09 Eylül 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Ali Rıza AYDIN

Müslümanın mutlu günü


A+ | A-

Bayramlar, dinî ve millî bakımdan hususî kıymeti haiz olan ve toplumun tamamını kapsayan özel günlerdir.

Millî bayramlarda milletin mazisinde vuku bulmuş ve millete mal olmuş hatıralar anılırken; dinî bayramlarda toplumun hem dünya, hem de ahiret hayatını ilgilendiren yüksek değerler bulunmaktadır. Dolayısıyla bayramlar, toplumların hayatında görülen olağan üstü günlerdir.

İslâm dininde Ramazan ve Kurban olmak üzere iki bayram vardır. Her iki bayram da hicretin ikinci yılından itibaren kutlanmaya başlamıştır. Ramazan orucu da ilk defa bu yıl farz kılınmış, bu ayı oruçla geçiren mü’minler sonraki ayın, yani Şevval ayının ilk üç gününü bayram olarak kutlamışlardır. Bu sebepten dolayı bu bayrama Ramazan Bayramı veya bayramdan önce fitre (fıtır sadakası) verildiği için fıtır bayramı da denilmektedir.1

Bayram kelimesinin Arapçası, lûgatta “âdet haline gelen sevinç ve bir araya toplanma günü” mânâsındaki “îd”dir.

Hicretten sonra Medine halkının İran geleneğinden gelen Nevruz ve Mihricân bayramlarını kutladıklarını gören Hz. Peygamberimiz (asm), “Allah sizin için o iki günü daha hayırlı iki günle değiştirmiştir” 2 buyurdu. Diğer bir hadis-i şeriflerindeki “Bu günümüzde yapacağımız ilk şey namaz kılmaktır” 3 ifadesi ise, Ramazan ve Kurban Bayramlarının bayram namazının kılınmasıyla başladığını ifade etmektedir.

Ramazan Bayramında mü'minler, bir önceki ayı ibadetle geçirmenin sevinciyle, Allah’ın rahmetine ve mağfiretine nail olabilmenin ümidini taşırlar; bu heyecanı yaşarlar.

Müslüman’lar, Ramazan ayında bir ay oruç tutarak Allah’ın haram kıldıklarına yaklaşmamakla birlikte, İlâhî emre uyarak yeme, içme gibi meşrû olan âdetlerini terk etmek suretiyle bir nev'î melekleşirler. İşte, Ramazan Bayramı, böyle bir imtihanı yaşamanın ve başarmanın peşinden Cenâb-ı Hakk’ın ihsan ettiği sürur dolu bir gündür.

Bayram günleri sevinç günleri olduğu için, bu sevincin açığa vuruluşu olarak meşrû dairede olan, günah unsuru bulunmayan oyun ve eğlenceler câiz görülmüştür.4

Saadet Asrındaki bayramlarda en güzel elbiseler giyilir, at ve deve yarışı tertiplenir, köle veya cariyelerin çaldığı “bendir” denilen zilli iri def eşliğinde eğlenilirdi. Nitekim, Mescid-i Nebevî’nin toprak zemini üzerinde bir grup Habeş’in oynadığı mızrak kalkan oyunlarını Hz. Peygamberimizin (asm), eşi Hz. Aişe (ra) ile birlikte seyrettiği bilinmektedir.5

Her şeyde olduğu gibi bayram kutlamalarında da ölçüyü aşmamak, vasattan şaşmamak gerekir. Çünkü bayramlar, duâların kabulüne vesile olan çok önemli günlerdir. Bunun içindir ki, Bediüzzaman: “Bayramlarda gaflet istilâ edip gayr-ı meşrû daireye sapmamak için, rivayetlerde, zikrullaha ve şükre azim tergibat (büyük bir teşvik) vardır. Tâ ki, bayramlarda o sevinç ve sürûr nimetlerini şükre çevirip, o nimeti idame ve ziyadeleştirsin. Çünkü şükür nimeti ziyadeleştirir, gaflet ise kaçırır”6 ifadeleriyle bu müstesna günlerin ehemmiyetine dikkat çekiyor.

Ülkemizde, bazı çevreler Ramazan Bayramı’na “şeker bayramı” da demektedir. Halbuki, Peygamber Efendimizin (asm) uygun olmayan bazı isimleri değiştirmesi ve özellikle dinî terim ve mânâların muhafazası konusunda hassasiyet göstermesi, meselenin önemini giderici böyle bir adlandırmanın, yani “şeker bayramı” sözünün doğru olmayacağını ortaya koymaktadır.

Rabbimizin ikramı olan bu bayramları, O'nun rızası dairesinde, O'nun hoşnut olacağı şekilde kutlamak; bayramların feyiz ve bereketinden, manevî hasılatından istifade etmenin gayreti içinde olmak, bayramları en verimli kutlamanın şeklidir.

Rabbim cümle mü’min kullarını, bayramları “bayram” olan kullarından eylesin...

Dipnotlar:

1- TDV İslâm Ans. 5: 259.

2- A.g.e., 259, (Müsned.3: 103).

3- Buhârî, İdeyn, 3; Müslim, Ehadî, 7.

4- Müslim, Salâtü’l- İydeyn, 20.

5- TDV İslâm Ans. 5: 261.

6- Said Nursî, Lem’alar, 274.

09.09.2010

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (02.09.2010) - Saatlerin sarkacı

  (26.08.2010) - Alkış!

  (19.08.2010) - Adalet, insanlığın temelidir!

  (12.08.2010) - Mağfiretin mevsimi

  (05.08.2010) - "Biz abi değil miyiz?"

  (29.07.2010) - Kitaro’nun ruh hâli!

  (15.07.2010) - Nûr içinde yatanlar!

  (08.07.2010) - HİZMETİNE ŞAHİDİM!

  (01.07.2010) - Gizli aşk bu…

  (17.06.2010) - Müslümanlaştırmak!


Son Dakika Haberleri

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Abdullah ŞAHİN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet BATTAL

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Banu YAŞAR

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H.İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Hakan YILMAZ

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehmet YAŞAR

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Saliha FERŞADOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.