09 Eylül 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Abdil YILDIRIM

Bir tesellidir bayram


A+ | A-

Bayramlar hep bir sevinç ve neşe günü olarak kabul edilir. Evet doğrudur, insan bayramda sevinir, mutlu olur, neşe duyar, içi kıpır kıpır olur. Halbuki insan böyle bakınca Ramazan’a biraz vefasızlık etmiş gibi geliyor. Hani bir ay boyunca Ramazan’a olan sevgi ve saygımızı dile getirmiş, son günlerinde ondan ayrılmanın hüznünü yaşamıştık. Camilerde “Elveda ey şehr-i Ramazan elveda” diye yüreğimiz yanarak hüzünlü ayrılık ilâhileri okumuştuk. Ramazanı uğurladığımızın ertesi günü yaşadığımız bu sevinç ve neşe de ne oluyor? Son teravihi kılarken gözyaşları döküyoruz, on bir ay hasretle yolunu bekleyeceğiz diye söz veriyoruz, ama ertesi gün en güzel kıyafetlerle ve en tatlı ziyafetlerle kutlamalar yapıyoruz. Bu bir çelişki değil midir?

Evet, Ramazan’dan ayrılmak mü’minler için hüzün vericidir. Ama Cenâb-ı Hak, Ramazan’ı seven ve onun hasreti ile gözyaşı döken kullarını hüzün içinde bırakmak istemez. Onlara öyle bir ihsanda ve ikramda bulunur ki, onunla üzüntüler sevince, hüzünler huzura döner. Yani kendisine itaat eden kullarından Ramazan’ı alırken, yerine Bayram gibi bol ikramlı bir hediye paketi verir. Bu paketin içinde başta Rabbimizin rızası vardır. Ondan sonra, bir aylık oruç ibadetinin mükâfatı, ecir ve sevabı vardır. Nasıl ki aylık ücret karşılığı çalışan bir işçiye, ay sonunda ücreti ödeniyorsa, bayram günü de bir aylık oruç ibadetinin sevabı mü’minlerin hasenat defterine kaydedilir. Bu yüzden ücretini alan bir işçi nasıl memnun olur ve yüzü gülerse, Bayram günleri de mü’minlerin yüzünü öyle güldürür. Ramazandan ayrılmanın verdiği hüzün, bayramın getirdiği sevinçle ortadan kalkar.

Bayramlar sevinç ve neşe günüdür. O gün yürekler kıpır kıpır, gözler ışıl ışıldır. Ama bu sevinç Ramazan’ı uğurlamış olmanın sevinci değildir. Aksine, Ramazan’ın bize bıraktıklarına toptan sahip olmanın ve onun hatırasını yüreklerimize nakşetmenin bir sevincidir. Ramazan gitmiştir, ama gelirken beraberinde getirdiği Regaib’in, Mi’rac’ın, Berat’ın ve Leyle-i Kadr’in faziletlerini, sahurun bereketini, iftarın sevincini, teravihlerin faziletlerini bırakıp gitmiştir. İşte bütün bu güzellikler, ecir ve sevaplar, Bayram günü mü’minlere takdim edilir. Bu kadar sevinç, Ramazan’dan ayrılmanın hüznünü hissettirmez. Onun için Bayramlar bir teselli günüdür.

Bayram aynı zamanda Cenâb-ı Hakk’ın oruç tutan kullarına verdiği bir küllî iftar, bir büyük ziyafettir. Bir gün önce yemek içmek yasakken, Bayram günü oruç tutmak yasaktır. Çünkü bayram günü, Rabbimizin ikram ve ihsan günüdür. O gün oruç tutarak bu ikramdan uzak kalmak, kul olmanın edebine uygun değildir. Kabalık olur, bir nev'î küfran-ı nimet sayılır.

Ramazan orucu, mü’minler için bir sabır sınavıdır. Ramazan Bayramı ise, bu sınavı başarı ile geçmiş olmanın sevincine ve mükâfatına kavuşmak olduğundan, insanları mutlu eder. Ayrıca bu mutluluk, mü’minler arasında sıcak ziyaretler ve tatlı ziyafetlerle paylaşıldıkça artar. Bu öyle bir mutluluktur ki, sadece hayattaki insanlarla değil, ahirete intikal etmiş olan yakınlarla da paylaşılır. Kabirler ziyaret edilir, kabir ehline de duâlar edilerek onların da Bayramı tebrik edilir, ruhları sevindirilir.

İşte Ramazan giderken bizlere böyle bir sevinç ve mutluluk tablosu bıraktığı için, teselli buluruz, hasretlik acısını unuturuz. Bu da Rabbimizin bize lûtfettiği ayrı bir ihsanı ve tatlı bir ikramıdır. Ramazandan ayrılırken, bayramla teselli buluruz.

Not: İslâm âleminin, hasseten değerli okuyucularımın ve gönül dostlarının Ramazan Bayramını tebrik ediyor, gönüllerdeki bayram sevincinin daim olmasını diliyorum.

09.09.2010

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (07.09.2010) - Hangi yoldan gitmeli?

  (30.08.2010) - Ramazan ateşi

  (26.08.2010) - Derin bakışlar

  (24.08.2010) - Kanatlar aşka uçmak içindir

  (16.08.2010) - Ramazan kampanyası

  (04.08.2010) - Risâle-i Nur kılcal damarlara işlemiş

  (10.07.2010) - Hayırla meşgul olanı şerler meşgul eder

  (21.06.2010) - Sorsa bilirdi

  (01.06.2010) - Dünya doyumluk değil tadımlıktır

  (21.05.2010) - Akıbetini unutanlar


Son Dakika Haberleri

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Abdullah ŞAHİN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet BATTAL

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Banu YAŞAR

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H.İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Hakan YILMAZ

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehmet YAŞAR

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Saliha FERŞADOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.