Toplumun ortak değerlerini siyasette istismar malzemesi olmaktan çıkarmanın en doğru ve sağlıklı yolu, o değerleri kimsenin tekeline almasına fırsat vermeyip gerilim ve kutuplaşmalara kurban ettirmeyen bir yaklaşımla ve samimiyetle sahiplenmek.
Türkiye’de siyaset uzun yıllar bu olgunluktan çok uzak bir kavga ve itiş-kakış zihniyetiyle yapıldığı için gerilimlerin sonu gelmedi.
Bilhassa din, ezan, cami, başörtüsü, vatan, bayrak gibi ortak değerler tekelci ve ideolojik siyaset anlayışlarının çatışma alanı oldu.
Özellikle dinî semboller bağnazca bir din karşıtlığına dönüştürülen laikçi zihniyetin hedefi yapıldı. Böyle olunca da millet çoğunluğunun hassas olduğu bu değerleri sahiplenme adına sergilenen tavırlar “prim” yaptı.
Ancak gelinen noktada bu kısır tablo çok büyük ölçüde geride kalmış gibi görünüyor.
Geçmiş dönemde laikçilik adına milletin inanç değerleriyle kavgalı bir çizgide yürüyen CHP’nin artık bu yanlışı terk edip o değerlerle barışık bir siyasete yönelmesi, bu açıdan son derece önemli ve dikkate değer.
Bugünün CHP’si artık başörtüsünü “irtica simgesi” ve “çağdaşlığa aykırı” görmüyor; kişi özgürlüğü bağlamında değerlendiriyor.
Türkçe ezan isteyeni içinde barındırmıyor.
Bir zamanlar en önemli mücadele hedefi olarak gördüğü Risale-i Nur’u devlet tekeline alan yasa değişikliğinin iptali için Anayasa Mahkemesine başvuruyor ve sonuç alıyor.
Ayasofya’nın camiye çevrilmesine itiraz etmiyor, tersine iktidara “Açın” çağrısı yapıyor.
Vaktiyle baş tahrikçi, tertipçi ve destekçisi olduğu 27 Mayıs için “Bütün darbelerin anası. Millete yapılabilecek en büyük kötülük. 27 Mayıs olmasaydı 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat, 27 Nisan ve 15 Temmuz olmazdı” diyor.
Ve Yassıada kararlarının yok hükmünde sayılması teklifine o da “kabul” oyu veriyor.
Bunlar ezber bozan olumlu değişimler.
Bediüzzaman’ın 1946 öncesinde devrin CHP Genel Sekreteri Hilmi Uran’a yazdığı mektuptaki tavsiyelerine bunca zaman sonra kulak verip gereğini yapma yoluna girdiğinin güncel ve manidar örnekleri. (O mektup için bkz. Said Nursî ve M. Kemal kitabımız, s. 50)
Bu hususlar diğer partiler için de geçerli.
Özellikle muhalefet o yolda ilerliyor.
Darısı iktidar blokundakilere...