"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Cevval bir dava adamı: Hasan Hüseyin Ağabeyim

Mustafa Yalçın
10 Haziran 2025, Salı
Cevval bir yapıya sahip olan rahmetli Hasan Hüseyin Ağabeyim tam bir dava adamı idi.

Ortaokul ve liseyi Kayseri'de okumuştu. O dönemlerde nerede ise her hafta sonu benim Risale-i Nurları tanımam için cebinde küçük risalelerden birkaç tanesiyle birlikte köyümüz Özkonak’a gelirdi. Birlikte dağ-bayır gezerken bitkilerden, ağaçlardan, hayvanattan misaller vererek “Tabiat Risalesi”nden tefekkürî dersler okurduk. 

Yaşıtlarımdan birkaç arkadaşın da iştirak ettiği Risale derslerini bir odada yapıyorduk. Özkonak beldesinde bulunan “Nurefşan” diye isimlendirdiğimiz bu ilk medrese-i Nuriyenin faaliyete başlanmasına vesile olmuş, namazlarımızı cemaatle kılmaya başlamıştık. 

O yıllarda gazetemiz Yeni Asya'yı muhakkak yanımızda taşırdık. Özellikle gençler ve çocuklar için hazırlanan sayfaları takip ederdik. “Topuz'un Maceraları” heyecanla takip ettiğimiz köşeler arasında idi. 

Ailem Almanya'da olduğu için, ilkokulu bitirdikten sonra ben de yanlarına gitmiştim. Almanya'da iken de her yıl Yeni Asya aboneliğimizi tazelerdik. Hasan Hüseyin Ağabeyim, daha sonraları posta kanalıyla, “Can Kardeş” çocuk dergisinin de kesintisiz olarak bizlere ulaşmasını ısrar ile sağlamaya çalışmıştı.

Kendisi, Yeni Asya bünyesinde işe başlamış, daha sonraları “tashih” bölümünde  vazife verilmiş, o birimde uzun yıllar devam etmişti. 

1974 yılında gazeteye gittiğim bir günde Mehmet Kutlular Ağabeyin odasının kapısını çalarak müsade istemiş ve beni onunla tanıştırmıştı. 

Rahmetli Mehmet Kutlular Ağabeyin kartal bakışlarından çok etkilenmiştim. Çocuk olmama rağmen o anki vakarlı duruşu hâlâ hayalimde canlılığını muhafaza eder.

Bilahare Kutlular Ağabey Hasan Hüseyin Ağabeye “Cevşen” yazılırken Hattat Hamid’e yardımcı olması için vazife tevdi etmişti. 

Çocukluk dönemine dair bir hatıram:

Köyümüzde bir yeraltı şehri vardı. 70’li yılların başında İngilizce bilen bir Nur Talebesi ağabey de yaz tatili için köyümüze gelmişti, birlikte dersler yapıyorduk. 

Bir gün Hasan Hüseyin ağabeyim, "Hadi Yeraltı Şehrine gidelim, turistlere İslâm'ı anlatalım. Senin İngilizcen var. Dilin zekâtını vermiş olursun" dedi. 

Beraberce gittik, yer altı şehrinde yaşları genç olan iki kişi ile tanıştık. Turistik kısa bir gezintiden sonra, Risale-i Nur’dan bahsetmeye ve tevhid akidelerini anlatmaya başladık. 

Anlatılanlar muhatapların ilgisini çekmişti. Peş peşe sorulan suallerle hem yürüyor, hem de köy içindeki “taş oyma” işçiliğine sahip sanat değeri yüksek evleri gösteriyorduk. 

Birkaç saat sonrasında çay içmek için köy ortasındaki kahvehaneye oturduk. 

İslâm'ın ve imanın güzelliklerinden bahsederken köyün gençleri de masamızın etrafına toplanmaya başlamıştı. Sandalyeyi çeken ders halkamıza dahil oluyordu.  

Bir ara, yapılmak isteneni anlamayan haylaz bir genç cebinden müstehcen bir dergi çıkartarak gençlere uzattı. Turist gençlerin reddetmelerine rağmen ısrarla bakmaları için baskı yapınca, rahmetli Hasan Hüseyin Ağabey bir hışımla ayağa kalkıp dergiyi kaptığı gibi parçalamaya başladı ve yüksek sesle, “Biz ne yapmaya çalışıyoruz, sen ne halt ediyorsun, hiç mi  utanma yok sende?” diye kızdı ve dergiden geri kalanı fırlatıp attı.

O zaman bu hadise ile şunu idrak etmiştim: “Hakikî imanı elde eden adam, kâinata meydan okuyabilir"di. Risalelerdeki bu kısım her okunduğunda, hep çocuk yaşta şahidi olduğum o sahne aklıma gelir. 

Evet, “İman, insanı insan eder, belki insanı sultan eder” müjdesi geçmişte olduğu gibi kıyamete kadar da tahakkuk ve tezahür edecek inşallah. 

Seni hep rahmetle yad edeceğim aziz ağabeyim, ruhun şad, mekânın Cennet olsun...

Okunma Sayısı: 263
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı