MEHMET KUTLULAR AĞABEYE
Bir yıldız daha kaydı âlem-i ahirete.
Kendini adamıştı Nurlar ile hizmete.
Çok dikkat ediyordu elbet istikamete.
Ermiş idi elbette manevî şehadete.
İnandığı dâvâdan çeviremez hiçbir şey
Hapishaneyi bile mekân tutmuştu epey.
Numune-i imtisal, herkes için ağabey.
Ahiret yolculuğu devam eder peyderpey.
Tavizsiz istikrarın sembol ismiydi elbet.
İnandığı dâvânın peşinde ilelebet.
Hiçbir şeye etmezdi Nurlar’ı elbet alet.
Hizmette hiçbir zaman, bitmez tükenmez gayret
Risale-i Nurlar’a derin bir vukufiyet
Ona rehberdi elbet Nurlar’daki hakikat
İçtimaî hayatta ediyordu isabet
Çünkü Nurlar rehberdi ordan alır işaret.
Şahs-ı manevî rehber onun için her zaman.
Üstadın hayatını örnek almıştı her an.
Cesaretin menbaı olur tahkikî iman
Gaye uğrunda ölüm gayet normaldi inan.
Demokrasi, hak, hukuk, Hürriyet ve Adalet,
Bunlar için gayrette göstermedi atalet.
Neticeye karışmaz vazife diyor hizmet
Mehdinin talebesi böyle eder hareket
Kötümser olmadı hiç iyimserdi her zaman.
Onun mürşidi idi Üstad BEDİÜZZAMAN.
Nur Talebeliğinden taviz vermedi bir an.
Hayatta ve mematta dâvâsı iman, Kur’ân.
Yıllarca hasta idi, hep haline şükretti.
Günlerce hasta yattı hep haline hamdetti.
Günahlara kefaret diyerek hep sabretti.
Şikâyet etmedi hiç, gayesi hep hizmetti.
Hasta halinde bile düşünürdü hizmeti.
Başkasının hakkında hiç etmezdi gıybeti.
Su-i zan etmezdi hiç hep iyiydi niyeti.
Azimetle yaşadı bu onun diyaneti.
Terhis tezkeresidir diye bakar ölüme
Hayat yumağı ise benzemez kör düğüme.
Hep Haktan yana oldu yaklaşmadı zulüme.
Takva dairesinde hazır her an ölüme
Ruhunu kabzetmeye geliverdi Azrail.
Kelime-i Tevhidi söylüyordu kalp ve dil.
Yağdan kıl çeker gibi ruh çıkmıştı bunu bil.
Ölüm hakikatinden elbette gafil değil.
Kader konuştuğunda elbette susar beşer.
Baki kalan kubbede bıraktıysan bir eser.
Seninle kabre yaptığın hayır ve şer.
Nur’a sadık olanın Cennettir gittiği yer.
Allah rahmet eylesin diye edelim duâ.
Her daim ruhu için okuyalım Fatiha.
Kabirde hep meşguldür Risale-i Nurlar’la.
‘’El mevtü Hakkun’’ hükmü hazırlan der oraya.
İnşaallah olacaktır kabri Cennet bahçesi.
Nurlar’a hizmet ise şefaat gerekçesi
Salih amel ve takva, kurtuluş reçetesi.
Gaye Allah rızası, bundan yoktur ötesi.
MEHMET KOVANCI
***
KUTLULAR
Yiğitlerden bir Kutlular geldi geçti buradan
Nur-u Kur’ân dâvâsına hadim etti, Yaradan
Mangal gibi yüreğiyle, her cefaya dayandı
Vefatıyla, bu sayfalar, flu renge boyandı
Rabb-i Rahim, Cennet etsin; abimizin kabrini
Bu yolculuk, Nurcular’ın, bereledi kalbini
Gelen gider, giden dönmez; bunu herkes biliyor
Gelgelelim, sevenleri hâlen, kâlen inliyor
Dilde duâ, gözlerde nem, Kutlular’ın ardından
Seller olsun, Fatiha’lar, bu değerin ardından.
Ali Rıza Aydın