İlâç satışları niye patladı?
Tarım alanları niye betonlanıyor? Sağlam evler bile yıkılıp niye danışıklı dönüşüyor?
Niye et yiyemiyoruz? D vitaminimiz niye eksik? Niye kemiklerimiz eriyor? Niye kendimize bakmıyoruz?
Ekmeğimizi çalanlar, suyumuzu bulandıranlar kim Yalanları kimler ballandırıyor?
Şehirlerimizin havası birdenbire niye kirlendi?
*
İnsanlık niye ağır yaralı?
Niye kalem arkada; silâh önde? Niçin, nasıl, nereye kadar?
*
PAPATYALARI UNUTTUK ARADA
Gece karanlık...
Gün karanlık...
Kara, karanlık adamlar...
Sisli, bulutlu zamanlar...
Uzakta kalan çocukluğum...
Beton bir dünya...
Asfalt kaplı zamanlar...
Her şey para...
Konuşmalar nâra...
Hesaplar “numara...”
Ortalık kadavra...
Bu ne çok palavra...
İflâs etmiş idealizm...
Deizm, ateizm, ataizm...
Ortalık kılıç şakırtısı...
Nerede kalemin cızırtısı...
Tınısını duyuyor musun hayatın?
Ölüme övgüler diziliyor.
Papatyalar unutulalı çok oldu.
Ormanlar, denizler şok oldu.
Yaşamak paslandı.
Esaret şahlandı.
Hürriyet ahlandı.
Cömertlik saklandı.
Cimrilik aklandı.
Ahde vefa mı?!
Şefkat mi dedin?!
Muhabbet mi?!
Bunlar şikâyet değil...
Değil de iyi bir hikâyet değil...
*
Bu böyle olmaz. Buğday dışardan gelemez. Sigara ithalatı ne demek? Niye sahte şeker yiyoruz? Unların içinde niye bilmem neler var? Biz su medeniyetinin çocukları; niye dökme suyla değirmen döndürüyoruz? Etimiz ekmeğimiz yok.
*
Şiir okumayız. Kitaba para ayırmayız. Sohbetlerimiz tele vole...
*
Eğitim niye perişan? Neden dünya çapında okullarımız yok? Neden Amerikalara gitmek için can atar öğrencilerimiz, sanatçılarımız?
*
Ben kendimi bildim bileli insanlığa ağır, sert, haşin, acımasız saldırılar var. Bir korku her köşe başını mesken tutmuş. Bir ürkeklik, bir çekingenlik, bir ters şeyler olur endişesi... Ya beni azarlarlarsa, ya suçlarlarsa, ya parasız kalırsam, ya torpil bulamazsam, ya emeklerim çöpe, hurdaya giderse...
*
Şuna cevap bulalım: Para niye bu kadar ön planda? Her şeyi para da değil; rant belirler oldu. Haksız kazancın yeni adı yani...
*
Okullar ve camiler aklımızı, kalbimizi beslemek için değil mi! Toplumun en aklı başında kalbi yerindekiler oralarda olmalı değil mi? Yanlış bir fikir varsa, kalbimiz zayıflıyorsa, haksızlık ayyuka çıkıyorsa, yalan revaçtaysa, toplum kendini aramayı bile unuttuğunu unutmuşsa... okullar, camiler, gönüllü gönülsüz kuruluşlar nerde?
*
Hastaneler kuyruk... Dişlerimiz çürük... Seksen milyon nüfus; kaç yüz milyon sefer doktora gidiyormuş.
Bu liste uzar, uzar da... sofra kuramayan toplumlar; ülkesini kuramaz.
İşe bir de böyle bakalım; e mi?!