Suna DURMAZ |
|
Yemen’in çocuk gelinleri |
Zeytin gibi kara gözlerinden yaşlar boşalıyordu İlham’ın. Acı haberin etkisinden cılız bedeni tirtir titriyordu! Ayaklarının bağı çözülmüş, olduğu yerde yığılıp kalmıştı. Canından çok sevdiği anne ve babasına ne yapmıştı? Neden bu evde daha fazla kalmasını istemiyorlardı? Yediği bir lokma ekmek fazla mı geliyordu!? Annesi “ Baban seni kocaya verdi kızım” dediğinde, dünya başına yıkılmıştı sanki. Nasıl olurdu? Tavuklar bile yavrularını korurken, idrak sahibi bir varlık olan insan, nasıl olurdu da yavrusunu insan kılıklı canavarlara teslim ederdi; bir türlü anlayamıyordu. Hıçkıra hıçkıra ağlamaktan yorulan İlhamcık, “Ağlamak çözüm değil. Ne duruyorsun İlham. Kalk haykır seni satanların yüzüne!” diye düşündü. Evet, kendisine revâ görülen bu zulme gücü yettiği kadar engel olmaya çalışmalıydı. Bu düşüncelerle, acı haberin ilk şokunu atlatan İlham, yığıldığı yerden doğrularak annesinin yüzüne haykırmaya başladı: “Ne demek kocaya verdi annecim? Ben kocaya gidecek yaşta mıyım? Ne anlarım ben kocadan, çocuk doğurmaktan, yemek pişirmekten!!! Daha büyümedim ki anneciğim. Büyümeden nasıl gelin olurum ben!? Henüz 13 yaşındayım. Akranlarım gibi ip atlamak; saklambaç, yakantop oynamak istiyorum. Dahası dinimizin emrettiği üzere okumak, ilim öğrenmek istiyorum. Hangi çağdayız anneciğim? Başını kaldır da etrafına bak! Dünyada kadın-erkek herkes ilim peşinde. ‘Önce eğitim, sonra evlilik’ diyorlar. Ben gelinlik değil, okul önlüğü giyecek yaştayım anneciğim! Lütfen yapmayın! Yalvarırım size, yapmayın! Beni cahiliye döneminde yaptıkları gibi diri diri toprağa gömüp hayatımı karartmayın. Şunu bilin ki, kendi ellerinizle beni ölüme gönderiyorsunuz. Bunun hesabını verirsiniz anne. Vallahi verirsiniz! Kur’ân-ı Kerimi aç da bak. Tekvîr Sûresi 8. âyeti oku. Erhamürrâhimîn olan Yüce Rabbimiz, ‘Diri diri toprağa gömülen kıza hangi günahı sebebiyle öldürüldüğü sorulduğunda’ diye buyuruyor. Cahiliye Arapları körpe kızları toprağa gömerlerdi. Âyet bunun için inmiş. Kur’ân’ın hükümleri kıyâmete kadar geçerli olduğuna göre, bana yapılan da bu hüküm içine giriyor. Yani bu yaptığınızdan dolayı yarın hesap vereceksiniz anne. Vallahi vereceksiniz!.. Benim rızam olmadan everiyorsunuz beni. Daha doğrusu bir câriye gibi satıyorsunuz. Hür iken köle yaptınız beni. Bunun hesabını vereceksiniz anne. Vallahi vereceksiniz!.. Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselâm ‘Ashâbım! Kadınlara iyi davranmanızı tavsiye ediyorum. Vasiyetimi tutunuz. Zira onlar sizin idarenize ve himayenize verilmiştir’ diye buyuruyor. Söyle bana anne; Allah için söyle! Böyle himaye olur mu? Daha körpe bir fidan iken babam yaşındaki adama vermek emanete hıyanet değil midir! Hıyanetliğinizin hesabını vereceksiniz anne. Vallahi vereceksiniz!” diye haykırıyordu İlhamcık. Ama nâfile. İlham haykırdıkça annesi “Ne yapalım kızım; örfümüz âdetimiz böyle” diye cevap veriyordu. Bunu söylerken, daha düne kadar ayaklarında salladığı körpe yavrusu, kınalı kuzusu minik İlham’ın evlendiğinin 4. gününde iç kanamadan öleceğini ve olayın medyaya yansıyacağını bilmiyordu tabiî. İlham’ın annesi gibi binlerce Yemenli kadın “Örfümüz âdetimiz böyle” diyerek kızlarının küçük yaşta evlendirilmesine, örf adına, âdet adına göz yummuşlar; kocalarına suç ortağı olmuşlardır. Yemen Parlamentosu evlilik alt yaşını kızlarda 17, erkeklerde ise 18 yaş ile sınırlayan kanun tasarısını görüşürken, yüzlerce kadın, “Bu kanun örfümüze, adetlerimize, dinimize aykırıdır” diyerek sokaklara dökülmüşlerdi. Peygamber Efendimizin Hz. Aişe ile evliliğini kendi câhiliye adetlerine dayanak olarak gösteren bu insanlar, Efendimizin Sünnetinden birşey anlamıyorlar maalesef. Kaldı ki, Hz. Aişe’nin evlilik yaşı siyer âlimleri arasında ihtilâflı konudur. Nefsî arzularının peşine koşanların Efendimizin Sünnetini örnek göstermeleri çok büyük zulümdür. Ve kuşkusuz cezası büyük olacaktır. Yemen’in kuzey bölgesindeki el-Şeğâdira dağ köyünde Berdel (Bedel) usûlü evlendirilen İlham Şûi el-Uşey’in iç kanamasından ölmesi çocuk yaşta evlendirilen kızların dramını bir kez daha ortaya koydu. Ne yazık ki, İlham, Nucûd, Necâh, Arva, Ahlâm gibi daha nice Yemenli çocuk gelinin yaşamak zorunda kaldığı acı olaylar, birçok ülkede her gün her saniye yaşanıyor. Ama bu acılar ört-bas edilerek medyaya yansıtılmıyor. Bu ülkeler arasında Türkiye dahil birçok İslâm ülkesini görmek, doğrusu insana acı veriyor. İnsanı bir kadın ve bir erkekten yaratan Cenâb-ı Hak, Rum Sûresi 21. âyette şöyle buyuruyor: “Kendileriyle huzur bulasınız diye sizin için türünüzden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet var etmesi de Onun (varlığının, kudretinin, rahmetinin...) delillerindendir. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır.” Vedûd olan Rabbimiz, insan neslinin devam edebilmesi için erkek ve kadın kalbine karşılıklı olarak birbirine meyletme duygusunu vermiş. Bu fıtrî meylin helâl olabilmesi için de evliliği şart koşmuş. Evliliğin şartlarından biri ise gönül rızası ile gerçekleşmesi ve eşler arasında birçok konuda küfüvlük denen denkliğin olmasıdır. Maalesef, dine dayanmayıp cahiliye örf ve âdetlerine dayandırılan evliliklerde bu konular mevzubahis dahi olmamaktadır. Neticede binlerce kız çocuğu oyun çağındayken evlendirilmektedir. 05.05.2010 E-Posta: [email protected]@hotmail.com |