"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Lübnan’da açlık krizi mi?

Muhammet ÖRTLEK
22 Mayıs 2021, Cumartesi
Lübnan ekonomisi Eylül 2018’den beri ciddî kriz içerisinde (Yeni Asya, 21 Temmuz 2020, Lübnan’a Kim Yardım Edecek?).

Ülkedeki siyasî istikrarsızlık 4 Ağustos 2020’deki Beyrut Limanı’ndaki patlamadan sonra daha da derinleşti (Yeni Asya, 8 Ağustos 2020, Lübnan’da Patlama). Lübnanlı yetkililer, iflâsın eşiğindeki ülke ekonomisini kurtarmak için Çin ve İran’la bulundukları temaslardan da istedikleri sonucu elde edememişlerdi (Yeni Asya, 5 Eylül 2020, Mustafa Adib Lübnan’a Çare Olur mu?).

Covid-19 salgını son 1 yıldır ülke ekonomilerini olumsuz etkileyen bir unsur. Elbette salgının getirdiği ekonomik sorunlardan kırılgan yapıdaki Lübnan da fazlasıyla etkilendi. Siyasî, ekonomik, mezhebî sorunlarla boğuşan Lübnan, birde Korona’dan dolayı sağlık problemleriyle mücadele etmek durumunda. Ancak Lübnan’da salgın döneminde devlet kurumlarının zayıflığı iyice gün yüzüne çıkmış ve vatandaşlar “salgında devleti görmedik” sloganıyla tepkilerini gösterdiler.

13 Nisan 1975 ile 13 Ekim 1990 tarihleri arasındaki Lübnan iç savaşı 15 yıl 6 ay sürdü. Hatta Suriye işgal ettiği yerlerden 30 Nisan 2005’te çekilmişti. Ancak salgının ekonomik yükü her Lübnanlı tarafından hissediliyor. Lübnan basınında ülke ekonomisinin iflâsı üzerine birde salgının ağır maddî şartları eklenince, sokaktaki insanın “biz böyle bir sıkıntılı durumu iç savaş döneminde bile yaşamamıştık” ifadeleri yer aldı.

Dünya Bankası’na göre, Lübnan’da nüfusun yarısından fazlası yoksulluk içinde yaşıyor. Büyümedeki keskin düşüş, hiper enflasyon ve devalüasyonla birleşince; Lübnanlılar mecburen daha fazla güvencesiz, sigortasız, kayıt dışı istihdama yöneliyor. Buna düşük ücretli işler veya geçici işlerin tercih edilmesini eklemek gerekiyor. Dolayısıyla Lübnan’da işsizlik oranının yüzde 50’den fazla olduğuna işaret ediliyor. Hatta sosyo-ekonomik şartların protesto edilmesinde “Açız” sloganları dikkat çekiyor.

Bütün bu sorunlar yumağı içindeki Lübnan’a bir darbe de Suudi Arabistan’dan geldi. Suudi makamları 25 Nisan 2021’de “Lübnan kaynaklı kaçakçılık, uyuşturucu kaçakçılığı vb.” suçlamalardan dolayı, Suudi Arabistan’ın Lübnan’dan alacağı tarım ürünleri ithalatına yasak getirdi. Suudi Arabistan’ın El-Huber şehrinin Ed-Dammam ilçesinde 23 Nisan 2020’de ele geçirilen mil- yonlarca Captagon hapı ile doldurulduğu tesbit edilen nar sevkiyatı konusunda Lübnanlı yetkililerin sessizliği devam ediyor.

Suudi Arabistan’ın Lübnan’dan tarım ürünlerine getirdiği ithalat yasağına Körfez ülkeleri de katıldı. Önce Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ardından Kuveyt, Bahreyn ve Umman yasağı uygulamaya koydu.

Diğer taraftan Lübnan Baş Müftüsü Şeyh Abdullatif Darian açıklamasında “şeriat ve ahlâkî değerler tarafından reddedilen ve kınanan, Lübnan ekonomisinin daha da kötüleşmesine sebep olan kaçakçılık suçu dolayısıyla Suudi Krallığı’nın ithalat yasağını desteklediğini” belirtti. Darian aynı zamanda “Suudi Kralı’na ve Veliaht Prensi’ne Lübnan ekonomisini destekleme” çağrısında bulundu.

Lübnan bölgede her konuda neredeyse istikrarsızlık arz ediyor. 4 Ağustos 2020’deki Beyrut Limanı’ndaki patlamadan sonra ülkedeki yönetici elitlere olan güven oldukça azaldı. Çünkü yöneticiler, gerekli reformları uygulamaktan ve krizleri yönetmekten epeyce uzaklar. Krizlerin Lübnan Merkez Bankası’nın yabancı para rezervlerini tüketeceği ve Lübnan’ın siyasî ve sosyo-ekonomik açıdan çöküşüne kaçınılmaz gözüyle bakılıyor.

Yolsuzluklarla anılan ülke konumundaki Lübnan’da siyasî istikrarsızlık, ekonomik krizler, etnik anlaşmazlıklar, silahlı çatışmalar, mezhebî sorunlar ve dış müdahaleler içinden çıkılamaz bir hal almış vaziyette. Her ne kadar ülkede seçimler yapılıyor olsa da, parlamentodaki sandalye dağılımı dinî ve mezhebî kimlikler üzerinden gerçekleştiriliyor. Dolayısıyla ülkedeki sorunun temelinde de dinî ve mezhebî tanımlamalar yer alıyor. Günümüzde Lübnan’da resmî olarak tanınan 18 adet mezhep grubu bulunuyor (Yeni Asya, 16 Nisan 2018, Lübnan Seçimlerini Anlama Klavuzu-1). Ülkede konuşlanan başta Hizbullah olmak üzere vb. grupların, Lübnan devletinden daha kurumsallaşmış yapısı ve devletten güçlü olmaları da, insanların Hizbullah gibi unsurlardan gıda ve sağlık vd. alanlarda hizmet almalarına yol açıyor. Başka bir ifadeyle Lübnan’daki istikrarsızlıklar devam ettikçe etnik ve mezhebî unsurlar kendi içlerinde saflarını sıklaştırıyor.

Lübnan’da siyasî yapının mezhebî unsurlar üzerinden tanımlanmasına son verilmelidir. Ülkede demokratik değerlerin yerleşmesi, etnik ve mezhebî ayrımcılığın sonlandırılması kaçınılmazdır. Yoksulluk ve yoksunluğunu tetikleyen yolsuzluk ekonomisiyle mücadele edilmelidir. Rantiyeci ekonomik zihniyet ülkenin geleceği için terk edilmelidir. Çünkü insanlar artık yoksulluktan değil, açlıktan şikâyet etmeye başladılar.

Okunma Sayısı: 1060
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı