Doğu’da çıkan ayaklanma bahane edilerek, bölgenin âlimleri sürgüne gönderiliyordu. İçinde Bediüzzaman’ın, müftülerinin, ağaların da bulunduğu bir kafileydi. Kış mevsimiydi, her taraf kar ve buzdu. Van Gölü kenarında hazırlanmış öküz kızaklarıyla yola çıkmışlardı.
Karlı dağ yollarında öküzlerin çektiği kızaklar güçlükle ilerliyordu.
Bir ara kızakları çeken öküzlerin birinin ayağı taşa takıldı ve kanamaya başladı. Bediüzzaman Hazretleri bunu fark etmişti.
-Arkadaşlar, inelim, öküz efendinin ayağı kanıyor, dedi.
Kafiledekiler hayret dolu bir ifadeyle Bediüzzaman’a baktılar:
-Hocam, biz bunların sahiplerine para verdik, dediler.
Bediüzzaman, sevgi ve merhamet dolu bir insandı. Buna dayanamadı. Ve önce kendisi kızaktan atladı.
-Onlar bu hayvanların sahipleri değil, ancak kullanıcılarıdır. Sahipleri Allah’tır” dedi. Hayvanlara yazık, hadi siz de inin aşağıya!..
***
‘’Birbirinizi sevmedikçe, gerçekten iman etmiş olamazsınız.” (Müslim, Ebu Davud, Tirmizi)
Hz. Muhammed (asm) birbirimizi sevmenin imanla paralel gittiğini söylüyor. Zira O bütün âleme rahmet olarak gönderildi. Üstad da bu sevgiyi bütün âlemde hissediyor. Hayvanları bile sevip şefkatle muamele ediyor. Bu zarif ve asil muamele insanlığı kendisine hayran bırakıyor.
Böylesi bir sevgi ve merhamet hiç akıldan çıkmaması gerektiği gibi, bu sevgi bugünler de daha ziyade hatırlanıp paylaşılmalı.
Gelin, bugünler de bırakalım hayvanları insanlar âleminde yaşanan sevgiye şöyle bir gözlem yapalım...
Görünen manzara çok feci değil mi?
Kardeş kardeşi seviyor, ama kendi menfatinden çıkarlarından dolayı seviyor. Bakıyorsun ki sevgisi, merhameti kendine...
Bir çıkar bulmuş, işine yarayan bir menfaat elde etmiş; adına “seni seviyorum kardeşim” diyor! Merhametten, şefkatten bahsedip gözünü boyuyor, menfaatini sağlıyor. Ama şöyle bir dokunsan sayıp döküyor iyilik, güzellik adına geçmiş de yapıp ettiklerini...
Hani seviyordun yardım ediyordun, merhametliydin; ne oldu?
Az bir çıkarına dokunduğun da işte yaşanan manzara ortada.
Bir anda sevgi, şefkat bitiyor ve yerini çıkarların konuşulduğu kavgalar alıyor. Taraflar dokunulmazlığı ortaya koyuveriyor. Ne olacak insanlığın bu travmatik hali?
Gözünün içine baka baka yalan söylüyor, kandırırsam kârdır diyor. Kandıramayınca da öfkeden deliye dönüyor.
Ayağı kanadı diye hayvanın üzerinden inen Üstadın merhameti, Allah’a duyduğu saygıdan ve imanındandı.
Şimdi insanlığın kalbi kanıyor!
Kim kimin sırtına binerse menfaatini elde ederse kâr sayıyor.
Riyakâr insanın ağırlığı altında ezilen insanın da yüreği kanıyor.