"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Bi 10 lira gönder!”

Cevher İLHAN
21 Ağustos 2021, Cumartesi
TESBİT

Salgında ve depremde bir yandan sırf muhalefete mensup oldukları için belediyelerin bağış ve yardım toplamalarını ve hatta afetzedelere “biz bize yeteriz kampanyası”yla yardım yapmalarını Anayasa ve yasalara aykırı olarak engelleyen hükûmet, diğer yandan vatandaşlara IBAN numarası vererek “yardım kampanyaları” başlatıldı.  

İki hafta süren ve söndürülemeyen orman yangınları için de vatandaşların aralarında sosyal medyada açtıkları “Help Turkey” paylaşımına “iktidar cephesi”nden büyük tepki verilip “devleti âciz gösteriyor” garip gerekçesiyle soruşturma açılırken, Ankara’dakilerin ABD’den resmen yardım istediği tezadı bizzat Ankara’daki Amerikan Büyükelçiliği’nin ifşaatıyla açığa çıktı.

 Ancak çelişkiler bununla kalmadı. İçişleri Bakanlığı daha önce vatandaşlara gönderdiği mesajlarda -16 Haziran 2021- “devlet para ve hesap numarası istemez” derken, orman yangınlarından sonra 81 vatandaşın can verdiği son sel fâciası için de AFAD’ın para istemesi dikkat çekici oldu. 

AFAD’ın -16 Ağustos 2021- “yangın ve sel yaralarının sarılmasında ‘BenDeVarım’ diyoruz: yangın veya sel yaz 1886’ya gönder, bir SMS 10 TL” mesajıyla vatandaşlardan yine “on liralık destek” talep edildi. 

Bütün bu tesbitler, Somali’ye 30 milyon dolar hibe yapılacağı duyurusunda olduğu gibi her fırsatta başka ülkelere yardım yaptığıyla övünen siyasi iktidarın içte vatandaşların “on lira”sına muhtaç hale getirildiği, “cihan devleti’ derken ‘IBAN devleti’ oluverdiler!” nitelemesine sebebiyet verdi. 

Böylece, bir taraftan “felâket üzerinden siyaset yapılmamalı” derken, diğer taraftan muhalefetten ve sivil toplumdan gelen yardımları engelleme “partizanlığı”na tevessülle tam bir “partizanlık” yapılması tenâkuzlu vaziyetine düşüldü. Ve “Allah aşkına; her felâkette millete IBAN atıp milletin himmetine başvuracaksanız o zaman hükümet olarak siz neye yararsınız?” sorusunu sordurttu.  

Gerçekten, madem “ekonomi rayında” ve “hükûmet her türlü desteğe hazır”sa neden her defasında vatandaşlardan yardım isteniyor?

VAZİYET

“15 Temmuz paraları”nın hesâbı…

Her felâkette halktan yardım isteyen hükûmetin 15 Temmuz Hâdisesi sonrasında şehit yakınları ve gazilere yardım için Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın başlattığı “dayanışma Kampanyası”nda 309 milyon lira para toplandığını bizzat dönemin Bakanı tarafından açıklanmıştı. (AA, 27.1.2017) 

Sözkonusu paranın hak sahiplerine verilmemesi ve bu amaçla kurulan vakfın adresinde bulunamaması üzerine Meclis’te milletvekillerinin “Niye dağıtmıyor, neyi bekliyorsunuz? Bahane uydurmayın, şehitlerin parasının üzerine oturmayın!’’ sorularına mâkul bir cevap verilememişti. 

Keza o yılkı bütçe görüşmelerinde Cumhurbaşkanı Yardımcısı Meclis kürsüsünde toplanan ve Bakanlığın “el koyduğu” yardım paralarının “Hazine kurumlar hesabına aktarıldığını ve kurulan vakıf tarafından nasıl değerlendirileceğine karar verileceği”ni söylemesi “yardım paralarının faize yatırıldığı”nı sözkonusu ederken “Hazine’ye mi bağışlandı” sorusunu gündeme getirmişti. (gazeteler, 10.12.21)

Aradan geçen onca zamanda kamuoyundan gelen ve bütçe görüşmelerinde muhalefet milletvekillerinin, “309 milyon lira 338 milyon lira oldu’ diyorsunuz. Peki, milletin şehit parasını Hazine’de tutarak onları mağdur bıraktınız? Hiç vicdanınız sızlamıyor mu?” soruları da cevapsız kalmış; dahası “hesap vermeye zamanımız yok” diye geçiştirilmişti…

Bu arada “Beşiktaş saldırısı sonrası şehid ve gaziler için toplanan 52 milyon lira yardımın neden şehid ve gazi âilelerine verilmediği ve niçin hesâbının sorulmadığı” soruları da havada kalmıştı.  

İşte düşülen vartada bütün bunlar, muhalefet sözcülerinin, “15 Temmuz’da millete IBAN atıp, 309 milyon lira para topladılar. Memlekette; 15 Temmuz köprüsü, camisi, okulu, parkı, çeşmesi var ama 15 Temmuz şehit ve gazileri için toplanan milyonlar ortada yok…” yorumlarına yol açıyor.

Ve siyasi rant hesâbına tam gaz “15 Temmuz”un propagandası yapılırken, neden 15 Temmuz yardım paraları”ndan bahsedilmiyor?” sorusunu bir defa daha sorduruyor…

GARABET

Prompter “tekellüflü tevili”!

Bilindiği gibi bütün parti grubu ve televizyon konuşmalarında, açılış törenlerinde, basın toplantılarında, hatta partisinin kongre, miting ve toplantılarında prompter kullanan Cumhurbaşkanı’nın son katıldığı bir televizyon mülâkatında karşısına dizilen gazetecilerin arkasına prompterin görülmesi eski bir tartışmayı yeniden alevlendirdi. 

Bu durum, Cumhurbaşkanı konuşurken bir gazetecinin kendisine yardım için “sufle” yaptığı röportajda da “Cumhurbaşkanı’nı zora sokmayacak ‘çanak sorular’ın önceden verildiği ve cevaplarının hazırlanarak prompterden okunduğu” iddiasını güçlendirirken, “prompter”e dair “iktidara ilişik olması”yla ünlenen gazetecilerin çarpıcı yakıştırmaları dikkat çekici oldu. 

Garip olan, siyasi iktidarın yanlışlarını eleştirmek bir yana kendilerini her meselede “siyasi iktidarı övmek”le âdeta “vazifeli” gören bazı gazetecilerin, “Demirel ve Özal’ın önemli toplantılarda konuyla ilgili dosyaları yanlarına aldıkları ve gerektiğinde bu dosyalara baktıkları” kıyaslamasıyla Cumhurbaşkanını savunmaya yeltenmeleriydi. Bunu “Cumhurbaşkanı’nın dijital medyayı çok iyi kullandığı”na hamletmeleriydi. 

Oysa televizyon konuşmalarında bile “ekrandan okumayı duvara bakıp konuşma gibi görüyorum, karşımda ahaliyi görmeden konuşamam” diyen merhum Demirel’in, hemen hemen bütün Meclis, grup konuşmalarında, miting, parti ve basın toplantılarında saatlerce irticalen konuştuğu, onlarca rakamı kağıda bakmadan tek tek telâffuz ettiği kayıtlarda. Sadece karşısındakileri ikna ve ifadelerini teyid için önündeki dosyadan ilgili “belgeleri” gösterdiği, yani sözü edilen “prompterden okuma” ile bir ilgisinin olmadığı bilenlerin mâlumu.

Özetle, göz göre göre skandalların üstü “tekellüflü teviller”le kapanmıyor… 

KISACA

 “Çürümüşlüğünün apaçık dışavurumu…”

“AKP’nin zihnî, fikrî ve vicdanî olarak çürümüşlüğünün apaçık dışavurumu; yıkım mühendisliği projesi olarak ‘işleyen tüm kurumlar işlemez hale nasıl getirilir ve ele geçirilir’ projesinin mimarı ve uygulayıcısı oldu.”

Gültekin Uysal, Demokrat Parti Genel Başkanı

Okunma Sayısı: 2851
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı