Cevher İLHAN |
|
GDO yasallaştırıldı… (1) |
Türkiye’nin yoğun gündemi ortasında önce genetiği değiştirilmiş-bozdurulmuş gıdalar hakkındaki “Gıda ve Yem Amaçlı Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar ve Ürünlerinin İthalatı, İşlenmesi, İhracatı, Kontrol ve Denetimi yasası” çıkarıldı, ardından Meclis’teki yoğun tartışmaları gürültüsünde daha önce iptal edilen “GDO yönetmeliği” yayınlandı… Sıcak gündemin toz dumanı gürültüsünde 18 Mart’ta Çanakkale Zaferinin 95. yıldönümünde iktidar partisinin “Anayasa değişikliği mini paketi” polemiğinde Meclis’ten geçirilen “GDO yasası”, kamuoyunun gözünden kaçtı… Yasaya göre, daha önce 1 Mart’a kadar ülkeye sokulacak genetiği değiştirilmiş organizmalar (GDO) oluşan ürünlerin üretilmesi ve ithaline, GDO’lu bebek mamaları ve devam formülleri ile bebek ve küçük çocuk ek besinleri de eklendi. Böylece, gümrüklerde bekletilen ve biriken tonlarca GDO’lu gıdanın devlet eliyle Türkiye pazarına girmesinin önü açıldı. Yetişkinlerin yanısıra bebeklere ve çocuklara da yedirilecek, vatandaşların sağlığı ciddî tehlikeye sokacak GDO’lu gıdalar ithaline “yasal izin” çıkmış oldu…
GDO, “YASAL GÜVENCE” ALTINDA! Uzmanlar, GDO’lu gıdaların bilhassa bebekler ve çocuklar için fevkalâde tehlike arzettiğini, bu gıdalardaki antibiyotik başta olmak üzere ilâçların insan bünyesi ve canlılar üzerinde olumsuz etkiyle bağışıklık sistemini yok ettiğini açıklıyorlar. İnsan ve çevre için fevkalâde riskler taşıdığını anlatıyorlar. Yaratılıştaki mükemmel ve fıtrî yapısı bozdurulmuş ve genetiği değiştirilmiş gıdaların, tarım ilâçlarını, böcek ilâcını ve birçok kimyasal maddeyi ve virüsü içinde barındırdığını; kanserden kısırlığa, felçten, erken doğum ve çeşitli kalıcı hastalıklara ve ölüme sebebiyet verip halkın sağlığını tehdit ettiğini uyarmaktalar… Keza ziraat ve gıda mühendisleri, gofretten çikolataya, hazır çorbadan paketlenmiş ürünlere kadar birçok yiyecek ve içeceğin içine kimyasal toksinler işlendiği nazara vermekteler. Türkiye’de halen 800 çeşit üründe GDO bulunduğu tesbitiyle yeni yasa ve yönetmeliklerde bu hususun dikkate alınmasını talep etmekteler… Tarım Bakanlığı ise, ısrarla GDO’lu ürünlerin ithali ve üretiminin “AB kriterleri” kapsamında olduğunu ileri sürmekte; tamamen bir zehirden ibâret olan GDO’luların pazar ve piyasasını kontrol ve denetleyeceğini bildirmekle geçiştirdi… Oysa iç ve dış gündemin hayhuyu arasında iktidar partisinin Meclis’ten geçirdiği “GDO yasası”nda bile, “genetik yapısı değiştirilmiş organizmalar ve ürünlerinden kaynaklanabilecek riskler” itiraf ediliyor. İnsan, hayvan ve bitki sağlığı ile çevrenin ve biyolojik çeşitliliğin tehlike altına girdiği” kabul ediliyor. Bu riskler ve tehlikelerin “engellenmesi” ve korunması”ndan söz ediliyor. “Bilimsel ve teknolojik gelişmeler çerçevesinde, modern biyoteknoloji kullanılması”ndan dem vuruluyor... Şu çarpıklığa bakın; “GDO yasası”nda GDO’lu ürünlerin ithalatı, ihracatı, deneysel amaçlı serbest bırakılması, piyasaya sürülmesiyle genetiği değiştirilmiş mikroorganizmaların kapalı alanda kullanımının, “risk değerlendirmesiyle risk oluşturmayacağı”ndan bahsediliyor. Açık açık, GDO’lu gıdaların ve ürünlerin işlenmesi, piyasaya sürülmesi, ithalatı, ihracatı, nakli, taşınma, saklanması, paketlenmesi, depolanması “yasal güvence” altına alınıyor. Yurt içinde geliştirilen her bir GDO’lu ürünün ithalatı için gen sahibi veya ithalatçı gerçek ve tüzel kişilerin, Bakanlığa nasıl başvuru yapacaklarından başlayarak bu ürünlerin ithalatı resmen yasal güvence altına alınıyor. İthalatının yanı sıra yurt içinde üretimi ve piyasaya sürülmesi düzenleniyor… “GDO ve ürünlerinin kurul tarafından piyasaya sürme kapsamında belirlenen amaç ve alan dışında kullanımı, bebek mamaları ve bebek formülleri, devam mamaları ve devam formülleri ile bebek ve küçük çocuk ek besinlerinde kullanılması yasak olacağı” belirtiliyor. Herhangi bir ürünün, Bakanlık tarafından belirlenen “eşik değeri”n üzerinde GDO ve ürünlerini ihtiva etmesi halinde; etikette GDO içerdiği açıkça belirtileceği belirtiliyor.
HALK GDO’DAN NASIL KORUNACAK? Ne var ki özellikle bebekler, çocuklar ve hamileler için yine zararlı olduğu belirtilen Ancak “eşik değeri”nin altında kalan GDO’lu gıdalar ve ürünler hakkında hiçbir “uyarı” ve “sakındırma”nın paketler üzerinde olmayacağı anlaşılıyor… Kısacası AB standartları perdesinde yeni yasayla GDO ticareti resmen serbest bırakılıyor… Birçok ülkede yasaklanan GDO’lu gıda ve ürünlerin “yasal düzenleme”yle ithal ve üretiminin resmen serbest bırakılmasıyla kalınmıyor; sadece bebek gıdalarında “eşiğin üstünde” GDO ihtiva eden “bebek gıdaları”nda uyarıda bulunuyor; bunu dışında vatandaşların kullandığı herhangi bir ürün üzerinde “GDO’suzdur” ifadesinin kullanımını yasaklıyor. Böylece yasa, peşinen birçok gıda ve ürünü denetim dışı bırakıyor. Sağlığa zararlı GDO mevcudiyetini yorum ve spekülasyonlara bırakıyor. “Yasa”da da GDO’lu ürünlerle ilgili araştırma, araştırma, geliştirme, etiketleme “tedbirleri”nin alınacağı yazılıyor. Peki Bakanlığın Türkiye çapında serbest bıraktığı sözkonusu GDO’lu gıdaları, AB standartlarına göre analiz, denetim ve kontrolünü yapacak yeterli laboratuvarı, kurumu ve uzmanı var mı? Halk, ortalığa salınan “GDO vebâsı”ndan nasıl korunacak? Bu soruların cevabı ortada… 05.05.2010 E-Posta: [email protected] |