4 Haziran 2019’da “Oyun hamuru reformu” başlıklı bir yazımız yayınlandı. Bazı kısımları şöyleydi:
***
Fıkrayı bilirsiniz: Çocuk sokakta, ölü bir yavru kedinin başında ağlıyormuş. Komşusu yeniden seslenmiş: “Yavrum ben sana, ‘yıkama öldürürsün’ demedim mi!” Çocuk ağlayarak cevap vermiş. “Ama amca yıkarken ölmedi ki sıkarken öldü!”
Fıkra gibi Yargı Reformu Strateji Belgesi açıklandı. 90 sayfa. (Fıkrayla ilişkisi aşağıda).
Aslında daha ziyade Hür Dünya’ya şirinlik olsun diye yazılmış gibi. Elbet yerlerse…
Paketin içinde güzel şeyler de var. … Ama hiçbiri “yeni bir şekil vermek” anlamında “reform” değil. Bu küçük şeyleri yapmak için reform kelimesini bu kadar ucuza yeniden harcamaya gerek yoktu. “Yargı teyzeye makyaj yaptık, ‘kız’ deyip evlendireceğiz” deselerdi daha yakışık alırdı.
17 senedir alışkanlık haline geldi. Neredeyse her üç beş yılda bir yeni bir yargımız oluyor. Muktedirlerimiz o yeni yargıyı köpüklü form küvetine sokuyor. Basıyor fırçayı. Sonra çıkarıp sıkıyor. Sonuç belli. Sonra yeni kediyi sokuyor o reform küvetine…
Öleceği belliydi. Ya yıkarken ya sıkarken!..
Hâkimler AİHM’in, AYM’nin ilke kararlarına uydurulsun, adalet için bu yeter. Zulmü bitirmek için reform mu olurmuş.
Adalet konusunda yargıyı ve iktidarı eleştirenleri önce “ETÖ’cü” sonra “FETÖ’cü”, ama daima “ÖCÜ” diye damgalayanların beslediği “oyun hamuru çocukları” bu reforma da inanacak.
Soralım o çocuk akıllılara: Yahu böyle itiraf gibi reform mu olur!
Tutukluluk istisna “olacak”mış. Yani bu demek ki, şimdi öyle değil.
Biz de bunu yazıp söylüyorduk. Neden, üzerimize gönderilen ve “sayyad-ı bî insafa hizmetten” zevk alan türden kedi-köpekleri ivkaf veya itlaf etmiyordunuz.
On yedi senedir iktidarda olanlara “bu güne kadar neredeydiniz” diye sormak hakkımız değil mi?
Belgeyi okuyunca, muhalefet partisi iktidara geldi de “onlar yapamadı biz yapacağız” diyor sanırsınız. (Bir dakika! Yazdığımızı okuyunca biz de uyandık. Hakikaten öyle olmuş olabilir mi yahu? Dehşet bir şey. Hani “milletin reyleriyle gelemez” deniyordu! Ha, doğru milletin reyiyle gelmediler sahi, hileyle sopayla geldiler. Ve gitmek bilmiyorlar!)
On sene öncesinin en kullanışlı damgası ETÖ idi. (Toplum bugün bunun neyin kısaltması olduğunu bile unutmuş!). Şimdinin en kullanışlı damgası FETÖ.
Adalet için önce bu kısaltmayı damga olmaktan çıkarıp gerçek darbe suçlularına ve somut suç işlemiş olanlara inhisar ettirecek bir anlayışa dönülmesi lâzım. Hatta şart.
Aksi halde “adalet reformu” değil “zulüm hamuru reformu” olur.
Ey Muktedirler! Avrupa’yı ve Hür Dünyayı zaten kandıramazsınız. Bari milleti daha fazla çocuk yerine koymayın. Türkiye bunu hak etmiyor.
Millet! Sen de büyü artık. Yoksa kuytuda verilen “bayram şekeri paketi”yle kandırmaya devam edecekler.
***
Ne demişiz? “Üç beş yılda bir reform olmaz…” Meğer oluyormuş, özür dileriz. Bizim yazımızdan sonra on altıncı ayda bu üçüncü yargı reformu paketi!
Ne demişiz? “Yargı teyzeye makyaj yaptık, ‘kız deyip evlendireceğiz’ deselerdi daha yakışık alırdı.” Demek “yargı teyze” yine kocadan döndü… Niye ki!