"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Risale-i Nur umumun malıdır

Sami CEBECİ
25 Haziran 2025, Çarşamba
Büyük İslâm âlimi Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri, kendi sağlığında hayatını üç devreye ayıran ender şahsiyetlerden biridir.

Eski Said, Yeni Said ve Üçüncü Said olarak vasıflandırdığı bu üç devresinde, değişmeyen hedefi doğrudan doğruya Allah’ın rızasına dayanarak, iman ve Kur’ân hakikatlerine hizmet etmektir.

1926 yılından itibaren Burdur ilinde “Nur’un İlk Kapısı” adındaki eser ile Yeni Said döneminde telif edilmeye başlayan Risale-i Nur tefsirleri, en son 1959 yılında Ankara’ya geldiğinde, Beyrut Palas otelinde bazı talebelerine verdiği vasiyetnamesi hükmündeki dersiyle sona erdi. Bu dersten sonra da Bediüzzaman Hazretleri 23 Mart 1960 tarihinde Urfa ilinde ruhunu Rahman’a teslim etti.

Bediüzzaman Hazretlerinin sağlığında ve 1956 yılından itibaren matbaada yeni harflerle basılmaya başlanılan Risale-i Nur tefsirleri, zamanla yirmiye yakın yayınevi tarafından basılır oldu. Aslına uygun olarak basılmak şartıyla, elbette muhtelif yayınevleri bu eserleri basabilir ve neşredebilir. Çünkü, bu konuda Bediüzzaman Hazretleri şu çok önemli tespiti yapmaktadır: “Elbette kanaatiniz gelmiş ki, bu fakir kardeşiniz ene [benlik] ile meydana çıkmamış. Sizi enesine hadim [hizmetkâr] yapmıyor. Belki enesiz bir hadim-i Kur’ânî [Kur’ân hizmetkârı] olarak kendini göstermiş. Ve kendini beğenmemeyi ve enesine taraftar olmamayı meslek ittihaz etmiş. Bununla beraber, kat’i deliller ile sizlere ispat etmiştir ki, meydan-ı istifadeye vazedilen eserler, mîrî malıdır, yani Kur’ân-ı Hakîm’in tereşşuhatıdır [damlaları, sızıntıları]. Hiç kimse enesiyle onları temellük edemez [sahiplenip tekeline alamaz.]”

Bahsi geçen şu izahlardan anlaşılıyor ki, Risale-i Nur tefsirleri umumun malıdır ve tekelciliği kabul etmez. Bundan dolayıdır ki, bugüne kadar yaklaşık elli milyondan fazla basılıp satılan ve hatta yetmişe yakın dünya diline tercüme edilerek, yabancıların da istifadesine sunulan Risale-i Nur, ondan istifade eden herkesin ortak malıdır.

Aynen öyle de Bediüzzaman Hazretleri de sadece bir grubun değil, bütün Risale-i Nur gruplarının ortak Üstadıdır. Hatta, zamanla diğer ehl-i iman olan Müslümanlar tarafından kabul gören Bediüzzaman, İslâm dünyasının da ortak âlimidir. Bu hakikatten dolayı, hiçbir grup kendini diğer gruplardan daha üstün görerek, başkalarını küçük göremez. Belki hakîr gördüğü bir grup, Allah katında daha makbul olabilir.

İslâm dinine hizmet dava eden bütün cemaatler ve tarikatlar, samimî olarak birbirlerini sevmeli ve yaptıkları hizmetlerine taraftar ve duacı olmalıdır ki, hepimiz birbirimizin yaptıkları hizmetlerin sevabından istifade edebilelim. Hangi sebep ve gerekçeyle olursa olsun, kendi dışında olan cemaatlerin aleyhinde olacak ve gıybete giren konuşmalar yapmamalıdır. Sevgili Peygamberimizin (asm) “Allah’a ve ahiret gününe inanan ya hayır söylesin ya da sussun.” buyurması çok dikkat çekicidir. İki kişinin bir araya geldiği zaman gıybet etmesinin bir çaresi vardır ve ne zaman o zatı görse helâllik dileyebilir. Ancak, bir cemaattin veya bir tarikat grubunun aleyhinde konuşulduğu zaman kimi bulup da helâllik dileyeceksin!

Evet, ittihad-ı İslâmın zamanı geldiği bir vakitte, hem umum Risale-i Nur Talebeleri hem de bütün müminler birbirlerini Allah için sevmeli ve hayır dualar ile anmalıdır. Kucaklayıcı bir üslûp dilimize hâkim olmalıdır. Tekelci bir zihniyete de asla düşmemelidir.

Okunma Sayısı: 1376
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • S. Pelin Kurukahveci

    25.6.2025 18:50:13

    Suzan abla bildiğimizi de mi söylemeyelim. İslam adına Nurculuk adına ortaya çıkıp esasında asıl amaçlarının İslam ve Nurculuğu çığrından çıkarmak olanları da mı ifşa etmeyelim? Soru çaldıklarını kendileri de kabul ediyorlar işte. Para ve güç konusunda nasıl yoldan çıktıklarını kendileri itiraf ediyorlar zaten. Bunları söylemek iftira veya kul hakkı olur mu? Soru çalarak ahlaksızlık yaptınız, hakka girdiniz, ihanet ettiniz demek su-i zan değil bir durum tespitidir.

  • suzan bedir

    25.6.2025 16:25:52

    Allaha ve ahiret gününe inana ya hayır söylesin ya sussun.Maalesef bazıları Efendimizin bu sözünü hiç duymamış gibi davranıyor.Kesin bilgisi olmayan konularda YORUM bulunmayı marifet sanıyor.Ahirette karşısına kul hakkı olarak çıkacak nitelemeri pervasızca yapıyor.Sanki ahirette insaniar karşısına çıkıp hak talep etmeyecek.İnançlı bir insan suçlama yapmadan önce acaba yanılıyormuyum suizan mı yapıyorum diye hatalı olabilir miyim diye vicdanına danışır.

  • Raşit örenel

    25.6.2025 15:32:40

    "Kaynaktan şu içenler" kimler?

  • S. Pelin Kurukahveci

    25.6.2025 14:11:47

    Hasan bey verdiğiniz örnek çok absürt olmuş. Böyle örnekler verilmez. Fetö denilen yapı kriminal işlere bulaşmış, soru çalmış, hak yemiş, devleti ele geçirmeye çalışmış, yabanci istihbaratlar ile iş tutmuştur. Sizin şu kıyasınız adeta, dam üstünde saksağan, vur beline kazmayı kabilinden bir durumdur.

  • HASAN DOĞAN

    25.6.2025 10:17:47

    Üstad ta Hz.Ali ile Hz.Aişe validemizin ve Hz.Talha ve Hz.Zübeyir arasındaki muharebeden,Hz.Muaviye ile yaptığı saltanat ve hilafet muharebesinden ve ayrıca Yezid ve Hz.Hüseyin arasındaki hürriyet muharebesinden hiç münakaşa etmediği ve etmememizi tavsiye ettiği halde bugünkü iktidar ve cemaat arasındaki ne olduğu belli olmayan siyasi çekişmeden adeta tarafgir gibi davranıp o cemaatin tamamını terörist göstermek nasıl düşer.Orada yüz binlerce masuma yapılan zulümler dile getirilince de Yeni Asya'nın çok büyük bir kesimini kendi içinden bir güruhun teröristlik ile itham etmesi neyin nesi oluyor acaba?

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı