"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kanı durdurmak için

Kâzım GÜLEÇYÜZ
05 Ağustos 2025, Salı
Terörü bitirmek Türkiye için bir hayat-memat meselesi.

Yıllardır akan ve gencecik insanları aramızdan çekip alan kan durmalı, anaların gözyaşı dinmeli, hasret kalınan barış ve huzur sağlanmalı, herkes güven içinde aslî gündemine yoğunlaşarak yoluna devam edebilmeli. 

Bunca yıldır huzurumuzu, enerjimizi, kaynaklarımızı tüketen bu kanlı fitne artık sona erdirilip tarihe karışmalı. Ve bunun için, herkes iyi niyet ve samimiyetle elini taşın altına koyarak üzerine düşenleri yerine getirmeli. Görevini yapmayıp yine gerilim siyasetleriyle vakit geçirmeye kalkanlara da prim verilmemeli. 

Akan kanı durdurmak ve anaların gözyaşını dindirmek... Bunlar herkesin ortak dileği, ama nasıl olacak? 

Burada hem devlete, hem de vaktiyle “devlet adına” yapılan haksız uygulamaların mağdur ettiği kesimlere düşen görevler var. 

Said Nursî, “Husumet derdiyle mültehap (iltihaplı) bulunan vücuda, iltihabı tezyid eden (arttıran) Hamidîlik icra etmek, acaba tedavi mi, yoksa tesmim (zehirlemek) midir, melekülmevte (ölüm meleğine) yardım etmek midir?” (Eski Said Dönemi Eserleri, s. 211.) sualiyle, askerî operasyonlara münhasır bir mücadele yönteminin terörü daha da azdıracağına dikkat çekiyor. 

Bu mücadelenin mağdurları ise iki kesimden oluşuyor: şehitlerin aileleri ve teröristlerin aileleri. 

Evlâtlarını kurban vermiş olan bu aileler ve bilhassa anneler, birbirinin acısını en derin şekilde anlayıp hissedebilecek ve paylaşabilecek durumda olan insanlar. Onların, “Artık bu kan dursun, çocuklarımız ölmesin, anneler ağlamasın!” talebiyle ortaya koyacakları ortak bir irade ve inisiyatif, çözüm ikliminin oluşmasına en büyük katkıyı sağlar. 

Onun içindir ki, çözümü istemeyenler, bu yöndeki girişimleri sabote edip boğmak ve bilhassa şehit ailelerinin acısını istismar ederek olayı sonu gelmez bir kan davasına dönüştürmek için yoğun şekilde çaba sarf ediyorlar. 

Her şehit cenazesinde veya askerî törende tekrarlanan “kanı yerde bırakmama, son terörist yok edilinceye kadar mücadeleyi sürdürme” söylemleri de bu çabalara güç veriyor. 

Ancak Türkiye’nin bu meseleyi sakin bir tavırla, hassas duyguları dikkate alan, ama çözüm arayışlarını onlara kurban etmeyen sağduyulu bir yaklaşımla ele alması lâzım.

Okunma Sayısı: 1821
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Burhan Kula

    5.8.2025 23:56:11

    Böyle önemli konularda senin gibi vicdandan ahlaktan hukuktan doğrulardan yana gazetecilerinde fikirlerine başvurulması gerekir Kazım hocam, Umarım sizin gibi gazeteci fikir insanları da sürece dahil olur

  • Hüseyin ilhan

    5.8.2025 21:39:34

    İlk çözüm sürecinde bir tv'nin 'KIRMIZI KOLTUK PROGRAMI 'na katılan AKP lideri başbakan RTE şu itirafta bulundu. PKK'ya operasyon yapılmasını talep eden kolluk kuvvetlerinin 300 civarındaki talebinden 7-8'ne izin verdim.Yani PKK'ya operasyona izin vermeyen RTE yaklaşık 1100 civarındaki masumun katline suçlu ve sorumludur.

  • Mehmet Türeli

    5.8.2025 10:46:57

    Çağımızın mücedidi Bediüzzaman Said Nursi ve Kuran tefsiri olan Risale-i Nurun gösterdiği yol ile çözüm aranısa Allah'ın izniyle başarılı olur.

  • Halil İbrahim Karahan

    5.8.2025 00:09:50

    Allah razı olsun Rabb'im her türlü kötülüklerden korusun sizi....

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı