"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Anne babaya mektup

30 Mayıs 2017, Salı
Hatırat-ı Nur

Zübeyir Ağabey, hizmeti sebebiyle sık sık ziyaret edemediği anne ve babasını mektupla da olsa sıla-i rahim eder.

Bir bayram dolayısıyla yazdığı mektupta, Üstad gibi büyük bir zatın hizmetine kabul edilişini, anne babasının mübarekliğine bağlar:

“Benim Kur’ân’a, imana hizmetim, İslâmiyete hizmetim, yani Kur’ân’a, imana, İslâmiyete, canını ömrünü feda ederek hizmet eden Bediüzzaman Hazretleri gibi bu zamanda büyük bir zatın hizmetine kabul edilmekliğim, sizin sayenizdedir. Çünkü babam bana haram lokma yedirmemiş, anam bana haram süt vermemiş. Anam evlâtlarına süt emzirirken, ‘Aman sütüme bir şüphe girmesin.’ diye haram şüphesi olan şeylerden kaçınmış. Evlâdına şüpheli süt vermemek için Allah’tan korkmuş, helâl süt vermiş. Üç-dört yaşında iken, ‘Bir bağ komşusunun duvarından bir çöp alırsan o dahi haramdır.’ gibi dersler vermiş. Haramı helâli öğretti. Ben anamın, rahmetli Hurşit dedemizin verdiği böyle din dersleriyle o küçük yaşta merhum Hacı Osman emmimgilin elma ağacından bizim bağa düşen çok hoşlandığım mayhoş elmayı yemezdim. Alır, onların bağlarına atardım. Daha böyle misaller çok... Babam, çok para kazanacağım diye haram kazançlara tenezzül etmemiş, zengin olmamış. Fakat helâl para gibi az da olsa, çok büyük bir kalp zenginliğini taşımış.”

“İşte bana böyle mukaddes bir hizmetin nasip oluşu, sizin mübarekliğiniz hürmetinedir. Ben siz gibi anam ve babama son derece minnettarım. İşte ben de sizin ebedî hayatınız için dünyayı terk ettim. Sizin ahiret hayatınızın nurlar, hayırlar ve sevaplarla dolması için, imana, Kur’ân’a, din hizmetine ömrümü vakfettim. Bir evlâdın kazandığı hayırlar ve sevaplar, o evlâdın peder ve validesinin amel defterine de geçer. Benim şimdi size dünyalık bir faidem yok. Fakat bu fâni, muvakkat dünyadan sonra gideceğimiz daimî, bâki bir hayat için, bâki elmaslar hükmünde size kazançlar gelmesine hizmet ediyorum.”

“Babamı çok hatırlıyorum. Şöyle ki: Biliyorsunuz, diğer bazı Nur Talebeleri gibi, dinsiz bir hükümet zamanında hapislere düştüm, zulümler çektim, işkenceler gördüm, yoksulluk çektim. Fakat izzetle, şerefle yaşayarak o koca dinsiz hükümetten dahi korkmadım. Dinsizlerin zulümlerine karşı yılmadım. Yine Risale-i Nur’a sarıldım. Yine Risale-i Nur’u okudum, yazdım. Bir kat daha Üstad’ıma bağlandım. Küçük yaşımda bağ evinde anamın bir gece, ‘Babanın gözü karadır, o korkmaz.’ dediği, hatırımdan çıkmıyor. Şimdi düşünüyorum ki, demek korkmamazlık, dinime imanıma cesaretle sarılma damarı, bana babamdan irsen geçmiş ki, o eski dinsiz hükümetten korkmadım. Risale-i Nur hizmetinden, babamın o yüksek ahlâkı sayesinde çekilmedim. Dünyada, ahirette hepimizi mes’ut edecek Risale-i Nur’dan mahrum kalmadım “

“Cümlenizin, kardeşlerimin, akrabalarımın, eniştelerimin, teyzelerimin, Ayşe abamgilin, teyzelerimgilin, konu komşunun bayramını tebrik ederim, selâm ederim.”

İhsan Atasoy’un “Nur kahramanları serisi”nden

Hazırlayan: Akif Arslan

Okunma Sayısı: 5523
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı