öğrenci var. Aynı zamanda bu öğrencilerin aileleri de var. Hâliyle kanunsuz başörtüsü yasağıyla muhatap olanların kendilerine göre bir hikâyesi, anlatacak dertleri var. Bütün bu dertlerin çaresi de ve çözümü de—sebepler tahtında—Türkiye’yi idare edenlere bağlıdır. Bu bakımdan, çözüm mevkiinde olanların, çaresizlik içinde olduklarını ifade etmelerine itiraz edilmelidir.

Dikkat edilirse “Aman gerilim olmasın” diyerek başörtüsü yasağını ve neticelerini kamuoyunun gündeminden uzak tutmak isteyenler, aksiyle tokat yiyor. Onlar bu konuları örtmek istedikçe, belki de kaderin cilvesiyle bu konu gündeme taşınıyor. O halde en az EMASYA protokolunün kaldırılması kadar öncelikli olarak bu konunun da halledilmesi gerektiği ortaya çıkıyor. Bakınız, EMASYA protokolünün berheva olduğu ilân edildi. Ne oldu? Kıyamet mi koptu? Aynı şekilde başörtüsü yasağı da “yağdan kıl çeker gibi” sona erebilir. Tek şartı var: Kararlılık, kararlılık, kararlılık!

Unutmayalım: EMASYA bir şekilde kanuna dayanıyordu, başörtüsü yasağı kanuna bile dayanmıyor. O halde yarından tezi yok, keyfî olarak uygulanan bu yasak yok olsun gitsin! Sahi, başörtüsü ile üniversiteye giden öğrencileri okula alan yöneticilere kim, hangi kanuna dayanarak “Bu öğrencileri alma!” diyecek?

Ne Türkiye’yi idare edenler ne de sessiz milyonlar, gözyaşlarına mahkûm değildir vesselâm...

05.02.2010

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Geri


Önceki Yazıları

  (04.02.2010) - Darbelere itiraz devam etmeli

  (03.02.2010) - Eğitim, eğitim, eğitim

  (02.02.2010) - Bu ne haber, bu ne reklam?

  (01.02.2010) - ‘Önce hürriyet’ de!

  (31.01.2010) - 100 temel yanlış

  (30.01.2010) - Dipsiz terör kuyusu

  (28.01.2010) - Cinnet manzaraları

  (27.01.2010) - Olmaması gereken şeylerin olduğu ülke

  (26.01.2010) - Uzlaşma tuzağı

  (25.01.2010) - Gizli gizli yönetim

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H. İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nurullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu

Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.
Kurumsal Linkler: Risale-i Nur Kongresi - Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Demokrasi100 - Yeni Asya Gazetesi - YASEM - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat - Yeni Asya Takvim oktay usta yemek tarifleri Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım - Yeni Asya 40. Yıl