Neyi tercih edeceğiniz, tercih ettiğiniz andan sonraki yaşam kalitenizle doğrudan ilişkilidir. Hayat boyunca yapacağınız tercihler arasındaki en önemli olanı bence ilke merkezli olarak mı, yoksa ben merkezli olarak mı yaşayacağınıza karar vermenizdir. Çünkü bu tercihi yaptığınız andan itibaren ona göre yaşayacak ve ona göre mutluluğun ve huzurun çarelerini arayacaksınız.
Ben merkezli olanların pusulasının ibresi hazza yöneliktir. Temel felsefeleri daima kendi lehlerine çıkar elde etmek üzerine kuruludur. Yaşadıkları hayatın orijininde “ben-ego-ene” yani hep ve daima kendileri vardır. Amaçları ise ne olursa olsun (meşru-gayrimeşru) hayattan lezzet almaktır. Sloganları; “Yaşasın hedonizmdir.” Bunlar farkında olarak veya olmayarak çevrelerindeki insanları ve toplumu sömürme eğilimindedirler. Bu anlamda benzeştikleri canlı; asalaklardır. Ben merkezli olanların en temel özelliklerinden biri; yaşadıkları hayatın bir nesnesi konumunda olmalarıdır. Rüzgâr nereden eserse oraya yönelirler; burada ki rüzgârın kendi çıkarları olduğunu bilmem hatırlatmama gerek var mı?
İşte tüm bu nedenlerden dolayı, ben merkezli olanlar ve hedonist bir yaşamın peşinden koşanlar en çok istedikleri ve peşine düştükleri keyif alma, rahat yaşama ve huzurlu olmadan mahrum kalırlar. En çok sıkıntıya, depresyona, anksiyeteye bunlar yakalanırlar. Yaşadıkları olayların yüz tanesinden doksan dokuzu istedikleri gibi, sadece bir tanesi istemedikleri gibi olsa, o istemedikleri olaya takılır ve hayatı kendilerine zindan ederler. Kısacası en çok istedikleri şeyden, mahrum bir şekilde yaşarlar.
İlke merkezli olanların pusulasının ibresi ise hakka yöneliktir. Temel felsefeleri; faydalı olmak üzerinedir. Yaşadıkları hayatın orijininde “Hakkın hatırı” daima ön plandadır. Amaçları yaşadıkları hayatın bir sınav yeri olduğunu bilincini her daim hatırlayarak, öncelikli olarak sınavı hakkıyla verebilmek ve bunu yaparken de sınav yeri olan yaşadıkları ortamda kendilerine sunulan meşru nimetlerin tadına bakarak, mutluluğu ve huzuru elde edebilmektir. Sloganları; “Hakkın hatırı âlidir; hiçbir hatıra feda edilmez” felsefesi üzerine inşa edilmiştir. Bu nedenle yaşadıkları toplumda daima bir “katma değer” vazifesi görürler. En çok benzeştikleri canlı; “arılardır.” Çünkü kendi eylem ve söylemlerinden, kendileri ile birlikte çevrelerindeki canlılarda fayda görür. İlke merkezli olanların en temel özelliklerinden biri yaşadıkları çağın “öznesi” olmalarıdır. İlke merkezli olanlar bir sümüklü böceğin bile gittiği yolda iz bıraktığını bilirler ve yaşadıkları hayatta olumlu bir iz bırakma gayreti gösterirler. Yaşamlarında yüz olaydan doksan dokuzu kendi istedikleri gibi gitmese, sadece bir tanesi olumlu olsa, onlar o bir olaya bakarak mutlu olabilirler. Her istenilmeyen olayın ardında bir güzelliğin saklı olduğunu o an göremeseler bile bilirler. Sıkıntı çekebilir, depresyona girebilir ama çabuk toparlanırlar. İşte tüm bu nedenlerden dolayı hayatı dolu dolu yaşayan ve lezzet alanlar ilke merkezli olanlardır.
Şu an yaşadığımız hayatta bir şeyler yanlış gidiyorsa, istediğimiz hayatı yaşayamıyor veya yaşadığımız hayattan yeterince keyif alamıyorsak, kendimize doğru tercih yapıp yapmadığımızı yeniden sormanın vaktidir. Cevabımızı eğer “yanlış tercih(ler) yaptım” şeklindeyse, üzülüp depresif ruh haline girmeden her birimizin yaptığı ve pişmanlık duyduğu tercihlerimizin olduğunu, kâinatta var olan tüm tercih sebebi olan zıtlıkları bünyemizde taşıdığımızı ama tüm bunlara rağmen bize bu tercih etme fırsatını veren Zât’ın olduğunu hatırlamak gerekir. Tabiî bize bu tercih etme fırsatını veren Zât’ın bunda bir muradının olduğunu unutmadan fakat tamamen de bunun rahatlığı ile rehavete düşmeden, yeni bir tercih yapmanın vaktinin geldiğini hatırlamamız gerekir.