05 Mayıs 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR Mobil İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Saliha FERŞADOĞLU

Yargısız infaz


A+ | A-

Amerika’da siyahîlerin bir zamanlar yoğun bir şekilde hissettiği baskıyı bugün dünyada hissetmeyenimiz yok. Kimileyin bir başörtülü, burkalı olarak kimileyin bir Filistinli, Iraklı… Bazen Afrika’da veya Asya’da doğduğumuz için dışlanıyoruz, bazen de kadın, erkek veya çocuk olduğumuz için... Görülen bu reva yüzünden sokaklarda, otobüslerde, üniversitelerde, resmî dairelerde keyfi uygulamaların esiri olurken tenimin simsiyah kesildiğini hissediyorum.

Bizler, insanları anlamak için stereotipler oluşturup, her birini bir kategori üzerinden değerlendirmeye alışmışızdır. Her daim ezilmişizdir ve intikamımızı almak üzere de ezmişizdir. İnanç ve eylemleri bizimkilerden farklı olan insanları kolayca dışlayabilir; daha da ileri giderek kötü bir insan oldukları iddiasında bile bulunabiliriz. Kendimizden daha alt tabakaya mensup ilân ederiz onları, hem de hiç canımız yanmadan, vicdanımız sızlanmadan.

Tam bu noktada Jane Elliot’un bugün bile çok tartışılan deneyi imdadıma yetişiyor. Jane Elliot, Iowa’da bir ilkokul öğretmeniydi. Hepsi kırsal kesimden beyaz Hıristiyan olan öğrencilerinin çok korunaklı bir ömür sürdüklerini ve dünyadan bihaber yaşadıklarını düşündüğü için onlara önyargı ve ayrımcılığın nasıl bir şey olduğunu, bizzat yaşatarak öğretmeye karar verdi. Amacını gerçekleştirmek üzere sınıfını göz rengi esasına dayalı olarak ikiye böldü; mavi ve kahverengi gözlüler… Mavi gözlü çocuklar kahverengi gözlü çocuklara göre daha üstündü; bu çocuklar daha zeki, daha şirin, daha güvenilirdi. Kahverengi gözlü çocuklardan özel atkılar giymelerini, böylece daha alt grubun bir üyesi olarak hemen tanınmalarının mümkün olacağını söyledi. Elliot, mavi gözlü çocuklara bazı imtiyazlar tanıdı; onlar teneffüslerde daha uzun süre oynayabiliyor, kafeteryada ilâve yemek alabiliyor, sınıfta da övülüyorlardı. Saatler içinde öğretmen sınıfında önyargılı bir toplum mikrokozmosu oluşturmuştu. Önceden birbiriyle samimî olan, çok iyi geçinen çocuklar gitmiş yerine birbirine iyi gözle bakmayan, düşman iki rakip grup gelmişti. “Üstün” mavi gözlü çocuklar kahverengi gözlü çocuklarla alay ediyor, onlarla oynamayı reddediyor, onları öğretmene şikâyet ediyor, onlar için yeni kısıtlama ve yasaklar getirilmesini istiyor. “Aşağı” kahverengi gözlü çocuklar sıkılgan, üzgün ve mutsuz olmuşlardı. O gün ders başarıları da düşmüştü. Ertesi gün öğretmen, göz rengiyle ilgili stereotipleri değiştirmeye karar verdi. Korkunç bir hata yaptığını, aslında üstün olanların kahverengi gözlü çocuklar olduğunu söyledi ve atkıları mavi gözlü çocukların takmasını istedi. İşler tersine döndüğünde kahverengi gözlüler büyük bir şevkle intikam aldı. Üçüncü gün akıllı öğretmen Jane Elliot öğrencilere bunun bir oyun olduğunu söyleyerek, önyargılı olmanın ve ayrımcılık yapmanın ne kadar kötü bir şey olduğunu izah etti.

Jane Elliot’un öğrencileri şanslıydılar. Böylesi zeki ve demokrat bir öğretmenin yaklaşımı sayesinde hayatı algılayış açıları olumlu bir yönde değişmişti. Öğretmen ahlâkî bir değer olarak bu anlayışı onların zihinlerine yerleştirirken farkında olmadan Hz. Muhammed’in Veda Hutbesi’nde dile getirdiği tavsiye ve tembihleri öğretmişti. Ne diyordu Peygamberimiz?(asm) “Ey insanlar! Rabbiniz birdir. Babanız da birdir. Hepiniz Adem’in çocuklarısınız, Adem ise topraktandır. Arab’ın Arap olmayana, Arap olmayanın da Arap üzerine üstünlüğü olmadığı gibi; kırmızı tenlinin siyah üzerine, siyahın da kırmızı tenli üzerinde bir üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takvada, Allah’tan korkmaktadır. Allah yanında en kıymetli olanınız O’ndan en çok korkanınızdır.”

Ne çabuk unuttuk, ne çabuk sırtımızı döndük ve kendi bildiklerimizi okuyarak buzdan ve kardan bir çölün içinde kaybolduk. Hepimiz direnişsizliğin sefil havarisi kesilirken yüreğimizin sesini susturduk. Ve biz birer kaybeden olduk…

Kaybetmeyenler mi? Eminim ki, siz onları çok yakından tanıyorsunuz!

05.05.2010

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Geri


Önceki Yazıları

  (21.04.2010) - Düşler diyarında

  (14.04.2010) - Gülerken ısırılmak

  (07.04.2010) - Cevabını arayan soru

  (31.03.2010) - Kalabalık heyulalar

  (24.03.2010) - Hayal perdesindeki gerçek

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Abdullah ŞAHİN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet BATTAL

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Banu YAŞAR

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H.İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Hakan YILMAZ

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehmet YAŞAR

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Saliha FERŞADOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu

Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.
Kurumsal Linkler: Risale-i Nur Kongresi - Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Yeni Asya Gazetesi - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat-Promosyon - Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım