14 Temmuz 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Baki ÇİMİÇ

Hakîkat-i namaz nedir?


A+ | A-

Namaz çok kıymettar ve mühim ve de az bir zahmet ile kazanılan bir büyük ibâdettir. Ayrıca namazda hem rûhun, hem kalbin ve hem de aklın büyük bir rahatı vardır.

Namaz hakîkî bir ebedî hayatın saadetine medâr olacak hoş, rahat ve rahmetli bir hizmettir. Külfeti pek az ve ücreti pek büyük, hoş, güzel ve ulvî bir ubûdiyettir.

Namazın mânâsı, Cenâb-ı Hakkı zikretmek, hürmet göstermek ve şükretmektir. Yâni Allah’ın celâline, sonsuz büyüklük, ululuk, yücelik ve haşmetine karşı söz ve fiili olarak Sübhânallah deyip Allah’ı bütün noksan sıfatlardan berî görmek; hem Allah’ın kemâline karşı söz ve amelle Allahu Ekber söyleyip, Allah en büyüktür diyerek hürmet gösterecek sûrette güzel muâmelede bulunmak; hem, Allah’ın cemâline ve sonsuz güzelliğine karşı kalb, dil ve beden ile Elhamdülillâh deyip şükretmektir.

Öyleyse namazın çekirdekleri “Sübhânallah, Allahu Ekber ve Elhamdülillâh” gibi mukaddes kelimelerdir. Bu kelimeler namazın her yerinde çokça vardır ve aynı zamanda tesbih ve tekbir ve hamd hükmündedirler. Bedîüzzamân Hazretleri namazı böyle tâ’rif etmektedir.

Namaz insanın cisim hanesinde arkadaşları olan kalbinin gıdası, rûhunun hayat suyu ve Rabbâni duygularının ter temiz havasıdır.

Namaz sonsuz üzüntüler ve teessürlere ve de elemlere maruz ve düşkün olan; nihayetsiz lezzetlere ve arzulara meftun ve sevdalı olan bir kalbin kût ve gıdasıdır.

Namaz ile kul her şeye kudreti yeten bir Râhim-i Kerîm’in kapısını niyaz ile çalarak nihayetsiz ihtiyaç ve arzularına kavuşacağını bilerek sadece O’ndan (cc) isteyeceğini bilir. Böylece namaz kul ile Rabbi arasında bir nisbet ve râbıta olur.

İnsan şu boğucu, ezici ve sıkıntılı olan dünya halleri içersinde ancak namazın penceresi ile nefes alabilir ve rahatlayabilir.

Namaz mü’minin dünya hayatında kalbine kût ve gınâ (zenginlik); bir menzili olan kabrinde gıda ve ziyâ; mahkemesi olan mahşerde senet ve berat; ister istemez üstünden geçilecek olan Sırat Köprüsünde nûr ve burak olacaktır.

Namaz mü’minin bir nev’î mi'racı hükmündedir. Namazın hakîkati mahz-ı lütuf olarak Cenâb-ı hakkın şâhâne divanına giriş, mahz-ı rahmet olarak yüce Allah’ın huzuruna kabul hükmündedir. Namaz bir nev’î ubûdiyet-i külliye ile huzura müşerref olmaktır.

Namaz hakîkî istikbâl için ihtiyat akçesi, âhiretin küçük bir sandığı; âhiret amellerini içine alan mânevî sandukçadır.

Namaz kılanın hâli Kâiantın Sâniine müteveccih olarak yaptığı ibâdet ile kendi âlemini nûrlandırır. Âdeta namaz o mü’min için elektrik lambası ve namaza niyet, onun düğmesine dokunma gibi o âlemin zulümâtının dağılması ve her yerin nûrlanması hükmünde olur.

Namaz imândan sonra en büyük hakîkat ve ibâdettir. İbâdetin mânâsı da şudur ki; kul Allah’ın dergâhında ve huzurunda kendi kusurunu ve acizliğini ve de fakirliğini görüp Allah’ın Rablığını ve terbiye ediciliğini bilir. Böylece insan Allah’ın sonsuz kudret ve ilâhî merhametinin ve şefkatinin önünde hayret, muhabbet ve sevgi ile secde eder ve yalvarır. Kul kendi kusuru görerek yalvarış ile istiğfar eder ve Rabbini bütün noksanlıklardan pak ve beri görerek kâinatta bütün kusurlardan mukaddes olduğunu bilerek Allah’ı zikreder ve bunu başta namaz gibi ibâdetle ilân eder.

Namaz öyle bir ibâdettir ki; bütün ibâdetleri içinde toplayan ve bütün mahlûkatın ibâdetlerine işaret eden bir harita hükmündedir. İnsan namaz ibâdeti ile hem kendisine verilen çeşit çeşit nimetlerin şükrünü iâde ediyor hem de mahlûkatın ibâdetlerini Allah’a arz ve takdim ediyor. Böylece yaratılış gayesi olan imân ve kulluğunun en önemli merhalesini yerine getirmiş oluyor.

Günde beş vakit namaz kılmak hem çok kolay hem çok hoş ve hafiftir. İnsana Allah her gün yirmi dört altın derecesinde yirmi dört saat vermektedir. Bu yirmi dört saatten bir saatini geri istiyor ki ileride bizim için biriktirsin. Yirmi dört saatin yirmi üç saatini dünyaya bir saatini de hem ruhumuzun hayat suyu, hem kalbimizin gıdası ve Rabbâni duygularımızın da havası ve oksijeni olan namazı kılmalıyız. Kılmamakla zarar içinde zarar hata içinde hata ederiz.

Hem namaz öyle bir ibâdettir ki iyi bir niyet ile dünyevî bütün işlerimiz namaz kılmak şartı ile sevap hükmüne geçer. Aynı zamanda namaz dînîn direği ve bizi kötülüklerden alıkoyan en önemli ibâdettir. İnsan bu sayede bütün ömür sermayesini âhirete mal edebilir ve fâni ömrünü bereketlendirir, âhirete çok makbul ibâdet şekline çevirebilir.

Namaz kılmak ve günahları işlememek hakîkî bir insanî vazîfedir ve insanın fıtratına uygun bir ubûdiyettir.

Namaz kılan kişi kıldığı namaz ile şöyle düşünür. ”Ta kabrime dahâ ziyâde ışık göndereceğim. Âhiretime daha ziyâde zahire tedârik edeceğim. (B. S. Nursî, Sözler, s. 430)” Böylece mutmain-i kalb ile namazlarına devam eder.

“Evet, nasıl ki Fâtiha Kur’ân’a, insan kâinata fihristedir; namaz da hasenâta fihristedir. Çünkü namaz; savm, hac, zekât ve sâir hakîkatleri hâvi olduğu gibi, idrâkli ve idrâksiz mahlûkatın ihtiyârî ve fıtrî ibâdetlerinin nümunelerine de şâmildir. Meselâ secdede, rükûda, kıyamda olan melâikenin ibâdetlerini, hem taş, ağaç ve hayvanların o ibadetlere benzeyen durumlarını andıran bir ibadettir. (B. S. Nursî, İşârâtü’l-İ’câz, s. 75)

14.07.2010

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (02.07.2010) - Nefs-i emmârenin mâhiyeti

  (31.05.2010) - Bâtınî bir hasse: Kuvve-i hayâliye

  (03.05.2010) - Kuvve-i akliye-i melekiye ve zihin

  (22.03.2010) - Niyet-i sadıka ve ihlâs

  (11.03.2010) - İnsana verilen iştahlı mideler

  (17.02.2010) - Ehvenü’ş-şer bir adâlet-i izâfiyedir

  (05.02.2010) - Âfâkî ve enfüsî tefekkür

  (07.12.2009) - Risâle-i Nûrlar Sefine-i Nuh gibidir


Son Dakika Haberleri

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Abdullah ŞAHİN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet BATTAL

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Banu YAŞAR

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H.İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Hakan YILMAZ

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehmet YAŞAR

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Saliha FERŞADOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.