"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Sevgili google amca, yahoo dayı, bing teyze…

08 Kasım 2011, Salı
Amca, dayı, teyze! bu satırları yazarken; sizinle göz göze gelerek yazıyorum. Çok açık sözlüyümdür, yüzünüze karşı söylüyorum.

Bizler, sizinle bir aile olduk, her ihtiyacımıza göğüs sayfanızı gerdiniz. Başımız sıkışınca direkt size başvurup, soru(nu)muzu dile getirip, sizi rahatsız ettik. Farkındayız, sizlerde cevap vermeye çabaladınız. Hatta zamanı bir film şeridi gibi ileri-geri sarmak mümkün olsaydı, ben bunu yapabilirim bile dersiniz! Biliyorum. Çok çabalıyorsunuz bizler için...
Bazenleri “bayram tatili kaç gün?”, “keke limon sıkılır mı?”, ”turşu sirkeden mi yapılır, limondan mı?” şeklinde sorularla hemaşçı, hem doktor, hem bilgisayarcı, hem duâcı, hem sualci hem… hem’ler içinde hem oldunuz. Bilmem ne oldunuz, bilmem…
Bilgi Çağı adı verilen bir çağda yaşıyoruz. Yığınla bilgi içerisindeyiz. Bu yığının içerisinde öyle boş, varlığının sadece çöplük olduğu, bilgiler var, ki onlara bilgi demek doğru olmaz. Ki onlar içinde yüzüyoruz.
Çoğu zaman doğru bilgiye ulaşmak için; “acaba amca mı, dayı mı, teyze mi yormayıp direkt ansiklopedi’den mi karıştırsaydım, yaşlandılar baya” derim. Çünkü bazen bir bilgiye ulaşmak için yığınla gereksiz bilgiyi depoluyorsunuz. Ama yine de sağolun, birşey diyemem çabalarınıza!
Bilimsel araştırmalarda gelişmiş ülkelerde; bilgisayarların gelişmesi, iletişim ve yayın imkânlarının artması bir yana, bilgi arttıkça bilgi ile araştırmacı ilişkisi güçlendiği de açıktır.
Akademik çalışma yapan; google amcanın, akademik google kardeşinden yararlanırken, kesin sonuçlara ulaşmak mümkün oluyor mu tartışılır. Yeni bilgiler değerlendirilmeden, yorumlanmadan, sentezi yapılmadan birçok araştırmacının erişeceği uzaklıkta kalan bilgilerin bizlere getirisi nedir? Bununla birlikte, bilimin dar kapsamdaki, yığıntı bilgi arasında, uzmanlık alanlarına çekilmesi toplumun bilimsel aktiviteleri takip edememesine yol açmakta mıdır? Bu soruları düşünürken, keşke imkân olsa da kaldırılsa arama motorları diyen çoğu arkadaş tanıdım. Bu çare midir? Mümkün değildir bile..
Temelde bilgi aktarımı konusunda yaygın olan arama motorları bize gerçekten yarar sağladığı bilinen bir gerçek. Ancak  bilimsel araştırmalar/bilgiler sonucunda elde edilen bulgularla yayınlananlar arasındaki; tezler olsun, veriler olsun, acaba gerçeklik payı ne kadardır? Yayınlanan bilgilerle, kütüphanelerin arasındaki ilişkiler ne kadar belirgindir? Yayınlanan araştırmalarla bu çalışmaları izleyip anlayabilecek insan kapasitesi var mıdır? Yeterli midir?
Arama motorundan çıkan her bilgi meşrû bilgi değildir. Meşrû bilgiye ancak, mantık, muhakeme kullanılarak, araştırarak farklı yöntemleri ile ulaşılmalıdır. Arama motorları ön basamak olabilir.
Keşke internetteki bütün bilgilerin denetlenmesi hususunda tetkik heyeti olsa…
Hayal mi?

 
Muhammed Zorlu
Okunma Sayısı: 3181
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • meliha mehmetoğlu

    13.11.2011 00:00:00

    teşekkür ediyorum, tez çalışmalarımda önerilerinizi dikkate alacam

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı