"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Korona hepimize ders veriyor

04 Aralık 2020, Cuma 00:43
KORONA İNSANLARA KARDEŞLİK, BARIŞ, SEVGİ, SAYGI, BİRLİK, BERABERLİK VE YARDIMLAŞMA DERSİ VERDİ. DÜNYANIN FANİ OLDUĞUNU, AHİRET ÂLEMİNİN DÜNYADAN DAHA YAKIN VE BAKİ OLDUĞUNU HATIRLATTI. ÖLÜMÜN HER AN KAPIMIZI ÇALABİLECEĞİNİ, AHİRETE HAZIRLANMAK GEREKTİĞİNİ ÖĞRETTİ. ZALİME ZULMÜN YANLIŞ OLDUĞUNU, MAZLUMA YALNIZ OLMADIĞINI, ZENGİNE VARLIĞIN FANİ OLDUĞUNU, FAKİRE SABRIN GÜZEL BİR NİMET OLDUĞUNU HATIRLATTI.

MÂNEVİ DEĞERLERİMİZLE KOVİD-19 TERAPİSİ
HAZIRLAYAN: SÜLEYMAN KÖSMENE - 2

 

Dünya bir Kovid-19 salgınından geçiyorsa, bunda şer yoktur. Mutlaka hayır vardır. Bizim hayrı göremeyişimiz ve panik üstüne panik yaşayışımız hayra bir noksanlık getirmez.

Bununla beraber, bunda bizim de gördüğümüz çok hayır cihetler vardır:

1- Her şeyden önce bilim dünyası bir silkindi. Küstah kulesinden indi. Kanatlarını indirdi. Bir gramın milyonda biri olan bir virüse yenik düştü. Eli ayağı birbirine dolaştı. Günler aylar geçti bütün bilim kurulları seferber oldu, bir ilâç, bir aşı bulmaya çalıştı. Bu, aylarına mal oldu. Bu arada birçok yeni bilgiler öğrendi. 

2- İnsanlara kardeşlik, barış, sevgi, saygı, birlik ve beraberlik ve yardımlaşma dersi verdi. 

3- İnsanlara dünyanın fani olduğunu, ahiret âleminin dünyadan daha yakın ve baki olduğunu hatırlattı. Ölümün her an kapımızı çalabileceğini, ahirete hazırlanmak gerektiğini öğretti. Ölümün yok olmak demek olmadığını, ahirete giden sevdiklerimizle ahirette üzüntüsüz biçimde görüşebileceğimizi öğretti.

4- Zalime zulmün yanlış olduğunu, mazluma yalnız olmadığını, zengine varlığın fani olduğunu, fakire sabrın güzel bir nimet olduğunu hatırlattı. 

Bazen felâketten saadet çıkar.

Bediüzzaman Said Nursî  

Afiyet Pahalıdır 

Afiyette olmak iyidir, güzeldir, hoştur. Rabbim hepinize sağlık ve afiyet versin. Duamız budur. Kimse için afiyetsizliği, sağlıksız olmayı dilemeyiz. 

Sağlıksız olmak istenmez. Hastalık dilenmez. 

Afiyet Allah’ın karşılıksız bir nimeti olması cihetiyle elbette hayırdır. 

Ama yükü ağırdır.

Yükünü taşıyabiliyorsak mesele yok! Taşıyamazsak afiyet bizi ezer, afiyetin hesabı çetindir.

Afiyeti taşımak, bir küfe yumurta taşımaktan daha zordur. 

Hastalığı taşımaksa kolaydır. Sabredeceksin, o kadar!

Fazla ağır gelse, yine sabretmekle beraber, Allah’a sığındığınızda Yüce Mevlâ’m sabır gücünü veriyor. 

Afiyette şükür gerekir. 

Şükür sabırdan daha zordur. Ve daha ezicidir. Ve daha ağırdır. Ve daha ulaşılmazdır.

Meselâ afiyeti gafletin, küfran-ı nimetin, kadirbilmezliğin elinden kurtarmak… Şükrü ucbun, riyanın ve kibrin ensesinden çekip almak ve halisane Allah’a sunmak saçlarımızı ağartır. Ve çoğu zaman bunu başaramayız. 

Ama sabra ucub giremiyor. Riya giremiyor. Kibir giremiyor. Gösteriş giremiyor.

Sabrın tarifi de kolaydır: İsyan etmeyeceksin; o kadar! 

Sabrı başarmak, Allah güç verirse, şükrün hakkından gelmekten kolaydır.  

Afiyet pahalıdır. Afiyet bize şükür sorumluluğu getiriyor.  

Afiyetteyseniz şükretmeyi, hastaysanız sabır içinde sıhhate kavuşmayı Kadir Mevla’m size nasip etsin. Âmin      

Elbette afiyeti de, hastalığı da veren Allah’tır. Bize söz düşmüyor. 

O’ndan gelen ne varsa hayırdır. Şer de gelse hayırdır. “Hayr-ı Mutlak’tan hayır gelir. Cemîl-i Mutlak’tan güzellik gelir. Hakîm-i Mutlak’tan abes bir şey gelmez!” 6

Öyleyse O’nun verdiğine rıza lâzım! O’nun hayrı da, şerri de bizi sevdiği için verdiğine, hayrın da, şerrin de bizi güzelliklere ve huzura götürdüğüne inanmak lâzım.  

Hayır ve Şer Mefhumları

Hayır da, şer de Allah’tandır.   

Allah şerri şer olsun, insanlar sıkıntı çeksinler, üzülsünler, ağlasınlar diye yaratmaz. Hayır için yaratır. İnsanlar bu gün üzülseler bile, yakın veya uzak gelecekte süresiz olarak sevinsinler ve bir daha hicran yaşamasınlar diye yaratır. Ama biz onlardan hoşlanmayız. Onlara şer deriz. Hoşumuza giden işlere ise hayır deriz. 

Şerler dolaylı olarak bizim için hayır ve iyilik getiriyor. 

Esas itibariyle Allah’ın bütün takdirleri bizim için hayırdır. Şer olan da hayırdır. Allah’ın yarattığı her şey hayırdır. Çünkü “O her şeyi en güzel şekilde yarattı.” 7 Âyeti bunu ilân ediyor. 

 Kâinattaki şerlerin, zararların, beliyyelerin ve şeytanların ve muzırların halk ve icadları şer ve çirkin değildir; çünkü çok netâic-i mühimme için halk olunmuşlardır.

Bediüzzaman Said Nursî

Bediüzzaman bu meseleyi şöyle açıklıyor:

“Her şeyde, hatta en çirkin görünen şeylerde, hakiki bir hüsün ciheti vardır. Evet, kâinattaki her şey, her hâdise, ya bizzat güzeldir, ona hüsn-ü bizzat denilir; veya neticeleri cihetiyle güzeldir ki, ona hüsn-ü bilgayr denilir. Bir kısım hâdiseler var ki, zâhiri çirkin, müşevveştir. Fakat o zahirî perde altında gayet parlak güzellikler ve intizamlar var.” 8 

Allah şerri bizim gelişip yükselmemiz için yaratmıştır. Çünkü her şeyin istediğimiz gibi yolunda ve düzgün gitmesi bizi geliştirmez. Bazı şeylerin ters gitmesi ve yolunda gitmemesi ise bizde saklı güçleri ve gizli kabiliyetleri harekete geçirir. Meselâ atmacanın serçe kuşuna saldırması, serçe kuşunun uçuş teknikleri geliştirmesine yarar. 9 Şerler de bizim kendimizi keşfetmemize ve pozitif yanlarımızı ortaya çıkarmamıza yarar. 

Meselâ depremler şerdir deriz. Oysa Allah birçok hazinelerini ve zenginlik kaynaklarını yerin metrelerce altına depo etmiştir. İnsanların bundan haberi olmaz. Çünkü yerin altındakileri keşfedecek bir aletleri yoktur. 

Depremle yerin altı üstüne gelir ve içindekileri meydana çıkarır. İnsanoğlu da böylece önemli kaynaklara ulaşır. 

Dolayısıyla deprem şer gibi gözükür, evleri yıkar, canları yakar, kurulu düzenimizi harap eder. Fakat bu çirkinlik ve şer altında nice saklı güzellikler vardır. 

“Meselâ, yağmurun gelmesinin binlerle neticeleri var; bütünü de güzeldir. Sû-i ihtiyarıyla bazıları yağmurdan zarar görse, “Yağmurun icadı rahmet değildir” diyemez, “Yağmurun halkı şerdir” diye hükmedemez. Belki sû-i ihtiyarıyla ve kesbiyle onun hakkında şer oldu.” 10 

“Hem ateşin halkında çok faydalar var; bütünü de hayırdır. Fakat bazılar, sû-i kesbiyle, sû-i istimaliyle ateşten zarar görse, “Ateşin halkı şerdir” diyemez. Çünkü ateş yalnız onu yakmak için yaratılmamış. Belki o, kendi sû-i ihtiyarıyla, yemeğini pişiren ateşe elini soktu ve o hizmetkârını kendine düşman etti. 11 Ateşin yüz hayırlı neticeleri var. Fakat bazı insanlar, sû-i ihtiyarlarıyla ateşi kendilerine şer yapmakla, “Ateşin icadı şerdir” diyemezler.” 12 

 “Meselâ, kangren olmuş ve kesilmesi lâzım gelen bir parmağın kesilmesi hayırdır, iyidir. Hâlbuki zâhiren bir şerdir. Parmak kesilmezse el kesilir, şerr-i kesir olur.”

“İşte, kâinattaki şerlerin, zararların, beliyyelerin ve şeytanların ve muzırların halk ve icadları şer ve çirkin değildir; çünkü çok netâic-i mühimme için halk olunmuşlardır. Meselâ, melâikelere şeytanlar musallat olmadıkları için, terakkiyatları yoktur; makamları sâbittir, tebeddül etmez. Kezâ, hayvânâtın dahi, şeytanlar musallat olmadıkları için, mertebeleri sabittir, nâkıstır. Âlem-i insaniyette ise, merâtib-i terakkiyat ve tedenniyat, nihayetsizdir; Nemrutlardan, Firavunlardan tut, tâ sıddıkîn-i evliya ve enbiyaya kadar gayet uzun bir mesafe-i terakki var.” 13

Musîbet ve hastalıklar da kayıtsız şartsız şer değildirler. Şer olmaları bizim algımıza göredir. Bediüzzaman’ın, “bazen felâketten saadet çıkar.” 14 Sözünde de görüldüğü üzere, eğer sabreder ve isyan etmez isek, çarelerine bakar ve gereğini yaparsak, musîbet ve hastalıkların neticesi–inşallah- hayır olacaktır. 

 “O her şeyi en güzel şekilde yattı.”

Secde Sûresi: 7

Hayır ve Şer Allah’ın Elindedir

Hayır da, şer de Allah’ın elindedir.  

Allah hayır yapar, hayır olur. Şer yapar. O da hayır olur. 

Hadiselerin akışı Allah’ın kontrolündedir. Mülk O’nundur. Bizim değildir. Mülkünde dilediği gibi tasarruf eder. Dilediği gibi hadiseleri yaratır ve yönetir. Bize soracak değildir. Her yaptığı haktır ve hayırdır.

Kimseye hesap vermez. Kimse de O’na hesap sormaz, soramaz. 

Ama her yaptığı hayra çıkar.

Biz bu yüzden hoşumuza gitmeyen tecelliler karşısında O’nun iradesine teslim olur, “vardır bir hayırlısı!” deriz, “hayırlısı olsun!” deriz, O’nun elindeki hayra teslim oluruz, O’ndan memnun oluruz ve razı oluruz. 

Dolayısıyla başımıza ne gelse hayır bekleriz, hayır umarız, hayır buluruz. Başımıza musibet de gelse, hastalık da gelse, Covid-19 da gelse, koronanın başka bir türü de gelse, tedbiri almış olmak şartıyla, bize düşen bundan hayır beklemek, hayır bulmaktır.  

Yüce Allah’ın bizim hakkımızda kötülük istemeyeceğini, verdiği emirlerin mutlaka hayır olduğuna inanırız. Bu bizim Yüce Mevlamız hakkındaki hüsn-ü zannımızdır. Çünkü biz O’na inanmışız.   

Bir musîbet, bin nasihattan hayırlıdır. 

(Türk Atasözü)

Hayır da, Şer de Bizim İçindir

Allah şer yaratmakla bize kötülük yapmış olmuyor, bizi imtihan ediyor. 

Bizi imtihan etmekle bizi tuzağa düşürmüş olmuyor. Başımıza hastalık vermekle zayıf yönlerimizden bizi yıkmış olmuyor.  

Bize olan rahmetini ve mağfiretini böyle tamamlıyor. 

Bize olan rahmetini ve mağfiretini tamamlamakla ademden, yokluktan, karanlıklardan, ateşten, Cehennem’den, kahrından, azabından, gazabından, celalinden bizi koruyor, bizi himaye ediyor.  

Bizi himaye etmekle, bizi sevgisine ve rızasına mazhar kılıyor ve bizi Cennetine davet ediyor. 

Bizi Cennetine davet etmekle, bizi rü’yetine ulaştırmak istiyor, bizi Cemaliyle buluşturmak istiyor. 

Bizi rü’yetine ulaştırmakla ve bizi Cemaliyle buluşturmakla, bizi saadete gark ediyor. 

Bunca güzel neticelere ulaşmak için hayrı yaşamamız gerektiği gibi, şerri görmemiz ve tatmamız da gerekiyor. Hayra göre pozisyonumuzu almamız gerektiği gibi, şerre göre de duruşumuzu göstermemiz gerekiyor. 

 Bunca güzel neticelere ulaşmak için, hayrı görüp Allah’a şükretmek, şerri görüp şerden Allah’a sığınmak önemli adımlar teşkil ediyor.

Allah’a sığınmak gibi bir muhteşem hayır, şer gibi bir küçük parazite bağlanmış! Bu parazitin, bu virüsün verdiği hasara sabrettiğimizde imtihanı başarmış oluyoruz.  

Azıcık sabır ve muhteşem bir netice!

(Yanlış anlaşılmasın: Virüsün hasar vermesini istiyor değiliz. Buna karşı tedbir almanın da sünnet olduğunu söylüyoruz. Fakat bir kere bir hasar söz konusu olmuş ise, yine tedavisine baktırmakla beraber, ağrısına ve elemine sabretmenin faziletinden bahsediyoruz.)

Düşünebiliyor musunuz, Hazret-i Hüseyin Efendimiz (a) gibi ak pak bir Peygamber torunu, elli dört yaş gibi genç denecek bir yaşta, son nefesinde nasıl feci ve ciğerleri sızlatan şer bir muameleye tabi tutulmuştur? 

Sahneye dünyadan bakıyorsunuz, böyle feci bir ölümü ne Hazret-i Hüseyin’e, ne genç İslâm ümmetine yakıştırmıyorsunuz. Ama sahneye hakikat penceresinden bakıyorsunuz… Hazret-i Hüseyin’in (ra) bu şehadetle fevkalâde yüksek bir makama ulaştığını görüyorsunuz. 

Bir Peygamber torunu olan Bediüzzaman der ki: 

 “Kader noktasından bakıldığı vakit, Hazret-i Hüseyin ve akrabasına, o facia sebebiyle hasıl olan netâic-i uhreviye ve saltanat-ı ruhaniye ve terakkiyât-ı mâneviye o kadar kıymettardır ki, o facia ile çektikleri zahmet gayet kolay ve ucuz düşer. Nasıl ki bir nefer, bir saat işkence altında şehid edilse, öyle bir mertebeyi bulur ki, on sene başkası çalışsa ancak o mertebeyi bulur. Eğer o nefer şehid olduktan sonra ona sorulabilse, “Az bir şeyle pek çok şeyler kazandım” diyecektir.” 15 

Az bir şeyle pek çok şey kazanmanın yolu bize de açıktır. Sevmediğimiz şerler var ya… Hastalıklar, musîbetler, gamlar, kederler, sıkıntılar… Bunların hepsi bizi terfi ettirmek için, bizi mutlak hayra ulaştırmak için başımıza gelir. Bize az bir şeyle pek çok makam ve mertebe kazandırmak için gelir. 

Biz yine de sabır dileyelim ve sizlere sağlık ve afiyet dileyelim. 

 “Şehid olduktan sonra ona sorulabilse, “Az bir şeyle pek çok şeyler kazandım” diyecektir.” 

Bediüzzaman Said Nursî  

Şerden Hayır Çıkar mı?  

Sanmayın ki, şerden şer çıkar. Hayır! Çünkü Allah iyidir. Allah kötü değildir. Şerden şer çıkmaz! Şerden hayır çıkar! 

Matematikte bir kural vardır. Eksi ile eksinin çarpımı artıdır, pozitiftir. 

Biz bunu şöyle okuyalım: Şer ile dünyanın çarpımı bizi pozitif bir neticeye, yani mutlak hayra ulaştırır. Çünkü ikisi de eksidir. 

Yani dünyadasınız değil mi? Başınıza bir şer geldi mi, korkmayın, hatta şükredin! Neticesi muhakkak hayra çıkacaktır.  Cenab-ı Allah size hayır diliyordur. Cenab-ı Allah sizi dünyanın gam ve derdinden, ahiretin azabından ve acısından kurtaracak demektir.    

Sizi Cennetine ve ebedî saadetine alacak demektir.

Size ebedî yar olacak demektir. 

Sizi ebedî sevecek demektir.

Bir bebek görseniz ve ona içiniz kaynasa… Ne yaparsınız? Onu nasıl seversiniz? 

Ona bir kuru öpücük mü verirsiniz, yoksa minnoş yanaklarından sıkar ve neredeyse ağlatır mısınız? 

Onu ağlatırsınız! Çünkü içinizdeki akan sevgi sizi ancak böyle keser!  

İşte şerlere böyle bakalım! 

Cenab-ı Allah bizi seviyor. Bunda hiç şüphe yoktur! 

Bize iyilik yapmak istiyor! Bunda da asla şüphe yoktur!

Bize iyiliğini arttırmak istiyor! Bunda da zerre kadar şüphe yoktur! 

Eğer şer fazla üzerimize gelirse, bizi fazla üzerse, demektir ki, bizi hayal dahi edemeyeceğimiz mertebelere çıkarmak istiyor. Bunda da şüphe yoktur.

Çünkü O Mutlak iyiliktir. O’ndan kötülük gelmez. 

Biz yine de fazla ağır gelen şer ve belâlardan, hastalık ve musîbetlerden Allah’a sığınalım, Allah’tan yardım isteyelim, inayetini isteyelim, rahmetini bekleyelim. Şifasını dileyelim. 

Elimizden gelen bir kurtuluş çaresi, bir korunma çaresi, bir tedbir varsa bakalım. Sakıncası yoktur. 

Ama ne olursunuz; Allah’a küsmeyelim. 

O bizim için aklımıza hayalimize gelmeyen bir hayır ve iyilik dilediği için, bize sevgisi dolayısıyla bizi incitiyor. O’nu daha çok sevelim ve daha çok şükredelim.  

 “Allah dostlarına asla korku yoktur; onlar üzüntü de çekmeyeceklerdir.” 16

Yunus Sûresi: 62

Dipnotlar:

6- Sözler, s. 105.  

7- Secde Sûresi: 7.

8- Sözler, s. 259. 9- Sözler, s. 260.

10- Mektubat, s. 55. 11- Mektubat, s. 55

12- Lem’alar, s 159. 13- Mektubat, s. 56.

14- Eski Said Dönemi Eserleri, Sünûhat, 

s. 352. 15- Mektubat, s. 70. 16- Yunus Sûresi: 62.

Okunma Sayısı: 2984
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Saadet ÇELİK

    11.1.2021 12:05:12

    Çok doğru şeyler yazılmış......Allah'ım razı olsun 🤲

  • Ulaş

    4.12.2020 23:50:13

    Koronavirüs sari hastalığının bir hikmetinin insanların ihtiyaçları haricinde dışarı çıkamayarak alışverişle, gezilerle v.s. faaliyetlerle israf yapamamaları olduğunu mülahaza ediyorum.

  • Bilge Kağan

    4.12.2020 09:49:57

    Allah razı olsun. 🇹🇷❤️🌹🇦🇿

  • Müjdat Bayar

    4.12.2020 08:36:50

    Allah razı olsun.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı