*Mesaj sahibinin kimlik bilgileri bizde mahfuzdur.
Ben (...)’da yaşayan sesini duyuramayan on iki yıl görev yapmış mağdur bir öğretmenim. Eşim de ben de (...) ilçesinde öğretmen olarak görev yapıyorduk. 22 Temmuz’da açığa alındık. Daha ne olduğunu anlamadan bir gün sonra gözaltına alındık. 23 Temmuz’da çocuklarımla birlikte oturuyorken birden TEM’den polisler geldi. Eşim de evde yoktu, o kadar çok korktum ki. Çocuklarımı apar topar ev sahibine yollayıp bir akrabayı aradım çocukları oradan almaları için, yüzlerindeki korku ve şaşkınlık hâlâ gözümün önünden gitmiyor.
Evi didik didik aradılar, dijital materyalleri aldılar. Sonrasında üç gün gözaltında tuttular, eşim ve ben nezarethanelerde çocuklar ne halde, ne travma yaşıyorlar bilmeden. Suçlama o kadar ağırdı ki ifade esnasında suçlama okunduğunda bir anda ağladım. Suçlama anayasal düzeni yıkmak, terör örgütüne üye olmak, 200 kişinin ölümünden sorumlu olmak. Evde otururken televizyondan öğrendiğim hain bir girişimdeki insanların ölümünden sorumlu tutulmak. Ben gazi çocuğuyum ve terör örgütüne üye olmakla suçlanıyorum. Akıl almıyor.
Hangi dershaneye gittiğim, üniversitede okurken nerede kaldığım, eşimle nasıl tanıştığım, çocuklarımın gittiği okullar, Aktif Eğitim Sen’e neden üye olduğum, Bank Asya’da hesabım olup olmadığı şeklinde sorular soruldu. O üç gün boyunca hissettiklerimi ömür boyu unutmayacağım. Sonrasında üç günün sonunda gece nöbetçi mahkemeye çıktık. Eşim de, ben de adlî kontrol şartıyla serbest bırakıldık. Karakola haftanın bir günü imza atmaya gidiyorduk. Üç hafta geçmemişti ki eşim ehliyet ile ilgili bir problem için emniyete gittiğinde ‘Aranıyorsunuz hakkınızda tutuklama kararı var’ diyerek apar topar oradan götürüldü. Şimdi 10 aydır (...) cezaevinde.
Ardından 1 Eylül’deki kararname ile meslekten ihraç edildik. Hesaplarımıza bloke koyuldu, aracımıza ihtiyatî tedbir kondu. İki çocuğumla beş parasız ortada kaldım. AKP (...) il başkanı bizlerin ne yiyeceği sorulunca “Ağaç kabuğu yesinler” demişti ya. Rabbim vesile kıldı da Allah razı olsun ailelerimizin desteği ile ayakta duruyorum. Vicdanımız rahat, bu asılsız suçlamaların hiçbirini kabul etmiyoruz. 10 ay geçmesine rağmen halen iddianame hazır değil. Halen bu suçlamalarda bulunacak somut deliller var mı, varsa nedir bilmiyoruz. İlâhî adalet istiyorum. Biliyorum ki şu an adalet yok. Rabbim karşısında nasıl hesap vereceklerini düşünsünler.
Eşim cezaevinde Yeni Asya’yı okuduklarından bahsetmişti. İnternet üzerinden takip edip okuyorum. Ama onlara yasaklamışlar sizin gazetenizi. Benim sizleri tanımama vesile olmuş oldu. Eşim cezaevine girmeden evvel günde üç-beş sayfa Kur’ân okuyabiliyordu; şimdi günde üç cüz Kur’ân okuduğundan bahsediyor. Bir nevi medrese olmuş ona. Rabbim tez zamanda selâmete erdirsin inşallah.
Şu ana kadar yaşadıklarımdan anladığım, artık bazı şeyler gayretullaha dokunacaktır. Masumlar çıksın da artık çocuklar babalarına, annelerine, eşler birbirine kavuşsun. Yapılan haksızlıkları haykırmaya devam etmenizi istiyorum.
Allah sizlerden razı olsun. Allah’a emanet olun.