"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Elif Şiir Sayfası

10 Nisan 2021, Cumartesi
Sizden gelen şiirler. Editör: Abdil Yıldırım - [email protected]

MEHMET KUTLULAR AĞABEYE 

Bir yıldız daha kaydı âlem-i ahirete.  

Kendini adamıştı Nurlar ile hizmete.  

Çok dikkat ediyordu elbet istikamete.  

Ermiş idi elbette manevî şehadete.  

 

İnandığı dâvâdan çeviremez hiçbir şey 

Hapishaneyi bile mekân tutmuştu epey. 

Numune-i imtisal, herkes için ağabey. 

Ahiret yolculuğu devam eder peyderpey. 

 

Tavizsiz istikrarın sembol ismiydi elbet. 

İnandığı dâvânın peşinde ilelebet. 

Hiçbir şeye etmezdi Nurlar’ı elbet alet. 

Hizmette hiçbir zaman, bitmez tükenmez gayret 

 

Risale-i Nurlar’a derin bir vukufiyet              

Ona rehberdi elbet Nurlar’daki hakikat 

İçtimaî hayatta ediyordu isabet 

Çünkü Nurlar rehberdi ordan alır işaret. 

 

Şahs-ı manevî rehber onun için her zaman.         

Üstadın hayatını örnek almıştı her an. 

Cesaretin menbaı olur tahkikî iman 

Gaye uğrunda ölüm gayet normaldi inan. 

 

Demokrasi, hak, hukuk, Hürriyet ve Adalet, 

Bunlar için gayrette göstermedi atalet. 

Neticeye karışmaz vazife diyor hizmet 

Mehdinin talebesi böyle eder hareket 

 

Kötümser olmadı hiç iyimserdi her zaman. 

Onun mürşidi idi Üstad BEDİÜZZAMAN. 

Nur Talebeliğinden taviz vermedi bir an. 

Hayatta ve mematta dâvâsı iman, Kur’ân.  

 

Yıllarca hasta idi, hep haline şükretti. 

Günlerce hasta yattı hep haline hamdetti. 

Günahlara kefaret diyerek hep sabretti. 

Şikâyet etmedi hiç, gayesi hep hizmetti. 

 

Hasta halinde bile düşünürdü hizmeti. 

Başkasının hakkında hiç etmezdi gıybeti. 

Su-i zan etmezdi hiç hep iyiydi niyeti.  

Azimetle yaşadı bu onun diyaneti. 

 

Terhis tezkeresidir diye bakar ölüme  

Hayat yumağı ise benzemez kör düğüme. 

Hep Haktan yana oldu yaklaşmadı zulüme. 

Takva dairesinde hazır her an ölüme 

 

Ruhunu kabzetmeye geliverdi Azrail. 

Kelime-i Tevhidi söylüyordu kalp ve dil. 

Yağdan kıl çeker gibi ruh çıkmıştı bunu bil. 

Ölüm hakikatinden elbette gafil değil. 

 

Kader konuştuğunda elbette susar beşer. 

Baki kalan kubbede bıraktıysan bir eser. 

Seninle kabre yaptığın hayır ve şer. 

Nur’a sadık olanın Cennettir gittiği yer. 

 

Allah rahmet eylesin diye edelim duâ. 

Her daim ruhu için okuyalım Fatiha. 

Kabirde hep meşguldür Risale-i Nurlar’la. 

‘’El mevtü Hakkun’’ hükmü hazırlan der oraya. 

 

İnşaallah olacaktır kabri Cennet bahçesi. 

Nurlar’a hizmet ise şefaat gerekçesi 

Salih amel ve takva, kurtuluş reçetesi. 

Gaye Allah rızası, bundan yoktur ötesi. 

MEHMET KOVANCI 

***

KUTLULAR 

Yiğitlerden bir Kutlular geldi geçti buradan  

Nur-u Kur’ân dâvâsına hadim etti, Yaradan  

 

Mangal gibi yüreğiyle, her cefaya dayandı  

Vefatıyla, bu sayfalar, flu renge boyandı  

 

Rabb-i Rahim, Cennet etsin; abimizin kabrini  

Bu yolculuk, Nurcular’ın, bereledi kalbini  

 

Gelen gider, giden dönmez; bunu herkes biliyor  

Gelgelelim, sevenleri hâlen, kâlen inliyor  

 

Dilde duâ, gözlerde nem, Kutlular’ın ardından  

Seller olsun, Fatiha’lar, bu değerin ardından. 

Ali Rıza Aydın

Okunma Sayısı: 9844
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı