"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ortak beklenti adalet

30 Eylül 2019, Pazartesi
YENİ ASYA VAKFI RİSALE-İ NUR ENSTİTÜSÜNÜN ADALET VE LİYAKAT KONFERANSLARI KAPANIŞ OTURUMUNDAN MESAJLAR.

YÖNETENLER DE KANUNA TÂBİ

PROF.  Dr. İlyas Doğan: “Hukuk, hak arayanın zorlukla karşılanmaksızın adalete ulaşabilmesidir. Adalet, toplumun ortak beklentisidir. Öncelikle devleti yönetenlerin kendilerinin de kanuna tâbi olduklarını kabul etmeleri gerekir.”

ADALET ASLA ÖLMEZ

AYM eski üyesi Prof. Dr. Sacit Adalı: “Toplumun bırakamayacağı ve peşinden koştuğu iki şey adalet ve liyakattir. Herşey değişebilir, ama adalet asla ölmez. Adaleti bir başka şeyle telafi edemez, yerine başka birşey koyamazsınız.”

ADALETSİZLİĞİ DUYURMAK

PROF. Dr. Ali Şafak: “İnsanlar dinsiz, devletler de adaletsiz olamaz. Yönetenler adaleti sağlamak, akademisyenler ve kanaat önderleri de adaleti ve adaletsizliği duyurmak zorundadır; bu konuda kırmızı çizgileri olmamalıdır.”

***

İnsan dinsiz, devlet adaletsiz olmaz

Yeni Asya Vakfı Risale-i Nur Enstitüsü tarafından “Adalet ve Liyakat Konferansları serisi kapanış oturumu” yapıldı.

Yeni Asya Vakfı Risale-i Nur Enstitüsü tarafından “Adalet ve Liyakat Konferansları serisi kapanış oturumu” Ankara’da Akar otelde yapıldı.

Sivil toplum kuruluş temsilcilerinin katıldığı programın oturumun açış konuşmasını yapan Risale-i Nur Enstitüsü Sekreteri Ahmet Dursun, adaletin, en sade tanımıyla “hakkı gerçekleştirmek” olarak tarif edildiğini belirterek, “Adalet, güçlü güçsüz ayrımı yapmadan herkese hakkını vermek, herkesin kendi payına düşeni almasının yol ve yöntemlerini belirlemektir. Bu, toplumsal barışı ve düzeni sağlamanın da ana kriterlerinden biridir” diye konuştu.

Adalet kavramının –bizde olduğu gibi- son yıllarda özüne uygun pratik uygulama alanları bulamamasının tartışmalara sebep olduğunu söyleyen Ahmet Dursun, “Esasen semavî kitapların da özellikle vurguladığı bir kavram olan adalet, Kur’ân’ın dört temel esasından da biridir. ‘Adalet’ kavramı, ‘İsm-i Âdl’in bir cilvesi olarak, kâinatta ve yaradılışta da, insanın fizyolojik yapısı ile kâinat arasındaki uyumu ve ahengi ifade etmektedir. Kur’ân, kâinatta cari olan bu mükemmeliyetin her yönüyle hayatımıza ve toplumlara yansıyabilmesinin yolunu ‘adalet-i mahza’ ilkesiyle ifade etmektedir. ‘Birisinin hatası ile başkası cezalandırılamaz’, ‘Hak haktır, büyüğüne küçüğüne bakılmaz. Bir fert, umumun selâmeti için dahi feda edilmez. Toplumun selâmeti için ferdin hayatı veya hakkı feda edilemez. Hem bir masumun hakkı, bütün halk için dahi iptal edilmez’ şeklindeki bu Kur’ânî yaklaşım bugünkü evrensel hukuk kriterlerinin de temeli kabul edilmektedir” dedi.

Yargı erki, hallaç pamuğu gibi atıldı

Programda konuşan Yeni Asya Medya Grup Yönetim Kurulu Başkanı Av. Kadir Akbaş, Bediüzzaman Said Nursî’nin ilk Ankara’ya gelişi sırasında cumhuriyetin kuruluşuna hâkim olacak temel muhataplarıyla yüzyüze görüşerek öğrendiğinde mesafeli bir duruş sergilediğine dikkat çekerek, “O günkü yönetimi kendisiyle çalışmasını istediğinde tesbitte bulunuyor. Sivil toplumun olmazsa olmaz iki unsurunu ifade ediyor. ‘Sizinle çalışman, ama size de ilişmem.’ Türkiye sivil toplumun demokratik hayatın olmazsa olmazı görüldüğü bir dönemden sivil toplum unsurlarının terörle mücadele kanunu çerçevesinde tedib edilmek istendikleri ve ülkenin millî güvenlik siyaseti açısından tehdit olarak algılandığı bir alana geldi” şeklinde konuştu.

Yargı bağımsızlığının büyük ölçüde zedelendiği için bu süreçte yaşanan yargılamalar ve elde edilen hükümlere karşı ister istemez bir ihtiyat payı bırakarak bakıldığını ifade eden Akbaş, “Yaşanan süreçte adeta yargı erkinin hallaç pamuğu gibi atıldığı bir döneme geldik. Cemaatlerin ve tarikatların millî güvenlik endişesi olarak Türkiye devletinin gündeminde olması kabul edilemez. Ancak devleti ikame etmek, müntesipleri aracılığıyla devletin temel organları içerisinde var olmak ve devletin içerisinde birbirini besleyen organizmalar kurmak suretiyle kamu bürokrasisini devleti manüpile etme potansiyeli taşıyan yapıları ne bugün ne gelecekte varolması da kabul edilebilir bir durum değildir. Sivil toplum örgütleri sivil alanda kalmalı, asla ne devlete eklemlenmek ne de devleti şekillendirmek adına meşrûluğu tartışmalı bir pozisyona girmemelidir” dedi.

TÜRKİYE, ADALETSİZLİK YÜZÜNDEN BOĞULUYOR

Kadir Akbaş, Türk insanının adaletsizlik yüzünden boğulduğunu belirterek, “Bizzat HSK Başkanı ve Adalet Bakanı Sayın Abdulhamit Gül, ilk derece mahkemeleri keyfi davranmakla itham eder hale gelmiştir. Bugün ilk derece mahkemeler ve istinaf mahkemeleri verdikleri kararlarla adaleti gerçekleştirmenin ötesinde, adaletin gerçekleşmesinin önünde adeta bir engel gibi duruyor. Türkiye toplumu bunu daha fazla taşıyamaz” dedi.

İSTİBDADIN OLDUĞU YERDE GERÇEK ADALET OLMAZ

Yeni Medya Grup Yönetim Kurulu üyesi Ali Vapurlu, demokrasinin en iyi uygulandığı ülkelerin gerçek adaletin uygulandığı ülkeler olduğunun görüldüğünü belirterek, siyasal İslâm düşüncesinin demokrasiyi isimden ve resimden ibaret olarak gördüğünü söyledi. Bediüzzaman’ın bir asır önce tepeden inmeci bir anlayışı değil, temelden tavana çıkan bir anlayışı savunduğunu söyleyen Vapurlu, “İstibdat olduğu yerde gerçek adalet ve demokrasi olmaz. Resmî ideolojinin olduğu yerde demokrasi olmaz, gerçek demokrasinin olmadığı yerde de gerçek adaletten bahsedilemez” diye konuştu.

PROF. DR. İLYAS DOĞAN: ADALET, TOPLUMUN ORTAK BEKLENTİSİDİR

Programda konuşan Ankara Hacı Bayram Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlyas Doğan, “Adalet toplumun ortalama, ortak beklentisi olarak tarif edilir. Normal hukuk sisteminin kurallarını işletmezsek benzer sorunlarla yüzyüze kalmaya devam edeceğiz. Onun için evrensel anlamda hukuk kurallarına dönmemiz gerekiyor. Bunu yapmazsak her gün ölüp ölüp dirileceğiz” şeklinde konuştu. Prof. Doğan, “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçişle beraber anayasalı bir rejime geçtik. Anayasalı rejim şudur; bir süs aracı olarak anayasamız vardır, ama o ihtiyaç akçesi gibi durur ve ona yöneticilerin uymasına gerek yoktur. Ne yazık ki, Türkiye’de böyle bir tablo var” diye konuştu.

DR: MUHAMMET ÖRTLEK: ADALET VE LİYAKAT DÜNYANIN GÜNDEMİNDE

Ortadoğu Uzmanı Dr. Muhammet Örtelek de adalet ve liyakat kavramının Türkiye’de olduğu gibi İslâm dünyasının da gündeminde olduğunu belirtti. Adalet ve liyakatin toplumsal barışı sağlayan en önemli unsurlar olduğunu dile getiren Dr. Örtlek, “Mensubu olduğumuz İslâm dini adalet, liyakat, hak hukuk, insan hakları, hukukuk üstünlüğü, özgürlükler ve bugünkü manada demokrasiye önem vermektedir” dedi.

PROF. ALİ ŞAFAK: DEVLET ADALETSİZ OLMAZ

İslam Hukuku ve Ceza hukukçusu Prof. Dr. Ali Şafak ise insanların dinsiz, devletlerin de adaletsiz olamayacağını belirterek, “Adaletin sağlanması için de âdil bir toplumun olması lâzım. Adalet Kur’ân-ı Kerîm’de 28 yerde geçmektedir. Sosyal, içtimaî, adaletten bahseder. Bireysel adalet tecelli etmezse toplum da adaleti sağlayamazsınız. Sosyal adalet ve dağıtıcı adalet gerçek adaleti sağlar. Yönetimi elinde tutanlar adaleti sağlamak zorundadır” diye konuştu. Prof. Şafak, “Adaletin simgesi terazinin sapını düzgün tutmaya özen göstermek lâzım” dedi.

PROF. DR. ETHEM ATAY: HUKUK OLMAZSA, ADALET OLMAZ

Hacı Bayram Veli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim üyesi Prof. Dr. Ethem Atay ise, adaletin toplumun ve devletin temeli olduğunu belirterek, “Adalet hak kelimesiyle çok sıkı ilişkisi olan bir kavramdır. Hakkı esas almayan adaletten söz edilemez” şeklinde konuştu. Prof. Atay, “Adaletin en fazla olması gerektiği bir coğrafyada yaşıyoruz, ama maalesef bu görülmüyor. Adalet, hukukla tesis edilir, hukuk olmazsa adalet olmaz. Türk insanı adaleti ve demokrasiyi tatmıştır. Bu yüzden adaletin tez zamanda geleceğine inanıyoruz” dedi.

PROF. DR. SACİT ADALI: TOPLUMLARIN ASLA BIKMAYACAĞI ŞEY ADALETTİR

Anayasa Mahkemesi eski üyesi Prof. Dr. Sacit Adalı insanoğlunun bıkmadığı iki şey su ve ekmek olduğunu belirterek, toplum hayatının asla bırakamayacağı iki şeyin de adalet ve liyakat olduğunu ifade etti. Prof. Adalı “Her şey değişebilir, ama adalet toprağa düşmez, yani ölmez. Adaletsizlik de ölmez. Kulluğun Allah’a yapıldığına inanırız. Ama günümüzde kula kulluk yapıldığını görüyoruz” dedi. Doğru bulmanın yolunun hatalarından ders çıkarmak olduğunu söyleyen Prof. Adalı, “Sorumluluktan kaçmakta bir nevi adaletsizliktir. Adaleti bir başka şeyle telâfi edemez, yerine de başka bir şey koyamazsınız” şeklinde konuştu.

DR. ÖMER ERGÜN: RESMÎ İDEOLOJİ DEMOKRASİNİN GELİŞİMİNE ENGEL

Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim üyesi Dr. Ömer Ergün de, hukuk devleti olmanın yolunun, temel hakların güvence alınması gerektiğini dile getirerek, “İdarenin hukuka bağlı olması gerekir. Hiç kimse sorumsuz değildir. Yargı bağımsızlığının tam anlamıyla tesis edilmesi gerekir. Devletin resmî ideolojisinin demokrasiye gelişimin önünde en büyük engel olarak duruyor. İnsanların, partilerin ve toplumun demokrasiye karşı samimiyetsizliği demokrasinin gelişimini engelliyor” şeklinde konuştu.

AV. ERDOĞAN ÇELEBİ: ADALET VE ZULÜM GECE GÜNDÜZ KADAR ZIT KAVRAMLAR

İnsan hakları uzmanı Avukat Erdoğan Çelebi, adaletin eşitlik ve denge ilkeleri üzerine kurulu olduğunu belirterek, “Adalet yoksa zulüm söz konusudur. Yani adalet ve zulüm gece ve gündüz kadar zıt kavramlardır. Adalet hem kutsaldır hem de insanlığın ortak akıl ve ortak vicdanından süzülmüş hayatî bir tecrübedir” diye konuştu.

DOÇ. DR. HÜSEYİN KURT: KUL HAKKINDAN KAÇININ

Ahi Evran Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hüseyin Kurt, adalet kelimesi, doğru olmak, adaletle hükmetmek, doğru yol, istikamet, eşit olmak, hak ve hakikate göre hüküm vermek gibi anlamlara geldiğini ifade ederek, “Liyakatli kişi işini adaletli bir şekilde yapar. İşi ehline verirseniz, adaleti de gözetmiş olursunuz. İnsanlar arasında beşerî zaafların eseri olan ihtilâflara, adalet duygusuna olan bağlılıkla çare arandığı zaman, gerçek bir hukuk düzeninden bahsedilebilir. Toplum için adaletin bu önemi sebebiyledir ki, adalet Kur’ân’da belirlenen ana esaslardan biri olmuştur” dedi.

Allah’ın insanlara emrettiği en önemli ilkelerden birisinin adalet olduğunu vurgulayan Kurt, “Âdil insan olmanın en temel şartlarından birisi, kul hakkından kaçınmaktır. Günümüzde bir adaletsizlik uygulaması olarak görülen adam kayırma, torpil, işi ehline vermeme, iltimas gibi davranışlar son derece önemli kul hakkı ihlâlleri içermektedir. Bediüzzaman’a göre, insanın bu dünyadaki gerçek saadeti, mutlak bir adaletin (adalet-i mahza) uygulanması ile olur” dedi.

MEHMET ALİ ASLAN: MİTUMANİ DÖNEMİ YAŞIYORUZ

İnsan hakları uzmanı avukat Mehmet Ali Arslan, Türkiye’de şu an da mitumani dönemi yaşandığını belirterek, “Mitumani, yalanına inanmak hastalığıdır. Dün suç olmadığını bildiği şeyleri bugün yargı kararlarıyla suç saydı. Bugün hukukun üstünlüğüne vurgu yapılmayacaksa ne zaman yapılacaktır?” diye sordu. Arslan, “Siz işi ehline vermezseniz adaleti gözetmemiş olursunuz. Bir hâkim o işe lâyık bir hâkim değilse aslında âdil de değildir” dedi.

GÜRKAN AVCI: BU ORTAMDA ADALETİN VAR OLMASINI BEKLEMEK ZOR

Demokrasi ve Eğitim Stratejik Araştırmalar Merkezi (DESAM) Başkanı Gürkan Avcı da, bugün Türkiye’de tam bir sistemsizlik anarşisinin olduğunu belirterek, “Bu ortamda adaletin ve liyakatin var olmasını beklemek çok zor. Önce bir sistemi inşaa etmemiz gerekir. Bu olursa adalet sistemini tesis ederiz” şeklinde konuştu.

 

 

Etiketler: insan, din, adalet, devlet
Okunma Sayısı: 4402
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Vedat TINTIN

    30.9.2019 13:39:17

    Mağdur çocuk olduğunda çocuk haklarından yararlanıyor.Fail çocuk olduğunda sadace suça sürüklenen çocuk oluyor ama çocuk haklarından yararlanamıyor.

  • Mevlüt

    30.9.2019 11:52:04

    Allah razı olsun, ne diyelim.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı