10 Temmuz 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Süleyman KÖSMENE

Semayı şenlendiren sakinler


A+ | A-

İbrahim Bey: “Üstad Hazretleri semâyı şenlendiren Melekler ve Rûhâniyât olduğunu buyuruyor. Bu ruhaniyat dediği bizim dünyaya gelmeden intizar salonu denilen yerde bekleyen ruhlarımız mıdır? Yoksa bizim ruhlarımız haricinde, ruhanî diye isimlendirilen Allah’ın başka mahlûkatı mıdır?”

Meleklere iman, İslâmiyet’in iman esaslarından ikincisidir. Yerler ve gökler meleklerle doludur. Üstad Bedîüzzaman Hazretlerinin ifadesiyle; yeryüzünün küçüklüğüyle birlikte hayat ve şuur sahibi mahlûklarla cıvıl cıvıl doldurulmuş adeta bir hayvanlar mahşeri hüviyetinde olması, ulvî ve yüksek burçlar sahibi olan gökyüzünün de hayat, şuur ve idrak sahibi mahlûklarla dolu olduğunu bize gösteriyor.

Üstad Hazretlerine göre, adına ister melâikeler diyelim, ister ruhaniler diyelim; o şuur, idrak ve hayat sahibi mahlûklar, insanlar ve cinler gibi şu âlem sarayının seyircileri, okuyucuları ve Rubûbiyet saltanatının dellâllarıdırlar. Çünkü kâinat denilen bu âlem sarayı had ve hesaba gelmeyen güzellikler, süslemeler ve nakışlarla donatılmıştır. Böyle bir kâinat; mütefekkir, takdir edici ve kadir kıymet bilen varlıklar tarafından sonsuz şekilde tefekkür edilmeye lâyıktır. Öyle ya, güzellik elbette âşık ister. Yemek de aç olana verilir.

İnsanlarla cinler ise bu sonsuz vazifenin, şu görkemli tefekkürün ve bu geniş ibadetin hakkını verememekte; milyondan ancak birisini yapabilmektedirler. Demek bu sonsuz ve çeşitli vazifelere ve ibadetlere sonsuz melâike nevîleri ve ruhanî sınıfları lâzımdır. Nitekim yıldızlar, gezegenler ve gök taşlarından, tâ yağmur damlalarına kadar bütün varlıklar, çeşit çeşit melâikenin ve ruhanî mahlûkların bineği ve meskenidirler. Onlar bu bineklere Allah’ın izniyle binerler ve şehâdet âlemini seyredip gezerler. Yeşil kuşlar ve Cennet kuşlarından sineklere kadar her bir hayvan, cins cins ruhanî varlıkların tayyareleridirler. Onlar bunların içinde Allah’ın emri ve izni ile cismanî âlemleri gezerler, o cesetlerdeki duyguların pencereleriyle cismanî fıtrat mu'cizelerini izlerler ve tefekkür ederler.

Öyleyse anlaşılmalıdır ki, şu yeryüzünün karanlık toprağından ve bulanık suyundan, hiç durmadan letafetli hayatı ve nurlu idrak sahibi mahlûkları yaratan Hâlık Teâlâ’nın, elbette ruha ve hayata münasip göklerdeki şu ışık denizinden ve şu karanlık okyanusundan, çok muhtelif şuur sahibi varlıkları vardır; hem çok yoğun biçimde vardır. Gökler, burçlarına, yıldızlarına ve peyklerine varıncaya kadar şuur sahibi, hayat sahibi ve ruh sahibi mahlûklarla doludur.1

Göklerin ve yerlerin meleklerle dolu olduğunu Peygamber Efendimizden (asm) dinleyelim: “Ben sizin görmediklerinizi görüyorum, işitmediklerinizi işitiyorum. Gökyüzü gıcırdadı! Gıcırdamak onun hakkıdır! Çünkü gökyüzünde dört parmaklık bir yer yoktur ki, bir melek alnını koyarak orada secdeye kapanmamış olsun!” 2

Cisimlerin muhtelif cinsleri ve karakterleri gibi, cinlerin, meleklerin ve ruhanî varlıkların da çok farklı cinslerden olduklarını ve çok değişik karakterler sergilediklerini beyan eden Bedîüzzaman Hazretleri, meselâ bir damla yağmura bakan meleğin, güneşte görevli melek cinsinden olmadığını kaydeder. Hazret-i Üstad, ateşten, ışıktan, nurdan, nardan, zulmetten, karanlıktan, havadan, sudan, sesten, kokulardan, esirden, elektrikten ve sair lâtif ve akıcı maddelerden yaratılmış olan hayat, şuur ve ruh sahibi mahlûkları Kur’ân’ın, “melâike, cin ve ruhanî” olarak adlandırdığını bildirir. 3

İnsanın dünyaya gelmezden önce sonsuzluk tarafında zerreler âleminde ruhlar veya zerreler halinde yaratıldığı ve Cenâb-ı Hakkın “Elestü birabbiküm?” (Ben sizin Rabbiniz değil miyim?) sorusuna muhatap olduğunu ve “Belâ!” (Evet; Rabbimizsin yâ Rabbi!) diye cevap verdiğini bize Kur’ân söylüyor. 4 Yolculuğuna ruhlar âleminden başlayan insan ruhunun, 5 dünya hayatından sonra uğradığı ve mahşer için bir bekleme salonu hükmünde olan berzah âleminde -eğer sâlih ruhlardan ise- Allah’ın izniyle göklerde ve yıldızlarda gezdiği de doğrudur. 6 Diğer taraftan Kur’ân’da Hazret-i Cebrâil’in (as) bazen “ruh”, 7 bazen “rûhu’l-emin” 8 ve bazen “rûhu’l-kudüs” 9 sıfatlarıyla anıldığı da bir gerçektir.

Binaenaleyh, “ruhaniyet” tabirinden yalnız insanların ruhlarını değil; insanlarla birlikte dumansız ateşten, ışıktan, nurdan, karanlıktan, sesten, kokulardan, elektrikten, havadan, esirden ve bilmediğimiz akıcı ve hoş maddelerden yaratılan ve cismanî olmayan mahlûkları anlıyoruz. Bu kavramın içine insan ruhu girebileceği gibi, muhtelif cinsleriyle melekler ve cinler de girmektedirler.

Dipnotlar

1. Sözler, s. 162, 163, 467, 469.

2. Tirmizî, Zühd, 7.

3. Sözler, s. 469.

4. A’râf Sûresi, 7/172 (Tefsîri için bakınız: Sözler, s. 105);

5. Sözler, s. 35.

6. Lem’alar, s. 230.

7. Kadr Sûresi, 97/4.

8. Şuarâ Sûresi, 26/193.

9. Nahl Sûresi, 16/102.

10.07.2010

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (09.07.2010) - Gönül köprüsünün ibadet hali: Zekât

  (08.07.2010) - Ufuk-u âlâda ezeli saatler

  (07.07.2010) - Ledün ilminin ince mes’eleleri

  (06.07.2010) - Sırat köprüsünden esenlikle geçmek

  (05.07.2010) - Güzele mazhar olan güzelleşir

  (04.07.2010) - Büyük günah işleyenin nikâhı düşer mi?

  (02.07.2010) - Ölüm ve İlâhî adalet

  (01.07.2010) - Öfke yutma fazileti üzerine

  (30.06.2010) - Yerkürenin ihtişamlı seyahati

  (29.06.2010) - Hazret-i Ali’nin (ra) asrımıza tebessümü


Son Dakika Haberleri

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Abdullah ŞAHİN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet BATTAL

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Banu YAŞAR

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H.İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Hakan YILMAZ

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehmet YAŞAR

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Saliha FERŞADOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.