"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Her bilgi O’na (Celle Celâlühû) götürür - Bilimsel Bilgi ve Risale-i Nur (2)

Prof. Dr. İlyas Üzüm
15 Eylül 2025, Pazartesi
Yaygın tanımı itibariyle “bilgi”; varlık, olay, şahıs, toplum ve kavramlara dair yüksek doğruluk derecesine sahip gerçek yahut gerçekler; “bilimsel bilgi” de bilimsel yöntemlerle elde edilen bilgiler anlamına geliyor.

Literatürde “günlük bilgi” basit gözlem ve duyu organlarıyla elde edilen bilgiler iken bilimsel bilginin deney, gözlem ve akıl yürütmenin yanı sıra bir dizi basamaktan geçerek elde edilen objektif bilgiler olduğu ifade ediliyor. Ne var ki, burada çok dikkatli olmak gerekiyor. Çünkü bilimsel yöntem varlığın ya da eşyanın görünen boyutuna odaklanıyor, ötesine dair de bazen sessiz kalıyor bazen bir çeşit felsefî yorum ortaya koyuyor. Dolayısıyla bilimsel bilgi süreçlere dair açıklamalarında “objektif” ancak onun yorumuna dair yaklaşımında “sübjektiftir”. 

Akıl ve muhakeme

Meselâ, bebeğin anne karnında haftalık veya aylık olarak gelişimine dair tespitleri objektiftir, doğrudur, ancak -telaffuz edilsin veya edilmesin- bu gelişimin maddeye, doğaya, süreçlere bağlanması tamamen felsefî bir yorumdur, nesnellikten uzaktır. Burada bizim dikkat çekmek istediğimiz husus okullarda verilen bilimsel bilginin “açıklama boyutu” ile “yorum boyutu”nu birbirinden ayırarak gençlerimizin metafiziği inkâr eden “inkârcı pozitivizm”in yorumlarına karşı dikkatli olma hatırlatmasında bulunmaktır. Tekrar anne karnındaki bebeğin gelişim sürecine dönersek, bilimsel bilgi, embriyonun meselâ, beşinci haftada beyin, omurilik ve omurgayı oluşturacak nöral tüp oluşumunun tamamlandığını, yedinci haftada kemik oluşumunun, dokuzuncu hafta bağırsak oluşumunun, on dördüncü haftada göz hareketlerinin başladığını… ifade ediyor.

Tamam, bu açıklamalar bilimsel yöntemlerle elde edilmiş objektif bilgiler olduğu için doğruluğu konusunda herhangi bir şüphe duyulamaz. Ancak bundan sonra bu bilgileri paylaşan bir kimse “İşte cenin anne karnında doğal süreçlerle bu şekilde oluşuyor” derse, bu felsefî bir yorum olur, tabiatı yaratıcı kabul eden, inkârcı bir yorum. Bizim dikkatli olmak lâzım dediğimiz yer burası! Burada insan aklının ve muhakemesinin devreye girerek sorgulaması gerekiyor. Embriyo anne karnında, özel bir sıvı içinde, en güzel şekilde korunarak, kordon yoluyla anneden beslenerek, süreç içinde organları oluşuyor ise, -annenin hiçbir dahlinin olmadığı fakat her şeyin çok hesaplı, çok planlı ve tamamen rahmet eksenli gerçekleştiği bu olayda ilim, hikmet ve rahmet sahibi bir Yaratıcının varlığına intikal etmek gerekmez mi? İşte insan kendisine verilen insanî özelliklerle bilimsel bilgiyi sorguladığında, inkârcılık gayyasına düşmesi bir tarafa, tam tersine Yaratıcısını ilmiyle, hikmetiyle, rahmetiyle tanıyan bir boyuta yükseliyor. İmanı artıyor. Her bilimsel bilgi ona Yaratıcıyı tanıtan bir araca dönüşüyor.

İnsanın yaratılıştan gelen düşünme yeteneği ya da muhakemesi incelediği varlık ya da olgularda kolayca sebep-sonuç ilişkisi kurabilen, kıyaslamalar yaparak sonuçlara ulaşan bir özelliğe sahiptir. Meselâ, anlamlı bir cümle varsa, bu kadar harfin tesadüfen yahut sebeplerle bir araya gelmesinin imkansızlığını anlar ve -görmese bile- mutlaka bir “yazan”ı vardır, der. Çeşitli kimyasallardan, miligramlık hesaplarla yapılmış, şifa vesilesi bir ilâca baktığında, bunun kesinlikle uzman bir eczacı tarafından terkip edildiğini bilir. En basit bir binanın yapıcısı olduğunu gördüğü için her binanın bir mimarının olduğundan emindir. Küçük bir odanın iptidaî bir lambasının bile kendi kendine takılamayacağını fark ettiği için, -diyelim ki, -muazzam bir fabrikanın elektrik tesisatının kendi kendine döşenemeyeceğine kat’i şekilde hükmeder… 

(Devam edecek)

Okunma Sayısı: 174
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı

    En Çok Okunanlar