Ankara Tabip Odası (ATO) Başkanı Ali Karakoç, Ankara’da Covid-19 servislerine başvuran ve servislerde yatan hastaların büyük bir kısmının kamu kurumunda çalışan kişiler olduğunu söyledi.
Karakoç, “Servislere başvuran ve servislerde yatan hastaların büyük bir kısmı kamu kurumunda çalışan kişiler. Örneğin Sağlık Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı gibi bakanlıklarda çalışan pozitif vaka sayısı fazla. Bu süreçte insan hareketlerini arttıran en önemli nedenin de geride bıraktığımız bayramın olduğunu düşünüyoruz. Ankara memur kenti olduğu için insanlar geride bıraktığımız tarihlerde genelde memleketlerine gittiler. Vaka artışında bunun etkisinin de olduğunu düşünüyoruz” dedi. Gazete Duvar’ın haberine göre, Ankara’da gerekli önlemlerin alınmadığı takdirde tablonun daha da kötüleşeceğini ifade eden Karakoç sözlerini şu ifadelerle sürdürdü: “İtalya’yı, Almanya’yı, İspanya’yı, Amerika’yı gördük. Hiçbir ülkenin sağlık altyapısı salgınları yataklı tedavi kurumlarında karşılamaya yetmez. Bizimki de yetmeyecek. Gün gelecek, bu da çok uzak bir gün olmayacak, bizimkisi de yetmeyecek.”
***
Salgınla mücadelede şeffaflık yoksa işiniz zor
Psikiyatrist Kemal Kuşçu, salgınla mücadelede şeffaf olunması gerektiğine dikkat çekti. Küşçü, “Kolektif bir karar olduğu zaman toplumlar, en azından paylaşılmış bir karar hissi toplumların bir şekilde bu tür sorunlar etrafında organize olmasını ve kendi tercihlerinde disiplin oluşturmalarını kolaylaştırır. Salgında uyguladığınız politikayı şeffaf bir şekilde toplumla paylaşmazsanız işiniz zor. Toplumun kararlara katıldığını hissetmesi, paylaşılmış kararlar alınması gerek” dedi. Kuşçu, “Ülkemizdeki sayılar konusunda pek bir şey bilmiyoruz fakat genel resme ve giderek artan sayıdaki çalışmaya baktığımızda birçok farklı yaş grubunda izolasyon, evde kalmak, toplumsal kırılma ikinci bir ruh sağlığı pandemisini yanında getiriyor. Bu dönemin arkasından toplumsal olarak oluşan, hazırlıklı olmamız gereken bu yeni gerilimi aile, ilişki, iş yerlerinde ve sokakta nasıl savuracağımızla ilgili bir planımız olmalı gerekiyor. Ruh sağlığımızın en önemli dayanak noktalarından bir tanesi sosyalleşmedir. Bir şekilde etkileşimimizi canlı tutmamız gerekiyor. En önemlisi ise dayanışma” ifadelerini kullandı.
***
Sosyal mesafesizlik tehlikeye neden oluyor
Koronavirüs salgını nedeniyle çok sayıda önlemin alındığı yerlerden biri de, toplu ulaşım araçları. Ancak son dönemde metro, metrobüs, otobüs ve tramvaylarda aşırı yoğunluk dikkat çekiyor. Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Recep Öztürk de toplu taşıma aracı kullanarak gözlemlerini paylaştı. Toplu ulaşım araçlarındaki ‘sosyal mesafesizlik’ tehlikesine dikkat çekti. Öztürk, vatandaşların yeni normal dönemini normal dönem olarak algıladığını ifade ederek, şunları söyledi: “Temel olay, tüm dünyada salgının kontrol altına alınmasında kapanmalar ve yasaklanmaların etkili olduğunu biliyorduk. Ülkemizde de böyle. Daha sonra yeni normal yani kontrollü sosyal yaşama geçtik dedi tüm dünya, ülkemiz de böyle dedi. Ama burası tam anlaşılamadı.”