Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın yönetmelik değişikliğiyle ormanların deniz kıyıları özel mülkiyete verilebilecek.
Zeytin ağacını, köylünün toprağını, suyu ve yaşamı hedef alan düzenlemenin ardından Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Resmî Gazete’de yayınlanan yönetmelik değişikliğiyle, orman alanlarının kıyı kenar çizgisinin deniz tarafında kalan bölümleri özel mülkiyete tahsis edilebilecek. ‘Kamu Taşınmazlarının Turizm Yatırımlarına Tahsisi Hakkın da Yönetmeliğe’ eklenen yeni madde, kıyıların sermayeye devrinin yasal hale getirilmesi tartışmasını başlattı. Bu durum tepki çekti. Yaşam savunucuları, “Yönetmelikteki değişiklikler, tüm kıyı alanlarını sermayeye açarak, özel mülkleştiren adrese teslim bir düzenlemedir. Kabul etmiyor ve ilgili kurumları, yönetmeliğin iptaline yönelik dava açmaya davet ediyoruz” dedi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ise yönetmeliğin yürürlüğe girdiğini ve hükümlerinin Bakanlık tarafından yürütüleceğini açıkladı.
Anayasaya aykırı
Yeni fıkra, kıyı kenar çizgisinin deniz tarafındaki ormanda kalan tüm kamu arazilerini tahsis kapsamına soktu. Tahsisler, duyuru şartı aranmaksızın mevcut turizm belgeli özel mülkiyetlere veya tahsisli yatırımlara “ek alan” olarak verilebilecek. Yapılan yeni düzenlemeyle, kıyıların özel sermayeye devrinin önü açılıyor. Kıyı Hareketleri Dayanışma Ağı (KIYIDA), söz konusu yönetmelik değişikliğinin Anayasa İHA ve Kıyı Kanunu’na açıkça aykırı olduğunu vurgulayarak, yönetmeliğin iptal edilmesi için dava çağrısında bulundu.
Kıyılara erişim kısıtlanıyor
Çağrıda, “Kıyılar özel mülkleştirilerek soylulaştırılıyor ve yoksulluğun derinleştiği ekonomik kriz ortamında halkın kıyılara erişimi kısıtlanıyor” diye belirtildi. Yeni yönetmelik, orman alanlarının kıyı kenar çizgisinin deniz tarafında kalan alanlarını, “kamu kullanımına açık olmak şartıyla” özel mülkiyet kapsamına alıyor. KIYIDA, “Bu ifade kamu yararına bir alan açılıyormuş gibi sunulsa da aslında sermayenin kıyılara işgalini yasallaştırıyor” ifadelerini kullandı.
Haber Merkezi