Aynalar hep doğru söyler, çünkü hep gördüğünü tam olarak yansıtır. Ayna, sırtı ‘sır’lanmış camdır aslında.(*) Aynaya bakınca olanı görürüz, ama aynaların göremediği his ve duygular, üzüntü, neşe, düşünce vs. vardır. Öyleyse aynaların her şeyi doğru söylediğine de doğrudur diyemeyebiliriz.
Göz kendini aynada görür, ama maddî gözün göremediği mana âlemlerine aynada nüfuz edilemez. Görünmeyen taraflarımızı gösteren ruh aynamıza da bakmalı, kendimize çeki düzen verebilmeliyiz. Aynada yüzümüze ve kıyafetimize bakarak düzeltmeler yaptığımız gibi, ruh aynamıza da nazar edip huylarımızı güzelleştirebiliriz.
Doğru söyleyenler umumiyetle sevilmez ve kovulur, fakat evimizde, çantamızda ayna bulundurmaya devam ederiz. Şahıslar da birbirinin aynası olmasıyla kendinde olanı karşısındakinde görür. Tenkit edilince, ayna mesabesindeki arkadaşını kırar mı acaba?
Güzel veya yakışıklı bir simaya sahip olan birinin ruh cephesi de aynadaki yansıması gibi güzel midir? Güzel bir yüze sahip olanın derûnunda fenâ bir ruhun gizlenmiş olması da vukuattandır. Geçmişten günümüze elinden fenalıklar görülen pek çok güzel yüzlü insanlara rastlanmış, böylesi bir çirkinliğin ondan nasıl sudûr edebildiğine hayret edilmiştir. ‘Melek yüzlü şeytan’ tabiri her halde böyleleri için söylenmiştir.
Evliliklerde güzellik arayıp ruh ve huy güzelliğine aldırış etmeyenlerin hayatı sıkıntılı geçmektedir. Aslında muhatabı güzelleştiren ve sevgiyi devam ettiren, ‘sîret’ denilen iç güzelliği, yani huy ve ruh güzelliği olmuştur.
Akarsular da bir çeşit aynadır. Aynalar yapılmadan evvel, insanlar suya bakarlarmış. Rüyâlarımız ise, çözemediğimiz sırlarla dolu aynalarımızdır. Lunaparklardaki, insanı farklı gösteren (baş büyük, vücut küçük veya tersi.) aynalardan da ders alabilmeliyiz. Aynalar kullanılarak yapılan dürbün vb. âletler bize bazı velî şahsiyetlerin gösterdikleri kerâmetleri hatırlatır. Nasıl ki onlar, görülmeyen ve uzaklarla alâkalı hususlarda bize malûmat vererek hayrete düşürüyorlar; insanoğlu da usûlüne göre aynaları kullanarak uzakları, hatta fezâyı seyredebilme imkânı sağlayabilmektedir.
Hayvanlar âleminde ise; ağzında kemik olan köpeğin bir aynada veya suda aksini görünce saldırganlaşması ve bir kedinin aksini gördüğü aynadaki suretiyle oynamak veya yakalamak istemesi şeklinde tezahür edebilmektedir.
Aynalarla maddî şeklimizi düzeltirken, manevî âlemimizi de bize ayna tutabilecek faziletli kimselere nazarlarımızı çevirerek hizaya sokabilmeliyiz. Güzel huy ve davranış içerisindeki insan ideâl insandır. İnsanın en ideali de ahlâklı âlimlerdir. Fenâ ahlâklı âlimler, ateşteki parlaklığa benzetilir ve ışığın aynadaki aksi gibidirler. Bir faydası varsa da yüz zararı vardır. Münevverler ve öğretmenler, insanlar ve öğrenciler için daima aynadırlar ve hep öyle olmalıdırlar.
Aslolan insanın kendini mükemmelleştirerek hemcinslerine iyi ve faydalı bir ayna tutabilmesidir, vesselâm.
*Sır; civa ve kalay karışımı yardımcı madde.