Japonya’da depremzedeler için kurulan prefabrik evlerde elektrik, su, doğalgaz, telefon bağlantısı, banyo ve tuvalet kurulmuş. Her prefabrikte bunların dışında klima, çamaşır makinesi, buzdolabı, televizyon, mikrodalga fırın ve pilav yapma makinesi konmuş.
Japon ‘deprem’evi
JAPONYA'DA depremin ardından devlet tarafından kurulan “süper lüks” prefabrik evlerde afetzedeler hayatlarına devam ediyor.
Sendai’de bulunan 233 hane ve 200 aileden oluşan Asto Nagamaçi prefabrik konutlarında birçok aile yeni kurulan hayatlarıyla yeni hayatlarını sürdürüyor. Japonya’da 9 büyüklüğünde deprem felâketine müteakip meydana gelen tsunami ve nükleer felâketin ardından kurulan prefabrik evlerde neredeyse yok yok. Afetzedelere normalde kendi evlerinde bulunan herşey ve her sistem minyatür bir şekilde “prefabrik olarak” tekrar hazırlanmış. Prefabrik evler ihtiyaca göre bir oda-bir mutfak, iki oda-bir mutfak ve üç oda-bir mutfak şeklinde afetzedelerin ihtiyacına göre dağıtılmış.
Pilav yapma makinesi bile standart
Prefabrikler dışardan bakıldığında konteyner görünümünde olsa da altyapısı ve içerisinde sunulan standart imkânlarıyla bir evden farksız. Evlerde elektrik, su, doğalgaz, telefon bağlantısı, banyo ve tuvalet altyapısı kurulmuş ve prefabrik evler küçük mahalleler şeklinde hazırlanmış. Doğalgaz, elektrik ve su saatlerinin yanı sıra her afetzedenin prefabriğinde bir de kendi adresine ait posta kutusu bulunuyor. Her prefabriğe bunların dışında klima, gaz ocağı, çamaşır makinesi, buzdolabı, televizyon, mikrodalga fırın, su ısıtıcısı ve pilav yapma makinesi standart olarak Japon kızılhaçı tarafından sağlanmış.
Mobil kütüphane hizmeti var
Prefabriklerin olduğu yerde orta bölümde sosyal bir alan ihdas edilmiş ve bu alan çok amaçlı olarak kullanılıyor. Dünyanın en çok okuyan toplumlarından olan Japonların ihtiyaçlarının başında gelen okuma alışkanlığı da prefabrik evlerde unutulmamış. Çok amaçlı sosyal alanda afetzedeler için çeşitli faaliyetler düzenlenirken, her hafta sonu gezici bir kütüphane gelerek birçok konuda kitaplarla hizmet veriyor.
Online hayat
EVİNE internet bağlatan Suzuki, muhtarlığını yaptığı prefabrik evlerle ilgili bir internet sitesi ve iki blog kurmuş. Kurduğu “asutonagamachi.web.fc2.com” internet adresinde konutlar hakkında genel bilgi verirken, “asutonagamachi.blog.fc2.com” blogunda, prefabriklerde yaşamı, etkinlikleri yazıyor, belirlediği ihtiyaçları okuyucularıyla paylaşıyor.
Dış yalıtım yapılacak, çift cam takılacak
Asto Nagamaçi prefabrik evlerinin “muhtarı” Riyoiçi Suzuki bu konutlardaki hayatı bütün detaylarıyla anlatıyor ve prefabriklerden memnun olduklarını söylerken, bazı konuların eksik kaldığını ama bu kışa kadar tamamlanacağını kaydediyor. Prefabrik mahallede halen hummalı bir çalışma devam ederken, evlere çift cam, dış yalıtım, su kanallarının yenilenmesi gibi mevsimsel tedbirler alınıyor.
ERCİŞLİ ANNE “BEBEĞİM GECE ÇOK ÜŞÜYOR”
Van'daki depremzede kadın ise, sağlık ekibi gelemediği için köyün yaşlı kadının doğurttuğu bebeği ve diğer çocuklarıyla dondurucu soğuktan korunmaya çalışıyor. Depremzede anne Yenigül Köseoğlu, “Bebeğim gece çok üşüyor” dedi
Yaşı küçük, yükü büyük
Van depreminde evleri tamamen yıkılan ve ailesiyle birlikte çadırda hayatını sürdüren 12 yaşındaki Selva Oflaz, annesinin hasta olması dolayısıyla çadırda çamaşırdan bulaşığa bütün işleri yapıyor.
Soğukta hayat mücadelesi

Van merkeze bağlı Derebey Köyünde yaşayan Mehmet Salih ve Yenigül Köseoğlu çifti, 15 gün önce doğan ve henüz isim veremedikleri bebekleri ve çocukları Caner, Tufan, Eylem, Meryama, İbrahim, Yasin, Şehadet ve Hasret ile çadırda hayatlarını sürdürüyor. Depremde hasar gören evlerinin yanına kurdukları çadırda yaşamaya başlayan 34 yaşındaki Yenigül Köseoğlu, depremden 3 gün sonra çadırda tek başına doğum yaptığını belirtti. Sağlık ekiplerinin köye gelemediğini, kendisinin de çadırda doğum yapmak zorunda kaldığını anlatan anne Köseoğlu, köydeki yaşlı bir kadının bebeğinin göbek bağını kestiğini, yeni doğan bebeğinin adının ise henüz konulmadığını söyledi. Depremin korkusunu üzerlerinden halen atamadıklarını, bu sebeple bebeğe isim veremediklerini belirten anne Köseoğlu, zor şartlar altında doğurduğu bebeğinin şimdi de soğuktan çok etkilendiğini ifade ederek, ‘’Bebeğim gece çok üşüyor. Bakımında zorlanıyorum’’ dedi. Depremden en çok çocukların etkilendiğini anlatan anne Köseoğlu, ‘’Ev içinde değiliz. Evin içinde dahi işimiz akşama kadar bitmiyordu. Şimdi perişanız, zorlanıyoruz. Günlük işlerimizi yapmaya çalışıyoruz’’ diye konuştu.
2 YAŞINDAKİ KARDEŞİNİ DEPREMDE KURTARDI
Ailenin 15 yaşındaki kızı Şehadet ise depremde büyük hasar gören evlerinde 2 yaşındaki kardeşi Caner’i kurtardığını söyledi. Kardeşinin kaldığını fark edince eve girmeye çalıştığını, önüne taşlar düştüğünü anlatan Şehadet Köseoğlu, evin penceresini elleriyle kırarak, kardeşini çıkarmayı başardığını anlattı. Bilekleri kesildiği için kan kaybettiğini, baygınlık geçirdiğini anlatan abla Köseoğlu, kardeşi Caner’i kurtardığı için mutlu olduğunu kaydetti.
YAŞI KÜÇÜK YÜKÜ BÜYÜK

Van depreminde evleri tamamen yıkılan ve ailesiyle birlikte çadırda hayatını sürdüren 12 yaşındaki Selva Oflaz, annesinin hasta olması dolayısıyla çadırda çamaşırdan bulaşığa bütün işleri yapıyor. Van merkeze bağlı Canik Köyünde yaşayan 12 yaşındaki Selva Oflaz, depremde ailesiyle birlikte yaşadığı evin tamamen yıkılmasının ardından kendilerine Türk Kızılayı tarafından verilen çadırda anne, babası ve 3 kardeşiyle birlikte hayatını sürdürmeye başladı. Feriuz-Abdullah Oflaz çiftinin en büyük çocuğu olan Selva Oflaz, annesinin hastalığı dolayısıyla küçük yaşına rağmen ailesinin çamaşırdan, bulaşığa kadar evin bütün işlerini kendisi yapıyor. Yaşadıkları çadırın temizliğini de yapan küçük Selva, soğuk havada köydeki yıkıntılar arasında kazanda kaynattığı suyla kardeşleri Muhammed, Büşra ve Sümeyye’nin de giysilerini yıkıyor. Yaşıtları çadırların arasında oyun oynarken soğuk havada çamaşır yıkarken ellerinin üşüdüğü görülen Selva’nın gösterdiği fedakârlık ise görenleri duygulandırıyor. Selva, gelecekte doktor olmak isteğini söyledi. Anne Feriuz Oflaz da, depremin ardından 3 gün dışarda kaldıklarını, çadırların kendilerine ulaşmasından sonra hayatlarını burada sürdüklerini belirterek, ‘’Sağ olsun devletimiz bize destek oldu. Allah onlardan razı olsun. Çok memnunuz. Her şeyden getirdiler. En azından bu küçük çocuklar aç kalmıyor. Devletimiz olmasıydı ne yapardık bilmiyorduk. Allah onlardan razı olsun. Her gün çocuklarımla, eşimle oturup duâ ediyoruz’’ dedi.
BAYRAMI AİLELERİNDEN AYRI GEÇİRİYORLAR

Deprem sonrası Erciş’te kurulan sahra hastanesine Türkiye’nin dört bir yanından gönüllü olarak giden 350 sağlık personeli Kurban Bayramı’nı ailelerinden ayrı geçiriyor. Van’daki 7.2 büyüklüğündeki depremin ardından Sağlık Bakanlığı’nın koordinesinde kısa sürede bölgeye ulaşan 350 doktor, hemşire ve diğer sağlık personeli, 16 günden bu yana depremzedelere 24 saat aralıksız tıbbî destek veriyor. Sağlık Bakanlığı tarafından Erciş’e kurulan 50 yatak kapasiteli sahra hastanesinde fedakarca görev yapan sağlık çalışanları, sahra hastanesinin çevresinde yer alan çadırlarda kalıyor. Hava sıcaklığının eksi 2 dereceye kadar düştüğü bölgede, 112 Acil Yardım ve Ulusal Medikal Kurtarma Ekipleri (UMKE) hastane önünde devam eden kesintisiz nöbetleri sırasında yaktıkları ateşle ısınmaya çalışıyorlar. Sahra çadırında görev yapan sosyal hizmet uzmanları ise Ercişli depremzedelere yönelik psikososyal destek çalışmaları yürütürken, yaşadıkları acıları paylaşıyorlar. Özellikle kadın ve çocuk depremzedelerle sık sık bir araya gelen uzmanlar, hastaları yaşadıkları çadırlarda da ziyaret ediyor. Kurban Bayramı’nı sevdiklerinden uzakta, depremzedelerle birlikte geçiren sağlık çalışanları, bu zorlu görevleri sırasında yakınları ile telefonla görüşerek hasret gidermeye çalışıyor.
16 BİN DEPREMZEDEYE SAĞLIK HİZMETİ Sağlık Bakanlığı Erciş Sahra Hastanesi Koordinatörü Ebru Polat, Erciş ilçe merkezine kurulan ve çadırlarda hizmet veren sahra hastanesinde yaklaşık 350 personelin görev yaptığını belirterek, ‘’Deprem sonrasında yaklaşık 16 bin depremzedeye Erciş’teki sahra hastanesinde sağlık hizmeti verdik’’ dedi. Erciş’te 27 ambulans ve 8 UMKE olmak üzere toplam 38 araçla depremzedelere sağlık hizmeti verdiklerine işaret eden Polat, ‘’Depremzedelerin bir duâsı ve teşekkürü ile bütün yorgunluklarımızı unutuyoruz’’ diye konuştu.