Koca koca binalar yaptık, ama içine aile sıcaklığını koyamadık.
Soframıza çeşit çeşit yemekler koyduk, ama “Komşusu açken tok yatan bizden değildir” düsturunu aklımıza koyamadık.
Saraylara “Adalet” adını koyduk, ama bizden olmayana “Adil” olamadık.
“Ben güzel ahlâkı tamamlamak üzere gönderildim” beyanını unuttuk maalesef.
Dini sadece dış görünüşten ibaret sandık... Bununla yetinmedi(k)niz.
İşsiz bıraktıklarımızı, aşsız da bırakmak istedi(k)niz.
Ağaç köküyle doyulduğunu hep beraber öğrendik !
Ve bütün bunlar;
Ruz-i Mahşere şahit...
Tesellisi de;
Kalpte Sekine,
Gönülde huzura vesile,
Örneği de;
Yusuf’un kuyuya atılması,
Züleyha’nın sarayına çıkmasına,
Sarayı değil de zindanı tercihi,
Hem Peygamberliğe yükselmesine,
Hem de Mısır Azizliği’ne vesile olmuştur.
Maddî ve manevî yükseliş;
Teslimiyet ve tevekkül ile olur.
Vesselâm...