İzmir depremi sonrası ortaya çıkan ihtiyacı karşılamak üzere Avustralya Nur Vakfı’nın desteğiyle depremzedelere tesettür giyim ve kitap desteği sağlandı.
SALİH SÜTÇÜOĞLU - İZMİR
“Ne zaman ki yer müthiş bir sarsıntıyla sarsılır. Ve yeryüzü bütün ağırlıklarını dışarı çıkarır. Ve insan “ne oluyor buna” der. O gün yeryüzü, üzerinde herkesin ne iş yaptığını haber verir. Çünkü Rabbin O’na konuşmasını emretmiştir. (Zilzal Sûresi 1-5)

30 Ekim 2020 Cuma saat 14:51 Sisam Adası açıklarında İzmir ilinin Seferihisar ilçesine 23 km. mesafede 6.9 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Bu depremin sonunda 117 vatandaşımız vefat etti ve 1034 kişi de yaralandı. 15.000 civarında vatandaşımız da evsiz kaldı. Ya deprem sırasında evi yıkıldığı için veya çok hasarlı, orta hasarlı olarak tesbit edilip, yıktırılmasına karar verildiği için bir çok vatandaşımız hiçbir eşyasını alamadan ortada kaldı. Hemen yardım kuruluşları, belediyeler ve AFAD yardıma koştular. İstanbul, Bursa, Antalya ve diğer çevre belediyelerden de çadır ve gıda yardımları getirildiğine şahit olduk. İzmir’de yaşanan bu deprem felâketi bütün yurt sathında büyük üzüntü ile karşılanmıştı.
Kurtarma çalışmaları devam ederken; bakan, milletvekili ve parti başkanları da deprem bölgesinde incelemelerde bulundular. Hemen bir giyim yardım evi de açılarak insanlarımıza çeşitli giyim eşyaları dağıtılmaya başlandı. Müdür Ali Kılıç bağış olarak gönderilen giyim eşyalarını ihtiyaç sahiplerine ulaştırmaya çalıştılar. Ancak yaşlı annelerimize ve tesettürlü hanımlarımıza bu gelen yardımlardan cevap verilemiyordu. Bu ihtiyaçtan dolayı; Bornova-merkezde yirmi seneyi aşkın bir süredir faaliyet gösteren Asya Giyim Mağazası’na gelenler oldu. Öğretmenlerimizden bu konuda duyarlılık gösterenler, “Uzun ferace, tunik, eşarplar, şallar, yün yelek ve kazaklar âcilen gerekiyor” dediler. Aralarında bir miktar yardım toplamışlar, ancak “çok daha fazla ihtiyaç var” diyorlardı.
Asya Giyim’in müşterilerinden de destek istendi. Yardım edenler de oldu. Ancak bu yardımlar tabiî ki yetersiz kalıyordu. Ne yapalım diye düşünürken; Avustralya Nur Vakfı’ndan Fatih Yargı aradı.

Avustralya’daki Türk kardeşlerimizin kendi aralarında bir miktar yardım fonu oluşturduğunu, bu fondan uygun görülecek şekilde insanlarımıza şefkat eli ulaştırılmasını istediler.
Mahalleden yardım
Manavkuyu Mahalle Muhtarı Fatma Ceylan, Mansuroğlu Mahalle Muhtarım Yasemen Yavuzcezzar ve daha sonra da Adalet Mahallesi Muhtarı Ali Uluç ile görüştük.

Gelen yardımlardan kendilerine uygun giysi bulamayan yaşlı teyzelerimize ve hanımlarımıza cevap verebilmek için; ihtiyaç sahiplerinin bize listesini vermelerini istedik. Depremde yıkılan ve deprem sonrasında hasarlı olarak tesbit edilip de içinde eşyası ile birlikte yıktırılan binalarda mağdur duruma düşen ailelerin listesini bize verdiler, ayrıca bu şekilde gelenleri de bize yönlendirdiler. Büyük beden arayanlar, biraz uzun bir şey yok mu diyenlere bizim adresimizi verdiler.
Biz de listelerden bu aileleri aradık. Hakikaten gelenlerin halleri perişandı, biz onların ihtiyaçlarını karşılamaya çalışırken çok duygulu anlar yaşandı. Çok memnun oldular, bir aile sıcaklığı içerisinde deneyerek ve severek beğendikleri giysileri aldılar. Ferace, kazak, yün yelek, kışlık etek ve tunik gibi kıyafetlerini alırken ayrıca; seccade, başörtüsü ile birlikte Kur’ân-ı Kerîm, Cevşen duâsı, Yasin’i Şerif ve depremin sebep ve hikmetleri kitaplarını da kendilerine hediye ediyorduk.

Hele Kur’ân-ı Kerîm verince Kur’ân’a sarılıp “Allah sizlerden ve sebep olanlardan razı olsun” diye duâlar ediyorlardı.

Telefonla aradıklarımızın içinde; 15 saat göçük altında kaldıktan sonra kurtarılan Fadimana Hanım da vardı. Bizim aradığımız gün yaş günüymüş, yardım için aradığımızı duyunca çok duygulandı. Fakat vücudunda ve omurga bölgesinde kırıklar ve zedelenmeler olduğu için “tedavim devam ediyor” deyince; biz de “peki sizi evde ziyaret eder, giysilerinizi eve getiririz” dedik.

E-Devlet üzerinden izin alarak akşam evlerine gittik. İzmir Belediyesi’ne ait Limontepe‘de bir sene müddetle ücretsiz kalmaları için tahsis edilen evlerinde ziyaret ettik. Ailesiyle birlikte çok sıcak bir görüşme oldu. Sosyal mesafe ve maskelerimize dikkat ederek giysilerini ve Kur’ân-ı Kerîm’le diğer kitaplarını takdim ettik, çok mutlu oldular. “Deprem anında neler yaşadınız?” diye sorunca; Fadimana Hanım yaşadıklarını anlattı:

Evlerinin yanındaki BİM markete alış verişe gitmiş, oradayken deprem başlamış ve binadan çıkamadan tavan tamamen çökmüş zemin de yarılınca göçük altında kalmış. Kendisi öğretmenlik yapmış ve ilk yardım dersleri de görmüş birisi olduğu için; önce kendisine toprağı eşeleyerek hava alabileceği bir genişlik yapmış. Çantası da omuzunda olduğu için telefonundan oğlu ile irtibat kurabilmiş. Saat 14:51’de vuku bulan depremden 15 saat sonra sabah 06:00 civarı göçükten çıkarılmış. Ayağa kalkınca vücudunu taşıyamadığını anlamış, tedaviye alınmış. “Tedavim iyi gidiyor, daha iyiyim” dedi. Tam tevekküllü bir hali vardı Fadimana Hanımın. “Allaha şükürler olsun, Allah beterinden korusun, daha yaşıyacak ömrümüz varmış” diyor, duâlar ediyordu...

HERKESİN DEĞİŞİK BİR HİKÂYESİ VAR
Bu arada Asya Giyim’e gelenlerden bazı enteresan tesbitlerimizi de nakletmek istiyoruz. Bu konuda gelenlerle birebir ilgilenen Elif Hanım’ı dinleyelim:
“Herkesin değişik bir hikâyesi var, ancak genel olarak anlatılan şu: “Biz dünyaya çok dalmıştık. Depremde altınımız kaldı, paramız kaldı, Euromuz kaldı. Herşeyimiz kaldı...”
Hanımların biri de şunu söyledi: “Pahalı dedik kurban kesmedik, boğazımızdan kestik altın biriktirdik, para biriktirdik. Haberlerde altının, Euro‘nun inişini çıkışını takip ediyorduk, ama deprem olunca biz bunların hiçbirini alamadık, toprağın altında kaldı. Sadece üzerimizde eski bir tişört veya evde giydiğimiz basit bir kıyafetle çıktık.”

Bazı hanımlar da; “Bizim başımıza hastalık geldi, yangınlar, sel felâketleri geldi, deprem oldu, ama biz yine bunlardan ders almıyoruz. Biz böyle devam ettiğimiz müddetçe başımıza gelen felâketler bitmez “ dediler.
Kanser hastası olan emekli öğretmen bir ablamız geldi. Doğuda görev yaptığını, teröristlerin ateşi altında kaldığını anlattı. “Kanser oldum, eşimden ayrıldım, ama bu acıları çekerken evime sığınıyordum, fakat şimdi evsiz kaldım, en büyük felâket evsiz kalmakmış. Çok zor bir şey Allah kimseyi evsiz bırakmasın” diye dert yandı.
Üzerine pek bir şey bulamamış. Bizden kıyafetleri alınca çok duygulandı. Biz geldiğinde kendisini açık bir bayan zannetmiştik. Kendisine uygun kıyafetleri alınca; gayet güzel tesettürlü bir şekilde ayrıldı. Hastalar Risalesi de vermek istedik, onu okuduğunu söyledi. Depremin Hikmetleri kitabını, Kur’ân-ı Kerîm, Cevşen ve Yasin kitaplarını verdik çok memnun oldu.

Bir de şu şekilde yaşanan bazı hadiseleri de örnek vermek istiyorum: Meselâ; kayınvalidesi ile görüşmeyen gelinin, deprem sonrasında onlara sığınması, aynı şekilde gelinini istemeyen ve görüşmeyen kayınvalidenin mecburen gelininin evine sığınması, ayrıca; daha önce görüşmedikleri halde deprem sonrasında kayınbiraderinin iki göz evine sığınan eniştenin hikâyesi. Kayınpederini bakmak istemeyen gelin hanımın depremden sonra 83 yaşındaki kayınpederinin evine geçmek zorunda kalması bize şunu gösteriyor ki; Cenab-ı Hakk’ın Sıla’yı Rahim diye önemle tavsiye ettiği akraba ilişkileri de ne kadar zedelenmiş ki bu hadiseler yaşanıyor. Adeta musîbet gibi görünen deprem hadisesinin altından çeşit çeşit DEPREM ÇİÇEKLERİ açıyor.”

Bu arada benim 20 yıllık hem müşterim, hem çok sevdiğim kibar ablam ve arkadaşım; gelini ile birlikte geldiler. Depremde hem kendisinin, hem de oğlunun evi yıkılmış. Oğlu daha üç ay evvel evini almış. Bizim yardımları duymuşlar. Tabiî utanarak, sıkılarak geldiler. Biz de sıkılmanıza gerek yok; Avustralya’daki kardeşlerimizin severek sizlere ulaştırdığı bir şefkat elidir bu dedik. Dağıtılan giysilerden kendilerine uygun bir şey bulamamışlar. Bizden istedikleri kıyafetleri alınca çok memnun oldular. Çok duygulandılar. “Sebep olanlardan Allah razı olsun” diye duâlar ettiler.
Bazı açık hanımların da gelerek namaz elbisesi ve Kur’ân’ı Kerîm istemeleri, bizim de onlara cevap vermemiz, yanında deprem kitabını, Yasin ve Cevşen kitaplarını, Gençlik Rehberi ve Meyve Risalesi kitaplarını da hediye etmemiz çok güzel oldu...”

Depremden en fazla etkilenen bölge daha çok İzmir Adliyesi’ne yakın olan bölge oldu. Burada bir çok bina deprem sırasında yıkıldı. İzmir’in Bayraklı ilçesine bağlı Manavkuyu, Mansuroğlu ve Adalet mahallelerini içine alan bu bölgedeki binalarda Deprem sonrasında yapılan tetkik çalışmaları sonucu yine en çok bu bölgede ağır hasarlı ve âcilen yıktırılması gereken binalar tesbit edildi. İçindeki eşyaları ile birlikte âcilen yıkımına başlandı.
O bölge adeta boşaldı. Koca koca apartmanlar kısa sürede yerle bir oluyordu. İlk anda kurulan çadırların yetmediği görüldü. Kış günleri de olduğu için daha uygun olan konteynerler getirilerek boş bir alana “Konteyner kent” kuruldu.
Giriş-çıkışı kontrol altına alındı. Buraya alınacak aileler tesbit edildi. İhtiyaçlarının karşılanabilmesi için AFAD yetkilileri titiz bir şekilde görev aldılar.
Bu alan içine Bayraklı Müftülüğü de bir büro açmış. Biz bu bürodaki hocalarımızla görüştük. Burada kalan yaklaşık 200 aileye “içinde hanımların omuzuna alacakları YÜNLÜ ŞAL ile birlikte; deprem sebep ve hikmetleri kitabı, Yasin ve Cevşen Duâsı kitaplarının bulunduğu bir PAKET” dağıtmak istediğimizi söyledik. İsterseniz biz teslim edelim, sizler dağıtın dedik.
Ancak, “Bizim Diyanet yayınlarımız var, bunlardan isteyenlere veriyoruz “ dediler. İl Müftülüğü’ne gittik. Müftü yardımcısı ile görüştük. “AFAD yetkililerinin inisiyatifinde olduğu için bizim yetkimiz yok” cevabını aldık.
Özellikle deprem felâketinden etkilenen ve mağdur olan insanlarımıza teselli olmak üzere Yeni Asya Gazetesi yayınlarının arasında çıkarılan DEPREM SEBEP VE HİKMETLERİ kitabını Konteyner kentte de dağıtmak istiyorduk, ama maalesef olmadı.
Biz de gelenlere hediye ettiğimiz giysilerle birlikte verdik. Çok memnun oldular.
ALLAH BETERİNDEN KORUSUN...
Yardım eli uzatanlardan da Allah razı olsun...
Deprem sonrasındaki bu hadiselere baktığımızda, görünüşte çirkin gibi görünen böyle musîbetlerin altında çok çeşitli ÇİÇEKLERİN AÇTIĞINI müşahade ediyoruz...
Depremden etkilenen İzmir ili Bayraklı ilçesinin Manavkuyu, Mansuroğlu ve Adalet mahallelerinden gelen insanlarımıza giysi ve kitap yardımı ulaştırıldı.