Sosyal medyada video dönüyor.
Erdoğan’ı seçim dolayısıyla tebrik etmek isteyen vatandaşlar kahveden telefonla arıyor.
Kendisini tebrik ediyorlar, övgüler düzüyorlar, lehinde slogan atıyorlar.
Ve bu video “dinle diktatör” adıyla veriliyor.
Yani bakın bazı insanlar bu adam diktatör diyor, ama gördüğünüz gibi değil mesajı veriliyor.
Benim bildiğim, insanın kendine övgüler düzen vatandaşı dinlemesi diktatör olmadığını göstermez.
Sizi eleştirmek için arayan vatandaşı da aynı hoşgörüyle dinlerseniz sorun yok…
***
MHP’NİN DURUMU
Bu seçimin mağlûbu MHP.
Partililer üzgün böyle kötü bir sonuç aldıkları ve dördüncü parti konumuna düştükleri için.
Diğer muhalefet kızgın, MHP hayırcı tutumuyla AKP’ye güç kattığı için ve 7 Haziran’da fırsatları teptiği için.
AKP’liler memnun iktidarı hiç beklemedikleri bir oyla kazanmalarında Bahçeli katkı sağladığı için.
Şimdi hedefte Bahçeli var. İktidarın milliyetçilerden kopardığı oy oranı iştahını kabartmış olmalı ki.
MHP’ye parçalama taktiğiyle saldırıyor.
Ne de olsa başkanlık referandumu için fazladan 13 milletvekilinin desteğine ihtiyacı var!
***
BAŞKANLIK GELİYOR MU ?
Seçimlerden hemen sonra ilk gündeme gelen Başkanlık oldu.
“Seni Başkan yapacağız” sesleri yükseldi.
AKP anayasayı tek başına değiştirme çoğunluğuna sahip değil.
O zaman yapılacak olan dışarıdan destekle yani 330 milletvekiliyle bu işi referanduma götürmektir.
Alınan % 49 oy buna referans olacaktır. % 2 oy daha devşirilse % 51 ile referandum da başkanlık alınır hesabı yapılıyor. Seçim günü Beştepe’de bunun için yüzler gülüyordu.
Stratejiler masada, burada kullanılan taktik Osmanlıcılık, Sultan Erdoğan taktiğiyle, hem milliyetçileri, hem muhafazakârları, hem Osmanlı İmparatorluğuna tarihî sevgi besleyenleri bu havuza katarak başkanlığa geçiş sağlamak.
Bakın argümanlara, Osmanlı ihya ediliyor sloganları, Abdülhamid ve Erdoğan resimlerinin yan yana kullanılması, Cumhurbaşkanlığında Osmanlı armalarının kullanılması, Osmanlıya ait dizilerin yayınlanması, Cumhurbaşkanlığı sarayına külliye adının verilmesi, törenlerde Osmanlıya ait ritüellerin kullanılması v.b.
Yani Osmanlı hayaliyle, Erdoğan modeli başkanlık halka kabul ettirilmeye çalışılacak.
Ben de bu planlara karşı tekraren derim ki: “Ne mümkün zulm ile, bîdâd ile imhâ-yı hürriyet?
Çalış, idrâki kaldır, muktedirsen âdemiyetten!”
***
TEHDİT YOK !
Gerek sosyal medyada, gerek gazetelerde, gerek tele-vizyonlarda artık bir şey tartışamıyoruz.
Ne zaman tartışma başlasa aşağılamalar başlıyor, hakaret başlıyor, tehditler başlıyor…
Hiç tahmin edemeyeceğiniz insanlardan iktidara dayanmanın verdiği güçle ne sözcükler duyuyorsunuz. İnanasınız gelmiyor.
Star Gazetesi Yazarı Cem Küçük’ten Aydın Doğan’a: “Tamam. O zaman bize samimî olduğunu göstermek zorundasın ki, ikna olalım. Biz de bakacağız senin durumuna, daha karar vermedik. Samimiysen Eyüp Can, Nazlı Ilıcak ve Bülent Mumay’ı kov.”
Düşünün ki AKP’li bir köşe yazarı birilerini böyle tehdit ediyor. Kime ne yapacağını, kimi kovacağına karar veriyor. Gerisini siz hesap edin.