AİHM eski Hakimi Rıza Türmen ve MAZLUMDER Genel Başkanı Av. Kaya Kartal, Türkiye’nin ifade hürriyeti ihlÂllerinde kötüleştiğine dikkat çekerek, herkesin bir gün hukuka ihtiyacı olduğunu ifade ettiler.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi eski hâkimi Rıza Türmen, Türkiye’de ifade özgürlüğü ihlâllerinde durumun her geçen daha da kötüleştiğini savundu. Türmen, hükümetin iktidarda kalması güçleşip desteği zayıfladıkça daha sertleştiğini ve sivil topluma bırakılan alanı daha da daraltmaya çalıştığını söyledi. Konunun rejimle ilgili bir mesele olduğunu ve demokrasi ile yönetilen ülkelerde böyle uygulamaların olamayacağını ifade eden Türmen, “İktidarı kaybetme korkusu onları özgürlükleri daraltmaya götürüyor. Burada AİHM’in rol oynaması gerekir” dedi.
Demokrasiden söz edilemez
Independent Türkçe’nin haberine göre, demokrasinin temel taşı olan ifade özgürlüğünün olmadığı bir rejimde demokrasiden söz edilemeyeceğini aktaran Türmen, şunları kaydetti: “İfade özgürlüğünün olmadığı bir yerde doğru dürüst seçimler bile yapılamaz. Çünkü halkın bilgilenme hakkı ortadan kalkmış olur. İkisinin çok yakın birbiriyle bir ilişkisi ve bağlantısı var. Önemli olan herkesin düşüncesini özgürce ifade etmesidir. Maalesef bizde öyle değil. Bizde devletin sevdiği bir de sevmediği düşünceler var. Devletin sevmediği düşünceleri söylediğinizde, soruşturma, tutuklanma veya hapis cezası ile karşılaşabiliyorsunuz.”
Bunun bitmesi lAzım
İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği (MAZLUMDER) Genel Başkanı Avukat Kaya Kartal da Türmen ile benzer görüşte. Kartal, şunları söyledi: “İfade özgürlüğü konuları hakaret ve tehdit dâvâlarına dönüşebiliyor. Atatürk ve cumhurbaşkanı dosyalarında bunu görüyoruz. Sadece bu değil terör propagandasına da çevrilebiliyor. Hatta ‘terör örgütü üyeliği’ne varan dosyalar var. Böyle olunca da daha ağır yaptırımlar oluyor. Dolayısıyla ifade özgürlüğü çerçevesinde değerlendirilmesi gereken konuları terör örgütü yaftasına kadar giden bir sürece tanık olabiliyoruz. Ceza yargılanmasının bu şekilde muhalifleri sindirmeye dönük bir araç olarak kullanması yeni bir konu değil. Son 10 yılda başlamış bir şey de değil. Bunu İstiklâl Mahkemeleri’nden beri görüyoruz. Bunun bitmesi lâzım. Herkesin hukuka ihtiyacı var.”