"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Köylü Cumhurbaşkanı Demirel (3)

M. Latif SALİHOĞLU
19 Haziran 2025, Perşembe
12 Mart Muhtırasına maruz kalan Başbakan Süleyman Demirel, konuyu görüşmek istediği Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay’a bir türlü ulaşamaz.

Öğle vakti radyodan okunan muhtıra metninde “Hükümetin istifa etmemesi halinde, ordunun idareye el koyacağı” ifadesi yer alıyordu.

Bu şartlarda “parlamento yolunu açık tutmak” adına, hükümetin istifasını sunmaktan başka çare görünmüyordu.

Askerî muhtıranın gölgesi altında bir “ara rejim” dönemi başladı. Kukla başbakanlar gelip gitti. Bu olağan dışı şartlar altında ülke 1973 genel seçimlerine doğru giderken, Adalet Partisi’nin oylarını ciddî oranda bölecek olan Erbakan’ın partisi MSP de bütün gücüyle siyaset sahnesinde boy göstermeye başladı.

«

Siyasete atıldıktan sonra yaklaşık on sene (1962-72) boyunca İsmet Paşa ile mücadele eden Demirel, bu tarihten sonraki ana rakibi ise Bülent Ecevit oldu.

Halk Partisi’nin başına geçen Ecevit’i arkasında akıllara ziyan bir medya desteği vardı. Ayrıca, partinin içinde komünist kuvveti tam teşkilatlanmış vaziyette idi.

Bu atmosferde yapılan 1973 genel seçimlerinde Ecevit’in başında bulunduğu CHP birinci, Adalet Partisi ikinci, Millî Selamet Partisi üçüncü parti olarak Meclis’teki yerini aldı.

Uzun müzakerelerden sonra, Ecevit ile Erbakan koalisyon hükümetini kurmakta anlaşmaya vardılar. Ne var ki, bu beraberlik uzun sürmedi. 1974’te yaşanan Kıbrıs Savaşı’nın ardından koalisyon dağılmaya ve bozulmaya yüz tuttu. 

Demirel, 1975’de Milliyetçi Cephe hükümetini kurdu. İki sene sonra tekrar genel seçimlere gidildi. Halk Partisi, yine birinci sırada seçimi kazanmış göründü. Ne var ki, komünist teşkilatlanma sayesinde, had ve hesaba gelmez ölçüde mükerrer oy kullanıldığı tesbit edildi. Bu sebepten sonra, 1979 ara seçimlerinde parmak boyası kullanıldı. 

Ecevit, tam bir entrika ile Milliyetçi Cephe hükümetini yıkmak için “Güneş Motel”de bazı AP milletvekilleriyle gizli görüşmeler yaptı. Partilerinden ayrılıp bağımsız kalmaları şartıyla, her birine “bakanlık peşkeş etme” vaadinde bulundu. 11 bağımsızdan güvenoyu alması halinde, gerekli sayıya ulaşabiliyor ve yeni bir hükümeti kurabiliyordu.

Bu yolu denedi. Lakin, işler istediği gibi gitmedi. Ülkenin her tarafında temel ihtiyaç kalemi olan benzin, tüp gaz ve sair temel gıda maddeleri karaborsaya düştü. Yokluk ve uzun kuyruklar o döneme damgasını vurdu. 1979 ara seçimlerinde ağır bir yenilgiye uğrayan Ecevit, daha resmî sonuçlar ilan edilmeden, hükümeti bıraktığını duyurdu.

Üye sayısı yetersiz olan Adalet Partisi Genel Başkanı Demirel, mecburiyetle bir “azınlık hükümeti” kurdu. Buna rağmen, kısa sürede yokluk-kuyruk ayıbı bitti, tarihe karıştı.

«

Ülke genelinde her şey yolunda gitmeye başlarken, ordu içinde yine homurdanmalar başladı. Belli ki, yeni bir darbe hazırlığı yapılıyordu. Bir taraftan da anarşi ve terör olayları tırmanış gösteriyordu. Güvenlik kuvvetleri, bunun önüne geçmek için, üzerine düşeni kasten yapmıyordu. Tâ ki, darbe şartları olgunlaşsın diye…

Nihayet, 12 Eylül 1980’de yeni bir askerî ihtilâl yaşandı. Anayasa lağveldildi. Partiler kapatıldı. Partilerin lider kadrolarına on yıllık “siyasî yasak” getirildi. Ne var ki, 1987’de yapılan bir referandum ile 10 yıllık yasağın süresi bir nebze kısaltılmış oldu.

(Devamı var)

Okunma Sayısı: 1412
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Hüseyin İlhan

    20.6.2025 09:04:39

    Merhum DEMİREL asla YAHUDİ CESARET ÖDÜLÜ'nü almaz ve verecek olanalr da ona cesaret edemzdi.Merhum asla siyonist katillere yarım ve yataklık etmezdi.Merhum M.Marmara gemisi siyonist katillerce rahatsız edilirken'Donanmayı refaktçi gemi olarak gönderirim,deyip sonrada ortada bırakan ve 10 şehidi satıp,70 yaralı insanın hakkını yemez ve yahudi katilleri kurtarmazdı. Merhum iktidarları boyunca ve muhalefette ikende OECD'ye alınmaması için siyonist devlete engel oldu.Ya YAHUDİ CESARET ÖDÜLÜ namlı ise şartsız evet dedi. Kısaca 1 değil 1000 LAWRENC'in veremeyeceği zararı ülkemize,alemi islama veren ile böylesine bir hayır sahibi olan nasıl aynı kefede değerlendirilir hayret.Rabbim din istismarcısı,siyonsit katil destekçilerinden alemi islam ve ülkemi kurtarsın.

  • Doğukan Pamir

    19.6.2025 22:55:33

    “Siyonistler, AKP’nin kuruluşuna destek verdi” dedi. -AKP kurulurken, 2001'de dünya siyonist örgütlerinin en tepedeki ismi Abraham Foxman, Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül ile gizli olarak buluştu ve akepenin kuruluşunda en büyük desteği verdi. İsrail'in Ortadoğu'yu ele geçirmesi, Türkiye'de AKP'nin iktidarıyla başladı.Onun için Necmettin Erbakan "akepeye verilen her oy siyonizme verilmiş demektir" meşhur sözünü söylemişti henüz hayattayken.

  • Enes

    19.6.2025 22:31:14

    Demirel sonuçta bir siyaset adamıdır. Öyle de demiştir böyle de demiştir. Ancak söylediği her sözü bu kadar tevil ederek açıklamanız, eleştirdiğiniz Erdoğan severler ile sizi aynı pozisyona sokuyor, farkında değilsiniz.

  • Cihan Sinan

    19.6.2025 22:13:29

    Demirel siyasetini, koltuğunu nifak perdesine bürünerek islamın terü taze esaslarını alet ederek muhafaza etmiyordu.Miri malını çalmadı, peşkeş çekmedi, onca zaman zarfında hırsız bir iki kişi çıktıysa da adalete teslim etti ve kollamadı.Gençleri sağcı solcu, Sünni alevi, Türk Kürt diye bir birine kırdırmadı. Camiye, kışlaya, okula siyaseti sokmadı, o zaman 400 imam hatip, çok sayıda Yüksek İslam Enstitüsü açtığı halde arka bahçemiz diye sui istimal etmedi.zır şartlarda iktidar oldu, soldan çok dindarlardan ve milliyetçi görünen milliyetsizler den sıkıntı çekti.Sebebi ise miri malını hırsızlamalarına göz yummadığı için. Soldan çok kadayıf pişiren münafıklardan zarar gördü.

  • Mehmet Türeli

    19.6.2025 20:26:10

    4- Şimdikiler onlarca İslama mugayir sözleri varken nazara veren yok. (Haşa) 'Peygamber Mekke fethinde gurura kapıldı da bizler başörtüsünü serbest ederken gurura kapılmadık' diyeni azarlanacağına bir dönem daha bakanlık yaptı. 'Erdoğan Hz. Muhammed ile seçime girse yine Erdoğan kazanır' diyeni azarlanacağına millet vekili yaptılar. Kur'an ayetiyle bakara makara diye dalga geçen Baş konsolos olarak atanıyor. 'Allah'ın bütün sıfatları var', 'ona elini vuran ibadet sayılır', 'bir peygamber daha gelirse o olur', '%20 alabilir' fetvası veren, kadınlar gününde 'İslam'ı 14-15 asır öncesi hükümleriyle bugün uygulayamazsınız.', “İsrail devletinin yaşama hakkını kimsenin tehdit etmesine Türkiye razı olmayacaktır” vs. vs.

  • Mehmet Türeli

    19.6.2025 20:25:27

    3-Yeni Şafak 3.5.2006 tarihli yazısında: Süleyman Demirel, "Çözüm yönündeki girişimleri destekliyor musunuz?" sorusu üzerine ise "Benim destekleyip desteklemediğim sorun değil. Ortada bir polemik var. Başörtülü kızlar üniversitede okuyamıyor. Üç buçuk senedir neredesiniz? Kaldırın bu engeli. Sonra, bu ülkenin çocuklarının dış ülkelerde okuması o kadar da ayıp bir şey değil" dedi.

  • Mehmet Türeli

    19.6.2025 20:24:19

    2- Başbakan Erdoğan'dı 2007 - 2014 yılında Abdullah Gül cumhurbaşkanı idi bu kadar zamanda neden başörtüyü serbest etmediler, kızları Avrupa'da Amerika'da okutup da diğer kızları düşünmeyen yıllarca sonra 2013 yılında kanun ve anayasada değişiklik yapmadan kanunen geçerli olmayan bir yazı ile serbest edilmesini tartışan yok. Kanuna bağlamak istemezler çünkü 'biz gidersek başörtüsünü tekrar yasak ederler' intibahını vermek.

  • Mehmet Türeli

    19.6.2025 20:21:59

    1- Demirel'in 'başörtülü öğrenciler Suudi Arabistan'a gidip okusunlar.' sözünü ağzına pelesenk edip papağan gibi tekrarlayıp duranlar var. Bu sözü 2006 yılında söylerken başbakan da cumhurbaşkanı da değildi. Bu çıkışıyla dindar görünümlü hükumete gönderme yapıyor. 1980 darbecileri anayasayla yasakladılar siz de serbest edin, edemiyorsanız Avrupada serbest iken bilerek Arabistan'a gönderin diyor.

  • S. Pelin Kurukahveci

    19.6.2025 19:12:05

    Son olarak madem iddianız odur ki, tek parti döneminden daha ileri giden bir islami veya insani cinayete örnek zikredin? Tek parti döneminde durum nasıldı, şimdi nasıl bize gösterin. Teşekkür ederim.

  • S. Pelin Kurukahveci

    19.6.2025 19:08:34

    Bu ülkede idare yetkisi kemalist zihniyetin eline geçmemeli. Geçmişte bir Menderes örneği duruyor. Kemalistlerin üzerinden baskı eksik olmamalı. Çünkü bu ülke Müslümanlarındır. Bunu kabul etmeleri gerekiyor. Siyasi iktidar dini cihetiyle alabildiğince eleştirilebilir. Ancak kemalistlerin karşısında bir sağcı iktidar her bir müslüman oğlu müslüman evladının bila kaydu şart tercihidir.

  • S. Pelin Kurukahveci

    19.6.2025 19:05:36

    İmamoğlu konusu siyasi bir mücadeledir. Halkla bir ilişkisi yoktur. Aynı suçlamalar Menderes, Demirel ve Özal için de yapılmıştır. Bu suçlamaların teorisyenleri de kemalist elitlerdir. Siz kemalistlerin iddialarını seslendirmekten öteye bir şey söylemiş olmuyorsunuz. İktidarı uyarmak bu dil ile mümkün değil. Yani doğrudan kemalistlerin dili ile bu iş olmaz. Üstadımızın, islam dairesi içerisinde, kemalistlerin iddialarından beri, rahimi dili ile seslenmeniz gerekirken sizler kemalistlerin yankısı durumuna düşüyorsunuz. Ben buna üzülüyorum.

  • S. Pelin Kurukahveci

    19.6.2025 19:00:49

    Siz bu iddianızı bugün kemalistlerden başkasına onaylatamazsınız. Dindar halk neden Menderes'e, Demirel'e, Özal'a, Erdoğan'a teveccüh göstermiş? Öncelikle bu sorunun cevabı üzerine derinlemesine düşünmeniz gerekiyor? Neden yani? Çünkü bu liderler zamanlarına göre Halk partisi zihniyeti karşısındaki en güçlü sağcı liderlerdir. Millet halk partisini istemiyor. Seçimler başımıza şu gelsin diye mi yapılıyor? Bilakis, başımıza Halk partisi gelmesin diye yapılıyor. Siz bu saikleri anlamadan milletin sosyo-politik tercihleri için daha çok şaşırırsınız. Bu şaşkınlığın neticesi olarak, halkı safdil olmakla, hukukunu bilmemekle, kandırılmakla, makarnacı olmakla suçlamaya devam edersiniz. Çok ama çok yüzeysel bakıyorsunuz.

  • S. Pelin Kurukahveci

    19.6.2025 18:55:08

    Osman bey, haddinden fazla mübalağa sözün tesirini öldürür. Tek parti döneminde yapılan uygulamaları kıyaslayacak bir başka dönem yaşanmadı daha. Allah kıyamete kadar da yaşatmasın. Amin.

  • Salih baş

    19.6.2025 17:29:48

    Pelin abla Müslüman'a gereken Allah'ın rengiyle boyanmasıdır. Yaş kuru herşey Kur'an da var.

  • Mehmet Türeli

    19.6.2025 16:16:54

    Tek tek isim vermeyeceğim, birçoğunuz da biliyorsunuz uyduruk isimlerle veya soyismini yazmayarak cemaatimize ait bir çok guruplara sorulmasına rağmen kim olduğu bilinmeyen şahıslar demokrasi var gerekçesiyle yazarlarımızı ve hatta cemaatimizi sürekli eleştirmektedirler. Birilerinin borazanlığını yapan yorumlar yapmaktadırlar. Birilerinin borazanlığını yapan bir sürü gazeteler de var onları okusunlar. Bize verdikleri akıllarına ihtiyacımız yok. Cemaatin içine fitne sokmalarına fırsat veremeyiz.

  • Osman Yıldırım

    19.6.2025 15:19:14

    Pelin hanım, Müslümanlarının rahat , başörtüsü serbest diyorsunuzda herşey bundan ibaret mi,hayat pahalılıği,hukuksuzluk ne durumda,adalet olmadan Müslümanlık olur mu. Kafayı CHP nin 100 yıl önceki yanlışlarına takmışsın ancak CHP nin yaptıklarının kat kat fazlasını bugünkü iktidar yapmakta onu asla görmüyorsunuz. Mesela karşısına çıkan bir adayı yargı marifetiyle hapse attırmak hangi adalete sığar,kendini eleştirenleri susturmak demokrasiye adalete sigaramı,bunları neden göremezsiniz.

  • Osman Yıldırım

    19.6.2025 15:10:13

    Tüm bu çalkantılı dönemde Türk siyasetinde boy gösteren din adına siyaset yapan Erbakan yönetimindeki MSP öncülük etti zamanın Demirel yönetimindeki AP yi din karşıtı gibi göstererek sağın ve demokratların parçalanarak karşisındak CHP nin güçlenmesini sağladı. Tabi bu husus ülkeye pahalıya mal oldu siyasi istikrarsızlık darbe heveslilerinin iştahını kararttı toplumun kahır bir ekseriyeti ve bazı dindarlara bazı Nurcular darbecilerin yanında yer alarak ülke demokrasisi geriye götürülmüş darbecilerin istedikleri tarzda Anayasa hatırlatıldı ve devlet imkanları kullanılarak bu anayasa zorla halka dayatılmıstir. Bir çok maddeleri değistirilse bile halen o anayasa yürürlüktedir. Bugün bir çok yönetim sıkıntısı da buradan kaynaklanmaktadır.

  • Latif Salihoğlu

    19.6.2025 14:17:17

    Yorumcu Resneli Niyazi ve Enes kardeşlerime 10 sene önceki, yani 20 Haziran 2015 tarihli şu yazıyı dikkatlice okumalarını tavsiye ederim: https://www.yeniasya.com.tr/gundem/suleyman-demirel-kac-basortuluyu-arabistan-a-gonderdi_342130

  • Enes

    19.6.2025 10:20:48

    Sayın Latif abi Demirel 28 şubat döneminde neden demokrat pozisyonundan uzaklaştı? Neden askerle beraber hareket etti? Neden başörtülü kızlar Arabistana gitsin dedi? Sadece övmekle olmaz. Hatalarını da açık yüreklilikle eleştirin lütfen.

  • S. Pelin Kurukahveci

    19.6.2025 10:07:14

    Süleyman Demirel beye Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun. Dindarları halk partisine karşı koruyup kolladı. Biz Demirel'i halk partisine karşı, kemalistlere karşı diye sevdik. Son dönemde hataları olmuş olabilir. Ancak bir insanı genel ağırlığıyla değerlendirmek adil olandır. Şimdide hatalar çok. Ancak Müslümanlar rahat, baş örtüsü serbest, hizmete mani yok diyerek değerlendirmek doğru olur.

  • S. Pelin Kurukahveci

    19.6.2025 10:03:02

    Halk partisinin sergüzeşt-i hayatı gibi bir yazı olmuş. Her şer bunlarda. Pazarlıkla MV transfer etmişler. Geldikleri zaman yokluk gelmiş. Ülkeye çaktıkları bir çivi yok. Daha tek partili dönemdeki cürümleri bahsimizin dışında. O apayrı bir mevzu. Şimdi tutup şu halk partisini aziz ilan edenler hiç utanmıyorlar mı acaba? Ne zaman halkçılardan çeyrek bir hayır gelmiş ki, bundan sonra gelsin? Buna inananlar maziyi bilmiyorlar demek. Şu yazıyı okuyunca halk partisinin kaldırımından geçmeye tevbe etmesi lazım insanın. Kaleminize sağlık.

  • Resneli Niyazi

    19.6.2025 05:43:57

    Merhum Demirel'in12 Mart Muhtırası'nda bütün çabası ''Parlamentoyu açık tutmak'' tı. 28 Şubat'ta da bu çabayı sürdürdü. Meşhur '''Kız çocukları Arabistan'a gitsinler '' mesajına da bu çerçeveden bakmak için ne lazım?

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı

En Çok Okunanlar