"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Gündem eğitim mi?

Faruk ÇAKIR
03 Mayıs 2024, Cuma
Yine süslü ve iddialı mesajlarla eğitim meselesi bir şekilde gündeme geldi.

En başka ifade edelim ki; eğitim meselesinin Türkiye’nin birinci gündem maddesi olmasında büyük fayda vardır. Hatta bu madde ‘kalıcı gündem’ olması daha da iyidir. Eğitimdeki sıkıntıların bilinmesi ve çareler bulunması için buna ihtiyaç vardır.

Eğitim meselesinin gündeme gelmesi, hazırlanan yeni müfredat taslağı sebebiyle oldu. Haber şöyle duyuruldu: “Millî Eğitim Bakanlığınca, internet sitesi üzerinden bir hafta süresince görüş bildirilebilecek tüm öğretim kademelerindeki zorunlu derslere ait “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” yeni müfredat taslağı, “https://gorusoneri.meb.gov.tr” adresinden kamuoyunun görüşüne sunuldu. 28.04.202”

Açıklamada şu bilgiler de yer alıyor: “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli sadece son bir yılın değil, on yıllık uzun soluklu bir çalışmanın ürünü olarak ortaya çıktı. Müfredat hazırlık sürecinde çok uzun görüş alışverişleri ve kamuoyundaki yansımalar üzerinden analizler yapıldı, toplantılar düzenlendi. Bütün bu birikim, geçen yıl yaz aylarında bir veri olarak alındı ve bu veriler sistematik hâle getirildi. Modelin beceriler çerçevesi oluşturulurken akademisyen, öğretmen ve diğer eğitim paydaşlarının katılımıyla yirmi çalıştay düzenlendi. Sonrasında her bir ders için oluşturulan ekipler, yüzlerce toplantı yaparak müfredatın hazırlıklarını tamamladı. (...)Bunun dışında ilave olarak görüşlerine başvurulan akademisyenler ve öğretmenlerle 1000’in üzerinde eğitim paydaşı, ortak çalıştı. Bakanlık merkez teşkilatındaki bütün birimler de müfredat için yoğun çalışma yürüttü. (...) Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığınca son eleştiri, görüş, öneri ve paylaşımlar doğrultusunda revize edilecek ve son şekline ulaşacak. Yeni müfredat, gelecek eğitim öğretim yılından itibaren (...) kademeli şekilde uygulanmaya başlanacak.” (https://ttkb.meb.gov.tr/, erişim: 2 Mayıs 2024)

Keşke söylendiği gibi farklı görüşlerden istifade edilmiş olsa. Keşke mümkün olduğu kadar çok kişiden kanaat istenmiş olsa. Keşke velilerden ve öğretmenlerden daha fazla görüş alınmış olsa.

Ortaya çıkan ‘taslak çalışma’da bütün bunlar yapılmış olsa bile bu taslağı ‘yeni görüş ve öneriler için’ kamuoyuyla paylaşıp bunun için de ‘bir hafta süre’ verilmiş olması yeterli midir? Böyle önemli bir konuyu sadece ‘bir hafta’ gündemde tutmak ve görüş istemek maksada hizmet eder mi? Madem bu çalışma aylar ve yıllar önce başlamış, kamuoyu önerileri için çok daha fazla süre tanınması doğru olmaz mıydı? Hatta daha fazla görüş almak için en üst seviyeden hatırlatmalar ve “Herkes kanaat izhar etsin, çalışmalar sona yaklaşıyor” diye ‘uzmanlar’ teşvik edilmeli değil miydi?

Mutlaka taslağı beğenenler de olmuştur ve bazı ‘yeni ve iyi’ yönleri vardır. Ancak en başından itibaren eğitim sistemini ‘tek adam anlayışı’na göre tesis etmek en büyük hata değil mi?

Eğitim sadece idarecilere bırakılacak bir iş değil. Unutmayalım, akıl akıldan üstündür ve dünyadaki iyi örneklerden istifade etmek gerekir. Bunu yapıyor muyuz?

Okunma Sayısı: 787
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı