"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İslâm’ın haysiyeti ve İran

Ahmet DURSUN
25 Haziran 2025, Çarşamba
Kaybolan Yusuf döner gelir Kenan'a; üzülme. Bir gün döner hüzünler kulübesi gül bahçesine; Üzülme. (Hafız-ı Şirazî)

“Mesele vatansa gerisi teferruattır” deniliyor ya! Ya mevzubahis İslâm’ın izzet ve şerefi ise?

Saddam Hüseyin’i en mukaddes anımızda, Kurban Bayramı’nın ilk gününde astılar; göstere göstere, “Sahabenizin topraklarında ciğerinizi sökeriz” mesajını vererek… Şiî milislerden oluşan cellat ekibinin hakaretleri altında sehpaya çıkarılan Saddam’ın ölmeden önceki son sözleri "Amerika'ya ölüm," "İsrail'e ölüm", "Farsî Mecusîlere ölüm" ve "Yaşasın Filistin" sloganlarıydı. Ne var ki, Irak’ı işgale, onu idam sehpasına götüren yolları da bizzat kendisi döşemişti, bölgede ABD’nin taşeronluğunu üstlenerek oluşturduğu otoriter yönetim tarzıyla ve komşu ülkelere saldırgan tavırlarıyla… Onun yönetim şekli, kendi halkına karşı işlediği cürümler, Halepçe katliâmı, Kuveyt’in işgali ve kitle imha silâhlarına sahip olduğu iddiası Irak’ın ABD tarafından işgali için gerekçe gösterildi. Irak halkına özgürlük ve refahı vaad edenler Irak’ı parçalamakla ve sömürmekle kalmadılar, İslâm dünyasının gözlerinin içine baka baka yüzbinlerce kişiyi katlettiler. Bir İslâm ülkesi işgal edilirken biz, “bir koyup üç almak” peşinde, Şiî komşuları da başka âlemdeydi.      

Her biri bir enbiya yurdu olan şu kimsesizler coğrafyasında az zamanda ne çok şeyler yaşandı. Arap baharıyla kışa dönen bahtlar… Parçalanan ülkeler, sömürülen vatanlar, toprağa verilen masumlar… Buraları hep ezan seslerinin duyulduğu yerlerdi. 

İslâm âlemi, henüz İsrail’in Gazze’ye yönelik kanlı saldırılarıyla yüzleşememişken kadim bir devlet geleneği olan İran’a yapılan saldırılarla sarsıldı. İslâm İşbirliği Teşkilâtı’na ev sahipliği yaptığımız bir günde, İran’a ABD destekli gerçekleştirilen bombardımanların Saddam’ın idamından ne farkı var ki? İp, o gün de İslâm âleminin boynundaydı, bugün de. O gün Şiî cellatlara Saddam’ı teslim edenler bugün İran’a hangi cellatları musallat ediyorlar?

İran, uğursuz bir plana mahkum edilirken İslâm dünyası yine sessiz, yine cılız. Bu sessizliğin mazereti, İran’ın bugüne kadar sürdürdüğü mezhep taassubu, komşu ülkelerle olan kötü ilişkileri, Şiî yayılmacılığını devlet politikası hâline getirmesi, dünyaca eleştirilere tâbi tutulan rejimi ve yine saldırıların gerekçesi olarak gösterilen nükleer silâh edinme programı olabilir mi? 

İran meselesinde, Ehl-i Sünnet ve Şia ihtilâfı üzerinden bir tavır geliştirmek yerine İslâm’ın haysiyetini korumaya yönelik tedbirlere kafa yormak gerekir. Bugünkü saldırıları önleyebilecek ve İslâm toplumları arasındaki tarafgirlik ve ihtilaflara son verecek yolları düşünmek… Bediüzzaman Said Nursî’nin İslâm kardeşliğine dikkat çeken, Şia ve Ehl-i Sünnet arasındaki “manasız ve hakikatsız, haksız, zararlı olan nizaı” ortadan kaldırmaya yönelik çağrısı ve “Yoksa şimdiki kuvvetli bir surette hükmeyleyen zındıka cereyanı, birinizi diğeri aleyhinde âlet edip ezmesinde istimal edecek” uyarısı, bugünler için çok kıymetlidir. 

Bu çağrı ve uyarı, İslâm kardeşliğine, İslâm toplumlarının birlik ve beraberliğine zarar verecek ihtilaflı meseleleri bir kenara bırakarak mevzubahis olan İslâm’ın izzet ve şerefini kurtarmaya ve ittihad-ı İslâm’ı tesis edecek dinamikleri harekete geçirmeye yöneliktir. 

Sahabe-i Kirâm’ın ayak izleriyle şereflenmiş bu coğrafyaya, Şah-ı Geylanîleri yetiştirmiş bu münbit zeminlere, Şirazîlere ilham vermiş bu topraklara da güneş doğacaktır elbet.  Kaybolan Yusuflar Kenan’a dönecek, İslâm’ın bahadır evlâtları yolunu bulacaktır bir gün. Yeter ki “arz-ı mev’ûd” diye tutturanların kendi kitaplarına inandıkları kadar biz kendi Kitabımıza inanalım ve İlâhî vaade güvenelim.     

Okunma Sayısı: 349
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı