"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

YAVUZ BÜLENT BAKİLER: M. Kemal yerden göğe yanlış yaptı

12 Ocak 2014, Pazar
Yazar Yavuz Bülent Bakiler, Yalova’da verdiği konferansta, “M. Kemal hakkında 93 kitap okudum. İstiklâl Savaşının tartışmasız lideri. Ama okuyorum ve görüyorum, birçok yanlışlar yaptı. Dil meselesinde yerden göğe kadar yanlış yaptı. Atatürk dilde inkılâp yapmak istedi. Dilde ve dinde inkılâp olmaz” dedi.

Dilde ve dinde inkılâp olmaz
Şair-Yazar Yavuz Bülent Bakiler: Atatürk dilde inkılâp yapmak istedi. Dilde ve dinde inkılâp olmaz. Dil gitti mi, hürriyetimiz, bağımsızlığımız gider. Bu masa dört ayak üzerinde durur. Bir millet de, ‘dil, din, tarih ve sanat şuuru’ ile ayakta durur. Yalova Halk Eğitim Merkezi’nde dilimiz Türkçe üzerine bir konferans veren Bakiler. Konuşmasına, konferansa başlamadan yapılan saygı duruşu ve çalınan müziği eleştirerek başladı. “Yabancılar istedikleri müzikle ölülerini gömsünler. Biz ölülerimizi İslâm hukukuna göre defnetmeliyiz” diye konuşan Bakiler, “Saygı duruşu ve borozan çalmayı bırakalım, Fatihalarla okuyalım” dedi. “Dil meselemiz tehlikeye doğru gidiyor. Türkiye büyük sıkıntılarla karşı karşıyadır. Mağazaların isimlerinin çoğu yabancı. 50 sene sonra Türkçe mağaza ismi kalmayacak” diyen Bakiler, şunları söyledi: “Atatürk’ü, Vahdeddin Anadolu’ya gönderdi. Bandırma vapuru, pusulasız, su alan değil, devrin en güzel, en modern vapurlarından birisi. Yalnız başına Samsun’a çıkmadı, yanında 18 kurmay subay vardır. M. Kemal hakkında 93 kitap okudum. Ama, okuyorum ve görüyorum, birçok yanlışlar yaptı. Dil meselesinde, yerden göğe kadar yanlış yaptı. Türkçe varlık sebebimizdir. Dil gitti mi, hürriyetimiz, bağımsızlığımız gider. Bu masa dört ayak üzerinde durur. Bir millet de, ‘dil, din, tarih ve sanat şuuru’ ile ayakta durur. Peygamberimiz (asm) ‘Din nasihattir’ buyurur. Nasihat dil ile yapılacaktır. Oku emri ile başlayan Kur’ân dilin önemini edebiyatıyla ortaya koyar. Yanlış dil anlayışı değiştirilmedikçe ilerlememiz, kalkınmamız mümkün değildir. Batı’da, okul dersi kitapları 70 bin kelime ile yazılır. Japonya 40 bin, Türkiye 6 bin kelime ve ancak yüzde 10’nunu kullanıyor. “
“Türkiye’de evde 7, orta orta dereceli okulda 11, tam 18 sene Türkçe öğreniyor. Üniversite’ye de gidince Türkçe dersi veririz. Niye, üniversite derslerini anlayamıyor! Okumayan, bilmeyen, araştırmayan keşif yapamaz” diyerek sözlerine devam eden Bakiler, “Millet edebiyatı olandır. Devletin, öğretmenin, anne-babanın ciddî bir çalışması yok. Kitapsız, kütüphanesiz bir ev, karanlık bir mağaradan farksızdır. Kitapsız evler yüzkarasıdır. ABD’de 1000 kişi için 4 bin; Almanya’da 2700, Fransa’da 1700, Japonya’da 1000 kitap basılır. Türkiye’de, 1000 kişi için yedi kitap. Yüzde 10 arttı diyelim, 70 kitap etti. Sivas’ta evlenen bir kızın, bir-iki kamyon çeyizi olur ve bununla övünürler. Kız evlenince kaç kitap götürür kocasının evine? Bir kitap, o da Kur’ân’dır. Onu da okumasını bilmez, duvara asar! Bereketin de, emniyetin de kaynağı o!” şeklinde konuştu.

Harf inkılabı kültür birliğini bozdu
Dilimizi bitirmek için batının çok ciddî çalıştığını ifade eden Bakiler sözlerine şöyle devam etti: “Dilimizin, dinimizin en büyük düşmanı Rusya komünist sistem. 1917’de Marksist sistem kurulunca Türkiye’ye bir adam gönderdiler, Arapça zordur, siz de kaldırın dediler. Oysa, Balkanlar, Azerbaycan, İran’da, Ortaasya’da Arapça. Kültür birliğini bozmak için kiril alfabesine geçirttiler. Ermeni, Gürcü, Yahudi alfabelerine dokunmadılar. Müslüman Türk toplumunun herbirisine de ayrı bir alfabe uygulattılar. Dünya’da 29 ayrı alfabe ile okuyan, yazan millet ortaya çıkardılar. Bu tarihten üç yıl sonra Atatürk, Sarayburnu’nda bir konuşma yaptı. Latin alfabesine geçeceğiz. 5 yıl sonra okuma seviyemiz yükselir. Aradan bunca sene geçti, okuma-yazma oranı yükselmedi.”

Dilde ve dinde inkılAp olmaz
Dilde ve dinde inkılâp olmayacağının altını çizen Bakiler şöyle konuştu: “Atatürk dilde inkılâp yapmak istedi. Dilde ve dinde inkılâp olmaz. 1932 yılında Türk Dil Tekkik Cemiyeti kuruluyor. Başına da o geçiyor. Yer ile gök arasında bir yanlış yaptı. Arapça ve Farsça kelimeleri kaldırmaya kalktı. Birçok kelime Türkçeleşti. Yunanca’dan kapı, kilit, iskelet, iskele, antoloji, fistan, kundura, sınır kelimeleri girdi. Tanrı misafiri deriz, ama, cephede ‘Allah Allah’ diye hücum ederiz. Hayretimizi ‘Allah Allah’ diye ifade ederiz. Matsat yabancı kelimeleri kaldırmak değildi. Arapça ve Farsçaları kaldırmaktı. 1932’den 1934’de kadar dilde yapılan sadeleştirme ile kimse kimseyi anlamadı. Ama, Atatürk ısrarla ve inatla devam ediyor. Şey kelimesini yasaklamış; korkusundan kimse konuşamıyor. Meclis’i kaldıralım, yerine ne koyalım, parlamento, iyi de bu da yabancı. Milletvekilini kaldıralım, yerine ne koyalım, parlamenter, bu da yabancı. Mesela, ne güzel bir kelime. Atalım, yerine ne koyalım, “örneğin.” Bu kelime Ermenice. Mekteb’i kaldıralım, yerine okul koyalım, bu da Fransızca. Özgürlük, ne demek, hürriyet, hürriyet. Olanak yok, şart var. Azerbaycan’da kuaför denmez, saçkırgan denir ne güzel. Bize kelimelerle de ayırmak istediler.”

Öz Türkçe derseniz, 16 harfe düşersiniz
“Türkçe de ‘c, h, g, f, m, n, p, r, ş, j,’ ile başlayan kelime yok. Öz Türkçe derseniz, 16 harfe düşersiniz” diye konuşan Bakiler sözlerini şöyle tamamladı: “1934-1935’e kadar yumuşama var. Tekrar 38’e kadar Güneş Dil Teorisi’ne geçilmiş. Saçma sapan bir şey. Avusturyalı geldi. 40 sayfa yazı yazdı. Vedat Nedim Tör onu Yakup Kadri Karaosmanoğlu’na söyledi ve Atatürk’ün huzuruna çıkardı. İlk insan Türk, ilk dil Türkçe. Türk güneşi gördü, hayretinden ‘a, a’ dedi, korktu ‘o, o’ dedi, uzaklığı ifade için ‘u’ sesi çıktı, böylece sesli harfler oluştu. Sonra ‘at’ dedi, ‘ot’ dedi, ‘uç’ dedi. Güneşi görünce ‘Ağ, ağra, Ankara oldu. Amazon ormanları ismi Türkçe, ‘amma da uzun’. Kimse bir araştırma yapmıyor. Atatürk’e itiraz edecek olan anasından doğmadı. Nigaragua şelalesi, ‘ne yaygara, ne yaygara’dan geliyor. Afrodit, avrat kelimesinden türedi. Akademi, ‘ak adamlar, ak-sakallılar’dan türedi. Batı dilleri Türkçe’den doğdu. Gece aya ok atarlar Türkler. Ok at, ‘okey’ oldu. 1940 yılına kadar Güneş Dil Teorisi üniversitede okutuldu. İtirazlar üzerine İnönü bu dersi kaldırdı.”

Okunma Sayısı: 35331
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • MEHMET DEMİR

    12.1.2014 16:58:00

    Hocami cok dinlemek isterim inanin anlttigi zaman insanin anlatiklari insanin beynine giriyor Masallah Rabbim saglik afiyette kilsin.

  • Garib Doğu

    12.1.2014 08:23:00

    Yavuz Bülent Bakiler dil uzmanıdır.Rabbim dil konusunda ne hüner vermiş!Konuşurken insan mest oluyor.Edebi sanat ve edebi birikimi ile konuşması,tad ve lezzet veriyor.Bu özellikler yazı diline de de vardır.Zevkle ders alınacak ender edebiyatçılarımızdandır.Rabbim emsalini arttırsın...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı