Seçmen daha önce 7 Haziran 2015’te tek başına iktidara getirmemekle iktidar partisine ciddi ikazda bulundu. Bu ikaz, “millet ittifakı” ekseninde 2019 mahalli seçimlerinde tekrarlandı.  

Ve en son 31 Mart’ta yerel seçimler üzerinden verilen son “mesaj”la yenilendi.

Akşener altılı masa”dan ayrılmasaydı “millet ittifakı” adayı Kılıçdaroğlu’nun birkaç puan farkla seçimi alacağı tesbiti, Mayıs 2023’de oynanan oyunların, kurulan komploların vahametini ele veriyor. 

“NASILSA OY VERİRLER” UMURSAMAZLIĞIYLA

Görünen o ki milletin temel değerlerini çatıştırmayıp barıştıran ve buluşturan Demokrat Parti’nin iç ve dış siyasi dinamiklerce bir nevi gündem dışına itilmesiyle, başta AKP Genel Başkanı partili Cumhurbaşkanı olmak üzere “iktidar cephesi”nde “nasılsa vatandaşlar hep bize oy verecek” umursamazlığı hükmetti.

“Seçmen gösterdiğimiz adayları çâr-nâçâr seçecek” havasıyla “kamuoyu araştırmalarına, anketlere kulak asılmadı. Ankara’da daha önce “millet ittifakı”ndan seçilen mevcut Belediye Başkanı karşısına onun yarısı kadar oy alamayan biri, İstanbul’da “imar affı”yla para karşılığı milyonlarca çürük bina ve konutu “sağlam” gösteren, TOKİ skandalına imza atan, “gündemimizde yok” dese de hâlâ Kanal İstanbul arazilerinin satıldığı dönemde yüzlerce çoğu yabancı menşeli maden şirketine ruhsat verilmesini sağlayan bir eski bakan aday gösterildi. 

Van’da muhalefetin yüzde 55.5 o kazandığı belediye başkanlığının iptal edilip yüzde 28 düşük oy alan iktidar adayına “verilmesi” atraksiyonunu “cinnet hali” olarak gören AKP Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı’nın YSK’nin hak iâdesini “isabetli karar” olarak yorumu, seçim katakullilerinin “iktidar cephesi”ne kaybettirdiğinin bir başka ifadesi olarak kayıtlara geçti.

İSRAFIN, ŞATAFATIN İKRARI

Özetle emrivaki dayatmaların halk nezdinde siyasi iktidarı tamamen tükettiğine dikkat çekenlere, “tek kişilik hükûmet” tabirinin mucidi bir Saray danışmanının “neo liberal zehirle zihin dünyalarını batıcılığa teslim etmişler” ithamına karşı iki AKP MKYK üyesinin “Milletin evinden millete parmak sallayamazsınız, haddinizi aşıyorsunuz!” tepkisi gerçeği ele verdi.

Seçimden sonra Ticaret Bakanlığı’nın yarısına yakını çocuk olmak üzere 35 bin mâsum sivili katleden İsrail’e yüzlerce tonluk çeliği, barutu, silâh parçasını içeren 153 kalem maldan 54’ünde “kısıtlamaya gidildiği” resmi duyurusu, “ucûbe yönetim”in “söz ayrı eylem ayrı” çarpık siyasetinin bir diğer ikrarı oldu.

AKP’li milletvekillerinin özel yat ve tekneleriyle, özel jetlerle gittikleri dünya jet sosyetesinin uğrak yeri Monaco’da Avrupa’nın en pahalı yat kulüplerinden “ıstakoz menüsü”, Maldivler’den “mutluluk fotoğrafları” paylaşımları, tam da iktidardakilerle ilintili olarak yolsuzlukların, hırsızlığın, rüşvetin, ihaleye fesat karıştırmanın, kayırmanın, kamu malını yandaşlara peşkeşin tartışıldığı sırada görgüsüzlüğün yanısıra israfı, şatafatı, kibri, haksız kazançla savurmayı açığa çıkardı. 

Ve bir defa daha “şımarık siyaset”in akıbetini gösterdi…