Yeni Asya gazetesi, bazıları kabul etmese de ahir zamanda Risale-i Nur’a göre doğru İslâm’ı ve İslâm’a lâyık doğruluğu basın yoluyla göstermekle önemli, büyük bir vazife icra etmektedir.
GAZETE, RİSALE-İ NUR’UN MESAJINI YANSITIYOR
Gazete, Risale-i Nur ölçülerine göre yayınlandığından, siyasî ve sosyal hadiselere müstakim ve gerçekçi teşhisler ve hal çareleri göstermektedir.
Ülkenin yöneticileri onun hakperest ikaz ve tavsiyelerini dikkate alsalar, hem kendileri hem de ülkemiz için çok hayırlı olurdu.
Diğer taraftan gazete imana, İslâm’a, Üstad’a ve Risale-i Nur’a bir hücum vaki olması durumunda, cesaretle öne atılıp münasip cevabı veren yegâne gazetedir. O edepli üslûbuyla, okuyucusunu din ve dünya hayatına lâzım olan bilgilerle donatan, onları ifrat ve tefritten uzak müsbet harekete kanalize eden benzersiz bir yayın organıdır. Onu okuma zevkine varan kişi, başka gazete okumaya ihtiyaç hissetmez.
Ayrıca gazetemiz, zararlı fikir ve düşüncelere, menfi siyasî akımlara karşı tabiri caizse bir antivirüs programı ihtiva etmektedir. Onu ciddiyetle ve samimâne takip eden okuyucularını o canipten gelecek tehlikelerden korumaktadır.
YENİ ASYA GEÇMİŞTE BİZİ HİÇ YANILTMADI
Cenab-ı Hakk’a sonsuz hamd-ü senalar olsun ki biz, 1975 yılından beri ara vermeksizin onun okuyucusu olmakla müşerref olduk. O yıldan bu yana köprünün altından çok sular aktı, çok sayıda askerî darbe, sosyal ve siyasî fırtına, kasırga ve manevî deprem vuku buldu. Darbelerin ve dindar kimlikli siyasetin tetiklediği ayrılıklar, savrulmalar yaşandı. Ona rağmen biz Yeni Asya çizgisinden hiç savrulmadık. (Elhamdulillah, hâzâ min fadli Rabbi.) Gazetemiz, o hadiselere karşı aldığı tutumda bizi hiçbir zaman yanıltmadı, ülke yönetimini eline geçiren ve demokrat olmayan iktidarlara yaranmak, maddî menfaat elde etmek için prensiplerinden hiç taviz vermedi, bu yüzden kapatılma dâhil çok sıkıntılar yaşadı, ama savrulmadı, doğru istikametini hiç kaybetmedi. O, geriye dönüp baktığımızda bize, “Şu zamanda şu meselede gazetenin tavrı yanlış oldu” dedirtmedi. İstisnasız hangi tavrı aldıysa o meselede zaman onu haklı çıkardı. Ondan kopup gidenler içinde hakperest olanlar onun hakkını teslim etti. Ama diğerleri bu gerçeği itiraf etmeyerek sessiz kalmayı tercih etti.
Haddizatında onun haklılığı; şahıslara değil, camiasının şahs-ı manevisine ve onu temsil eden Umumî Meşveret Kararlarına ve Risale-i Nur’un ölçü ve prensiplerine uygun olarak yayın yapmasından kaynaklanmaktadır.
GAZETEMİZ BASINDA MANEVÎ CİHAD YAPMAKTADIR
İnancım odur ki, Yeni Asya yaptığı yayını sebebiyle, medya sahasında farz-ı kifaye manasında büyük bir manevî cihadı ifa etmektedir.
Bu sebeple onun idarecilerini, yazarlarını, çalışanlarını, okuyucularını bu cihadın mücahitleri olarak görüyorum. Bu cihadın uhrevî sevabı azimdir. Başta Hz. Peygamber (asm) olmak üzere Aziz Üstadımız Bediüzzaman, Zübeyir Ağabey ve berzaha göçmüş diğer Nur Talebeleri, berzah âleminden gazeteyi ve onları alkışlamaktadırlar.
Onun misyonunu idrak eden her okuyucu, onun sesinin daha gür çıkması ve daha etkili olması için tirajına maddî manevî katkı yapması gerekir. Zira onun tirajı artar, okuyucusu çoğalırsa ülkemiz ve insanlarımız bundan çok şey kazanırlar.