OSMANLI SARAYININ MUTFAK İHTİYACINI KARŞILADIĞI İÇİN ''SARAYIN ARKA BAHÇESİ'' OLARAK NİTELENDİRİLEN BOLU'NUN GÖYNÜK İLÇESİ, TARİHÎ DOKUSU VE TABİAT MANZARALARIYLA İLGİ ÇEKİYOR.
Tarihî dokusu ve zengin kültürü kadar tabiî güzellikleriyle de keşfedilmeyi bekleyen Göynük, yanı başındaki Çubuk ve Sünnet gölleriyle misafirlerine eşsiz güzellikler sunuyor. Çubuk Gölü, bir Tv dizisinin çekimleri için kıyısına yapılan yel değirmenleriyle, Sünnet Gölü ise yeşilin her tonuyla misafirlerini bekliyor. Bir masal diyarını andıran bu iki göl, Abant ve Yedigöller'e nispet yaparcasına fotoğraflarını çekmeye çağırıyor sizi..
OSMANLI sarayının mutfak ihtiyacını karşıladığı için ''Sarayın arka bahçesi'' olarak nitelendirilen Bolu'nun Göynük ilçesi, otantik Osmanlı mimarisine sahip evleri ve muhteşem gölleriyle keşfedilmeyi bekliyor. Ormanların arasından geçip tepeden baktığınızda Göynük'e yeşille beyazın hakim olduğu tabloyla karşı karşıya olduğunuzu hissediyorsunuz ilk başta. Tarihî evlerin dibinden kıvrılan yoldan ilçeye indiğinizde ise adeta zamanın durduğunu fark ediyorsunuz. Arnavut kaldırımlı yollarında şaşkınlık içinde etrafınıza bakarken, meydandaki birkaç asırlık çınar sizi dibinde yorgunluk çayı içmeye dâvet ediyor usulca. Tarihî belediye binasını geçip de çınarın gölgesine geldiğinizde ise çay içip sohbet eden ihtiyarlar tebessümle karşılıyor sizi. İncebelli bardakta gelen demli çaydan içtiğiniz her yudumda, şehrin kalabalığından ve gürültüsünden biraz daha uzaklaşırken, Göynük'e biraz daha ait hissediyorsunuz kendinizi.
GÖYNÜK MUTFAĞININ NAMINI DUYMAYAN YOK
Otantikliğini korutarak Tarihî Kentler Birliğine üye olan ve ''sakin şehir'' unvanı için de girişimlere başlayan Göynük, zengin kültürünün yanında mutfağıyla da fark oluşturuyor. Ziyaretçilerinin hem karnını hem de gözünü doyuran Göynük mutfağının namı yüzyıllar ötesine dayanıyor. Tavuk başta olmak üzere sarayın sebze ihtiyacının karşılandığı ilçe, saraya çok sayıda aşçı ve hizmetli de yetiştirmiş. Bu özelliklerinden ötürü ''sarayın arka bahçesi'' olarak nitelendirilen Göynük, konak ve ahşap cumbalı evlerine sahip çıkarak Osmanlı şehri özelliğini günümüze kadar taşımış. 1987'de Kentsel SİT alanı olarak kabul edilen ilçe, aralarında cami, türbe ve konağın da olduğu 127 tescilli yapıyla tarihin izlerini taşıyor.
FATİH’İN HOCASI AKŞEMSEDDİN BURADA

İLK OLARAK İskitler'in yerleştiği Göynük, daha sonraları sırasıyla Anadolu'ya hakim onlan her uygarlığa ev sahipliği yapmış. Osmanlı'nın temellerinin atıldığı havzada bulunan ilçede, tabiî güzelliklerle tarih adeta bir bütünleşmiş.
1335 yılında Orhan Gazi'nin oğlu Gazi Süleyman Paşa tarafından tek şerefeli ve minareli inşa edilen ''Gazi Süleyman Paşa Camii ve Hamamı'' işte bu tarihî yapılardan biri. Yeşillikler içerisinde kaybolan cami, bahçesinde Fatih Sultan Mehmed'in hocası Akşemseddin'in türbesine de ev sahipliği yapıyor. İki vadi ve beş tepe üzerine kurulan Göynük'te en dikkat çekici yapı ise Sakarya Muharebesi'nin kazanılmasının ardından inşa edilen Zafer Kulesi. İlçeye en hakim tepede bulunan kule, heybetli duruşuyla yorulmaksızın Göynük'e gelenleri selâmlıyor.
NASIL GİDİLİR?
Ankara'ya 220, İstanbul'a 230 kilometre olan Göynük'e, Ankara'dan yola çıkanlar Beypazarı-Nallıhan istikametinden, İstanbul'dan gidenler ise Adapazarı'ndan Geyve yönüne dönerek ulaşabilirler.
NEREDE KALINIR?
Otantik bir ortamda kalmak isteyenler için Akşemsettinoğlu, Caferler, Türksoylar, Gürcüler ve Hacı Ali Paşa konakları hizmet verirken, Doğa Otel bir şehir oteli konforuna sahip.
NE YENİR?
Ne yenir: Okla tatlısı, küllü çörek, kabaklı gözleme farkı tatlar sunarken, sakız bakla çorbası, kaşık sapı, palize, paşa pilavı ve kedi batmaz ilçeye özgü diğer yemekler.