31 Mart 2014, Pazartesi
Bizler uzun bir seferdeyiz. Buradan kabre, kabirden haşre, haşirden ebed memleketine gitmek üzereyiz. O yollarda zulümatı dağıtacak bir nur ve bir erzak lâzımdır.
İ′lem eyyühe′l-aziz!
Felsefe
talebesiyle medeniyet tilmizleri, Müslümanları ecnebî âdetlerine ittiba
ile şeair-i İslâmiyeyi terk etmeye dâvet ettiklerinde, Kur′ân Nurcuları
böylece müdafaada bulunurlar:
"Eğer dünyadan zeval ve ölümü ve
insandan acz ve fakrı kaldırmaya iktidarınız varsa, pekâla, dini de terk
ediniz, şeairi de kaldırınız. Ve illâ dilinizi kesin, konuşmayınız.
"Bakınız
arkamızda pençelerini açmış hücuma hazır ecel arslanı tehdit ediyor.
Eğer iman kulağıyla Kur′ân′ın sadasını dinleyecek olursan, o ecel
arslanı bir burak olur. Bizleri rahmet-i Rahmana ulaştıracaktır. Ve illâ
o ecel, yırtıcı bir hayvan gibi bizleri parçalar. Batıl itikadınız
gibi, ebedî bir firakla dağıtacaktır. Ve keza, önümüzde idam sehpaları
kurulmuştur. Eğer iman, îkanla Kur′ân′ın irşadını dinlersen, o sehpa
ağaçlarından, sefine-i Nuh gibi sahil-i selâmete, yani âlem-i ahirete
ulaştırıcı bir sefine yapılacaktır.
"Ve keza, sağ yanımızda fakr
yarası, solda da acz, zaaf cerihası vardır. Eğer Kur′ân′ın ilâçlarıyla
tedavi edersen, fakrımız rahmet-i Rahman′ın ziyafetine şevk ve iştiyaka
inkılâp edecektir. Acz ve zaafımız da Kadir-i Mutlakın dergâh-ı izzetine
iltica için bir dâvet tezkeresi gibi olur.
"Ve keza, bizler uzun bir
seferdeyiz. Buradan kabre, kabirden haşre, haşirden ebed memleketine
gitmek üzereyiz. O yollarda zulümatı dağıtacak bir nur ve bir erzak
lâzımdır. Güvendiğimiz akıl ve ilimden ümit yok. Ancak Kur′ân′ın
güneşinden, Rahman′ın hazinesinden tedarik edilebilir. Eğer bizleri bu
seferden geri bırakacak bir çareniz varsa, pekâla. Ve illâ sükût ediniz.
Kur′ân’ı dinleyelim, bakalım ne emrediyor: ‘Sakın dünya hayatı sizi
aldatmasın. O çok aldatıcı şeytan da Allah′ın azabını unutturup sadece
affına güvendirerek sizi isyana sürüklemesin.’ (Lokman Sûresi, 31:33.)
"Hülâsa:
Ayık olan sana tabi olmaz. Ancak siyaset şarabıyla veya şöhret hırsıyla
veya rikkat-i cinsiyeyle veya felsefenin dalâletiyle veya medeniyetin
sefahetiyle sarhoş olanlar senin meşrep ve mesleğine tabi olurlar. Fakat
insanın başına indirilen darbeler ve yüzüne vurulan tokatlar, onun
sarhoşluğunu izaleyle ayıltacaktır.”
Mesnevî-i Nuriye, s. 347
Okunma Sayısı: 5117
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.