NTV'NİN FUTBOL YORUMCUSU RIDVAN DİLMEN, “ŞİKE SORUŞMALARINDAN SONRA TÜRKİYE’DE FUTBOLA OLAN İLGİ AZALDI” DEDİ. DİLMEN, TAKIMLARIN SEZON BAŞINDA LİGE YETERİNCE HAZIRLANAMADIĞINI, O ARADA GEÇEN ZAMANIN DA TARAFTARIN İLGİSİNİ AZALTTIĞINI SÖYLEDİ.
Veri ambarı alanında dünya lideri Teradata tarafından her yıl düzenlenen "TeradataDay 2011" faaliyeti geçtiğimiz günlerde İstanbul Swisotel'de yapıldı. Faaliyete konuk konuşmacı olarak katılan ünlü spor adamı Rıdvan Dilmen'le buluşup, futbolculuk dönemi, teknik direktörlük kariyeri ile günün spor konularını konuştuk.
*Teknoloji ile ilgili faaliyetle konuşacaksınız. Öncelikle teknolojinin futbola yardımcı olup olmadığını sorayım.
Tabiî oluyor. Ben teknolojinin gerisindeyim. Futbol takımlarının mutlaka teknolojiden faydalanmaları gerekiyor. Fatih Terim, Galatasaray'ın Avrupa UEFA Şampiyonluğu kazandığı dönemde yanında istatistikçi kullanmıyordu. Ancak bugün teknolojinin çalışmalarında en büyük yardımcı olduğunu kabul ederek, yanında istatistikleri tutan bir görevli bulunduruyor.
*Fenerbahçe'yi çalıştırdığınız dönem takım lideri olduğu halde istifa ettiniz. Neden?
1999 sezonunda Fenerbahçe'nin başında teknik adam olarak görev yaptım. Çaylak bir antrenördüm. O yıl UEFA Kupasında Macaristan temsilcisi MTK ile eşleştik. O maç öncesi ligde lider durumda olmamıza rağmen, gittiğim bir benzincide çalışanlar, "Rıdvan Hoca ne olacak bu Fenerbahçe'nin hali?" diye sitem ediyorlardı. İlk maçta deplasmanda berabere kaldığımız MTK bizi Kadıköy'de yenip eleyince, istifa etmek zorunda kaldım.
*İleride tekrar takım çalıştırmayı düşünüyor musunuz?
Hayır, düşünmüyorum. Sağlık nedenleri yüzünden artık heyecanlı ortamlarda bulunmak istemiyorum.
*Türkiye'ye kaliteli yabancı futbolcu geliyor mu?
Dönem dönem değişiyor. Bazen çok kalitelilere denk geliyor. Bazen iyi araştırmadıkları için çok kötüleri de geliyor. Şu andaki transferler fena değil.
*Kimleri örnek gösterebilirsiniz?
Galatasaray'da meselâ kaleci Muslera. Bu iş biraz da ekonomiye bağlı. Avrupa'da Barcelona ile yarışamazsınız. En iyilerini onlar alıyor. Siz ikinci kategoride olanları alıyorsunuz. Bazen dönem dönem, sezon sezon kaliteleri değişebiliyor.
Gelen yabancılara değerinin üzerinde transfer ücreti ödeniyor mu?
Tabiî ki. Bol para için geliyorlar. Vergi de olmadığı için Türkiye onlara cazip geliyor. Ayrıca bizim ülkemiz güzel bir ülke. Bizim ligimiz Avrupa'nın alt liglerinden bir tanesi. Ama çok yetenekli oyuncular Avrupa'nın büyük kulüplerine gidiyorlar, buraya gelmiyorlar.
*Yabancı oyuncu sayısında 6 artı 3'e karşı mısınız?
Ben yabancı sayısının sınırsız olmasını savunuyorum. Türk futboluna hiçbir zararı da olmaz.
*TV'deki yorumlarınızda eski Rıdvan Dilmen yok gibi. Bunda yaşanan sürecin etkisi rol oynadı mı?
Yok. Üzüntü olur. Sadece Fenerbahçelilerde değil, genelde var zaten. Türkiye'de bugün futbolu konuşan yok. Sadece biz konuşmaya çalışıyoruz. Diğer kanallarda zaten öyle bir şey yok.
*2012 finallerine gidemememizde şike soruşturmasının etkisi oldu mu?
Yüzde 1 de olsa vardır etkisi. Bir sürü etken var. Yeni sezona takımlar hazırlanamadı, oyuncular da iyi hazırlanamadı.
*Fenerbahçe'nin kötü bir dönemden geçmesine rağmen lider olması size göre başarı mı?
Tabiî ki başarı. Kaybedeceği puan bu kadardı, o kadar kaybetti. Bence Fenerbahçe'nin çok başarılı geçirdiği bu süreçten diğer takımlar başarısız oldu.
*Süper Lig'de play-off uygulaması sürer mi?
Bu yıl 3-4 takımın şampiyonluğa oynayacağını söylemek sürpriz olmaz. Ancak play-off sisteminin ilk ve son dönemi olacağını söyleyebilirim.
*Derbilerde taraftar yasağını destekliyor musunuz?
Derbi maçlarda taraftar yasağına karşı benim önerim şöyle: Bu tip maçlarda taraftar sayısı yüzde 5 değil, yüzde 20'ye çıkarılsın ya da hiç olmasın. Türk Telekom Arena'da 50 bin Galatasaraylı taraftara karşı 2 bin 500 kişilik deplasman taraftarı bir şey ifade etmez. Sadece tahrik eder. Buna hiç gerek yok. Yüzde 20 olursa karşılıklı tezahüratlar futbolcuyu ateşler. Zaten futbolcu böyle maçlarda daha iyi oynar.
*Bir Türk takımı Şampiyonlar Ligi'nde kupa kaldırabilir mi?
Şampiyonlar Ligi'ni kazanacak bir Türk takımının olacağını hayâl olarak görüyorum. Galatasaray'ın UEFA Şampiyonu olduğu dönemde hem yabancı futbolcular, hem de Türk oyuncular Avrupa çapında futbolculardı. O yüzden başarılı oldular.
*Naklen maç yayınlarında "Bu gol olur" sözleriniz kamuoyunda çok konuşulmuştu.
Televizyonda yorum yaparken bazen kaptırdığım oluyor. Maçın heyecanına kapılıp, "Bu gol olur" diyorum. Bazen dediklerim çıkıyor, ama artık böyle söylememeye çalışıyorum.
*Spor medyasına güven var mı?
NTV ile 2015'e kadar sözleşmem var. İyi niyetli bir insanım. Pek problem çıkarmam. Yayıncı kuruluştan istenilen zamanda özet yayınlar gelmediği için spor programları dedikodudan öteye gitmiyor. Burada spor medyasına çok büyük görev düşüyor. Ne yazık ki, güven konusunda medyaya güven yok.
Alex mi, Hagi mi sorusu size çok soruldu.
Doğru. Alex mi, Hagi mi daha iyi futbolcu sorularına çok muhatap oldum. Alex Fenerbahçe'ye çok genç geldi. Hagi'nin kaymağını ise İspanya'da Barcelona yedi. Her ikisi de mükemmel yetenekli futbolculardı. Ancak bana göre Türkiye'ye gelmiş geçmiş en iyi yabancı Alex'tir. Fenerbahçe'de yaptıkları ortadadır.
*Oynadığınız dönemde çalışkan bir oyuncu muydunuz?
Başarı sadece yetenekle olmuyor. Çok çalışacaksın. Ben Fenerbahçe'ye gelmeden öncede çok çalışıyordum. Fenerbahçe'ye transfer olduktan sonra da antrenmanlardan sonra ekstra çalışmalar yapıyordum. Adanaspor'u çalıştırdığım dönemde futbolcularıma bunu aşılamak istedim. Bir gün hafta sonunda oynayacağımız Kayseri Erciyesspor takımının forma renklerini futbolcularıma sordum. Hiçbirisi bilemedi. Oynayacakları rakibin formasını bile tanımıyorlardı.
*Çok sakatlık geçirdiniz. Sayısız ameliyatlar oldunuz. Burada sizin de hatalı taraflarınız oldu mu?
Futbolculuk hayatımda büyük hatalar yaptım. Doktorlar ameliyattan sonra 3 ay sonra oynayabilirsin dedi. Ben 20 gün sonra oynamaya başladım. Bu yüzden bir türlü sakatlıklardan kurtulamadım. Eğer kendime iyi bakabilseydim 32 yaşında değil, belki de 38'lere kadar sahalarda top koşturabilirdim.
*Hakan Şükür gibi ileride Meclise girmeyi düşünüyor musunuz?
Yok düşünmüyorum. Siyasetle pek ilgilenmiyorum.
*Başbakanla sık sık görüşmeleriniz oluyor.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı çok seviyorum. Kendisiyle medenî ilişkilerimiz var. Görüştüğümüzde daha çok spor konuşuyoruz. İleride siyasetin içinde olmayı da hiç düşünmüyorum.
RIDVAN'DAN HATIRALAR...
2010 yılında Fenerbahçe hazırlık maçında Batman'da Batman Petrolspor ile karşı karşıya geldi. Bu maçı Mehmet Topuz ve Kazım Kazım'ın golleriyle maçı 2-0 kazandı. Batman doğumlu Maliye Bakanımız Mehmet Şimşek iki takımda da forma giymişti. Aykut Kocaman ikinci yarıda Bakan Şimşek'i değiştirmek istedi. Bakan Şimşek, eliyle Aykut Hocaya "Ben mi değişeceğim" işareti yaptı. Aykut Hoca da, "Tabi ki sen. Yoksa Alex mi değiştireyim" der gibi Şimşek'e baktı.
TSYD Kupası'nda Fenerbahçe ile Galatasaray final oynayacak. Ben o dönem Etiler'de oturuyordum. Kamp olmadığı için evden çıkıp, maça gidecektim. Ancak trafik Zincirlikuyu'da felâket tıkalıydı. Motosikletli bir polis memuru beni görüp sordu: "Sen bugün oynamayacak mıydın?" Ben de memura, "Trafik açılırsa oynayacağım" dedim. Memur bey, "Atla arkaya o zaman" deyip, beni motosikletiyle maça yetiştirdi.
Samet Aybaba'nın jübile maçında Beşiktaş ile Fenerbahçe oynayacaktı. Maç için İnönü Stadına geldik. Beşiktaş kaptanı Rıza Çalımbay hepimizi soyunma odasında topladı. "Samet abi 10 dakika oynayıp çıkacak. Bu süre içinde hepimiz top çevirip, vakit geçirelim. O yorulmasın" dedi. Biz de “tamam” dedik. O zaman Fenerbahçe'nin kalesinde Schumacher vardı. Maç başladı ve daha 5. dakikada Rıza bize bir gol attı. Ben de Rıza'ya gidip, "Ne oluyor? Hani vakit geçirecektik?" dedim. O da bana, "Ne yapayım top önüme geldi" diye cevap verdi.
RIDVAN DİLMEN KİMDİR
RIDVAN DİLMEN 15 Ağustos 1962'de Aydın'ın Nazilli ilçesinde doğdu. Spora atletizmle başladı, daha sonra futbola yöneldi. Küçük yaşına rağmen, mahalle takımlarının aranan ismiydi. Gazoz ve şekere karşılık, mahalle arası transfer olduğu söylenir. Mahalle maçlarında herkes kendine bir futbolcunun adını yakıştırırken, o Fenerbahçeli Cemil Turan’dı. Fenerbahçe maçlarını izleyebilmek için, İzmir’e otostop yaptığı bilinir. 12 yaşındayken, babasını kaybetti. Ağabeyi Ercüment, ailenin geçimine katkıda bulunmak için Denizlispor’da bir süre futbol oynadı. Evli olan Rıdvan Dilmen'in 23 yaşında bir oğlu ile 11 yaşında bir kızı bulunuyor.