Elli sene kadar önce Ankara Ulus meydanında, “İmsâkiye!” diye bağırıp, ellerindeki ikinci hamur kâğıda basılmış, iki kenarında minâre olan ve ortasında kocaman harflerle “İmsâkiye” ve hemen altında da “Hoş geldin Ramazan” yazan ve etrafında da âyet, hadis vs. gibi şeyler bulunan o kâğıtları satan ağabey ve amcaları gördükçe annemize sorardık “Anne bu ne?“ diye. “Yavrum ona ‘imsâkiye’ derler. Ramazan ayı geliyor ya, oruç tutma zamanlarını gösterir” diye izah ederdi rahmetli bize.
Çocukluk günlerimizin tatlı bir Ramazan hatıralarından olan bu imsâkiyeler şimdi yok ama onların daha gelişmiş ve modern şekilleri, hem de lüks kâğıda basılmış biçimde, bol miktarda var. Hem de, o zamanki imsâkiyeler 5-10 kuruş gibi fiyatlara satılırken, şimdikileri bir çok firma, mağaza, market vs verdiğinden bedava ve bir sürü. Fakat, çok da israf oluyor.
Evet, yarım asır öncesinin Türkiye’sinde, takvimler de çok değildi, onun için vatandaş Ramazan’da iftar ve imsak vakitleri için bu imsakiyeleri kullanırdı. Ramazanın alâmeti, işareti olan o iki minareli imsakiyeleri bu gün bu şekilde yâd etmiş olduk.