"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İstanbul derelerinin fiziki değişimi ve arazi kullanım ilişkisi

26 Aralık 2016, Pazartesi
Dere sistemleri, yeşil alanlar olarak dünyada şehir hayatı kalitesinin önemli göstergeleri arasındadır.

Rekreasyon ihtiyaçlarının karşılanmasının dışında şehir hayatı için hidrolojik sistemler; habitat alanları bağlayan biyolojik zincir ve havzaların fizikî çevre sağlığını koruyan hayat koridorlarıdır. İstanbul’da dere yataklarının ucuz arsa olarak düşünülmesi, tabiata öncelik vermeyen arazi kullanım kararları ve uygulamaları; derelerin tabiî yapısını değiştirerek kaybolmasına sebep olmaktadır. Çağdaş dünya şehirlerinde dereler, tabiî yapısı korunarak ya da bozulanlar yeniden yaradılışına uygun hale getirilerek şehir ve şehirliyle entegre edilmekte; tabiat merkezli ekoloji-ekonomi ilişkisinin kurulması sağlanmaktadır.

Dere; vadi tabanı akar ve kuru dere kollarıyla, vadinin tepe izdüşümü bileşimi olan hattıbala çizgisiyle oluşturduğu dere havzası, hidrolojik döngünün sağlandığı, habitat sistemleriyle bütündür.

Derelerin münferit ele alınması, bütünü olan kollarının (besleyen kaynak) ve dere yamaçlarının planlama dışında tutulması, getirilen arazi kullanım kararları, koruma aleyhinde değişen yönetmelikler, mevcut kanunî yönetsel mevzuatın eksikliği, vd. çeşitli müdahalelerle dereler tabiî yapısını kaybederek ya fizikî yapısını değiştirmiş ya da kaybolmuştur. Bu değişim; su ekosistemini bozarak hidrolojik dengenin, su kalitesinin ve akış dengesinin değişmesine; su kaynağının kaybolmasına; mekân ve beslenme ortamı olan habitat yaşama alanlarının kaybolması ile biyolojik zincirinin bozulmasına; tabiî drenaj havza özelliğini kaybederek sel, taşkın, sedimantasyon dolayısıyla çevre felâketlerinin yaşanmasına; şehir ve şehirli için panorama ve bir rekreasyon alan olma özelliğini yitirmesine; kaynak olarak, çevresine şehir ekonomisine sunduğu değeri kaybetmesine sebep olmaktadır.

Araştırmanın amacı; şehirleşmeyle tabiî yapısını koruyan derelerin korunmasını sağlamak; kaybetmiş ya da kaybetmekte olan dereleri geri kazanarak şehir ve şehirli hayatına dahil etmektir. Çeşitli müdahalelerle değişen derelerin bugünkü fizikî yapısının değişimi incelenerek problemin boyutlarını ortaya koymaktır.

Çalışmada; İstanbul’un içme suyu havza alanı dışında kalan derelerin İstanbul makroformu ile ilişkisi özetlenerek; fizikî yapısındaki değişimin arazi kullanımla ilişkisi irdelenmiş, analiz edilmiş, problemler belirlenmiş ve sonuçlar değerlendirilmiştir.

Makro ve Mikro Ölçekte gerçekleştirilen analizlerin sonucunda yüzölçümü 5400 km² olan İstanbul’un içme suyu havza alanı dışında kalan derelerin alan büyüklüğü yaklaşık 2740 km², toplam uzunluğu yaklaşık 3.344.417 m. (3344 km.) dir. Bu derelerin yaklaşık % 52’si (1.737.887 m) Asya yakasında; % 48’i (1.606.530 m.) Avrupa yakasında yer almaktadır.

Makro ölçekte analiz sonuçları:

İstanbul’un içme suyu havza alanı dışında kalan derelerin dere sistematiği bulunmaktadır. Her dere havzası, birbiriyle bitişik dere havzalar sistemidir. Havza tabanı, havzanın hattıbala çizgisi ve bu sistemi tutan zirve kotu arasındaki ilişki havza sistematiğini meydana getirir. Yapılan 168 adet dere havzasındaki tesbitte İstanbul içme suyu havza alanı dışında kalan derelerin hattıbala çizgilerinin ortak zirve kotuna göre; 23 üst dere havzasında (ÜDH) toplandığı tesbit edilmiştir. Derelerin kaynak özelliklerine göre de deniz, boğaziçi, göl, haliç havzalarında toplanarak 5 adet üst dere havza birliğini (ÜDHB) oluşturduğu belirlenmiştir.

Dere havza sistemi; dere, dere havzası, üst dere havzası, üst dere havzalar birliği ölçeğini oluşturmaktadır.

* Drenaj havzası olan dere havzası; akar ve kuru kollarıyla bütündür. Havza sınırı ile işleyen drenaj sistemidir ve ekolojik koridordur.

* ÜDHB ve ÜDH arasındaki ilişki; birbirinin içinde geçiş yapan havza sistemler bütünü haline gelmektedir. Dere havzalarının sayısı ve bu havzaların üst dere havza sayısı, üst dere havza birliği ilişkisi o bölgenin havza morfolojisinde kendi tabiî peyzajlarını oluştururken kendine has ekosistemini de oluşturmaktadır. Bu oluşum arazi kullanımında da mikroklima, manzara, habitat zenginliği vd. çeşitli fırsatları sunmaktadır.

* Birbirine bitişik havzalar silüeti oluşturmaktadır.

Derelerin hattıbala çizgisi ile havza sınırlarının birleştiren ortak zirve üst kotları dere havzalarının tabiî, fizikî yapısını belirlerler. Dere planlama sistemi mikro ölçekten makro ölçeğe geçmekte; düşey planlama ölçeklerinde hareket eder. Her ölçekte de yataya yayılır.

* En küçük birim olan dere ve havzası kendi hidrolojik döngüsü, mikro klima, tabiî kimliği ile bir iç ekosistemini oluştururken üst sistemlerle de birleşmektedir. Ekolojik bölge ve biyomun parçası olurlar.

Mikro ölçekte derelerin dönüşümü:

İstanbul İçme Suyu Havza Alanı Dışında Kalan Derelerin (168 adet) toplam uzunluğu olan 3.344.417 metresinin % 21’i (703.482 m.) kentsel alandan geçmekte; % 79’u (2.640.935 m.) kırsal alandan (Orman, tarım, yeşil alandan) geçmektedir. Sonuçlara göre;

* Derenin fizikî yapısının değişimi arazi kullanım kararlarıyla orantılıdır.

* Derelerin fizikî değişimi kentsel yerleşim, kırsal yerleşim alanlarında farklılık göstermektedir.

* Derelerin fizikî yapısının arazi kullanım kararlarındaki gelişmelere ve yerleşim yoğunluğuna bağlı olarak değiştiği tesbit edilmiştir.

* İstanbul içme suyu havza alanı dışında kalan derelerin 2007 halihazır haritalar üzerinde yapılan tesbitlerde; toplam 168 adet derenin 33 adet (% 20) dere ve derenin havzası yerleşim alanı dışındadır.

* İstanbul derelerinin yaklaşık % 80’i yerleşim alanı içerisindedir. % 20’si de yerleşim alanı dışında kalarak tabiî yapısını korumaktadır

* Dere Tipolojileri; tabiî yapısıyla birlikte açık, kapalı kesit çeşitli kombinasyonlarla biraraya gelmesiyle oluşmuştur. Dere boy kesitindeki arazi kullanımın etkisi bu kombinasyonları çeşitlendirmiştir. Bunlar; Kapalı Kesit dereler, Tabiî Dereler, Tabiî+kapalı+Açık dere, Kapalı+Açık dere, Tabiî+Kapalı Dere, Tabiî+Açık Dere kombinasyonlarıdır.

* İncelenen 168 adet derenin; % 36’sı tabiî dere; % 16’sı kapalı kesit dere; % 5’i tabiî +açık kesit akar dere; % 10’u tabiî sistem+kapalı kesit akar dere, % 9’u kapalı kesit+açık kesit akar dere, % 24’ü tabiî yapı+kapalı kesit+açık kesit akar dere olmak üzere 6 farklı tipte oluşmaktadır.

* İstanbul derelerinin fizikî yapısının % 48’i 3 formu da ihtiva eden karma sistem özelliği taşımaktadır. Bu derelerin boy kesitinde tabiî yapı, kapalı kesit ve açık kesit sistemleri bir arada bulunmaktadır.

* İstanbul’un 168 adet ana derenin 60 tanesi (yaklaşık % 36) tabiî özelliğini membadan mansaba kadar korumuştur.

* İstanbul derelerinin % 64’ü, tabiî yapısını çeşitli arazi kullanım uygulamaları vd. sebeplerle kaybetmiştir.

Sonuç olarak; dereler mekânsal olarak; dere havzası, üst dere havzası ve üst dere havza birliği bütününün en alt birimleridir. Bitişik havzaların bir araya gelmesiyle oluşan su kıyılarının silüetini şekillendiren üst dere havzaları ve bu havzaların oluşturduğu üst dere havza birliği bir bütün sistem oluşturmaktadır (ÜDHB). Bu üst dere havza birliği dereler sistemini bölge, kıt’a ve kıt’alar arası üst ekosisteme bağlar.

Tesbitler; derelerin sınır olması (idarî, özel mülkiyet sınır); arazi kullanımı, koruma yaklaşımları, idarî yönetimde çeşitlilik; dere koruma bantlarının anlaşılamaması, tanımsız olması; uygulanan mühendislik yaklaşımları vd. faktörler derelerde fizikî değişime sebep olduğunu göstermiştir.

Makro ölçekteki bulgular mikro ölçekte derelerin fizikî değişimini etkileyen faktörlerdir.

Dereler plan ölçekleri ile incelendiğinde; 3 aşamada değerlendirilebilmektedir.

a- Dere ve Dere havzası ölçeği 1/1000 ölçeğidir. Drenaj havzaları olarak drenaj hatlarının, biyolojik koridorların tasarımını, uygulamayı, denetimi ve işletmeyi ihtiva eder.

b- Üst Dere Havzası (ÜDH) ölçeği 1/5.000 ölçeğidir. Havzanın etkilenme alanı olan bu ölçek drenaj planı, silüet planı, yaşama koridorlarının ortaklaştırıldığı üst ve alt ölçeklere geçişi sağlatan uygulama ölçeğidir. Peyzaj planlama ölçeğinin başladığı safhadır.

c- Üst Dere Havza Birliği (ÜDHB) ölçeği 1/25.000 ölçeğidir. Ana koridorlara 1/100.000 ölçeğe bağlayan (bölgeler arası diğer tabiî ekosistemlere) uygulama ölçeklerine de teknik ve idarî yönetmeliklere gönderme yapan üst ölçek aşamasıdır.

İstanbul örneğinde elde edilen bu sonuçlar, genel olarak derelerin birbirlerinden bağımsız birimler olmadığını ve önerilecek kanunî düzenlemelerin dereleri havza sistemleri çerçevesinde değerlendirmesi gerektiğini; içme suyu havza alanı dışındaki bu derelerin açık havza sistemi olması dolayısıyla uluslar arası öneme sahip olduğunu ortaya koymuştur.

Derelerin tabiî yapısını kentsel gelişme baskısından koruyabilmek, şehir ve şehirli ilişkisini yeniden değerlendirmek için dere havza sistemlerinin planlama ile ilişkisi; tabiat merkezli ekoloji-ekonomi ilişkisinin kurulmasını sağlayacaktır.

Kaynak: 1- Dinç, H. “İstanbul Derelerinin Fizikî Değişimi ve Arazi Kullanım İlişkisi”, Doktora Tezi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul, Türkiye, 2015.

DR. HÜLYA DİNÇ - PEYZAJ MİMARI

Okunma Sayısı: 6081
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı