Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 13 Kasım 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Serdar MURAT

Cenazeden kongreye



Binlerce, on binlerce insan yürüyordu Ecevit’in cenazesinin arkasından.

Bir kısmı bir iki gün önceden gelmişti Ankara’ya.

Onlar için,”Halkçı Ecevit”di, “Karaoğlan”dı.

Birçoğundan da eminim ki, kimsenin Ecevit’e selâm vermediği dönemlerde onun peşinden koşmuş, ancak iktidar olduğunda hiçbir nimetini görmemişti.

Bu millet vefalı diye düşündüm.

Zaten bu millet vefalı olmasa, ihtilâllerin getirdiği yasak cenderesinden kurtulmak mümkün olur muydu?

Kimi zaman umut oldu, kimi zaman felâketi yaşattı. 1979’da kuyruklar ve kıtlıklar yüzünden terk etmek zorunda kaldığı başbakanlık koltuğuna, sevenleri 20 yıl sonra tekrar oturttu onu.

Ama o, bu kez daha beterini 2001 ekonomik krizini yaşatarak veda etti bu millete.

Yine de onu sevenler son yolculuğunda yalnız bırakmadı onu.

Adı bir dönemler dağlara, taşlara yazılan Karaoğlan, kalan son Ecevitçilerin omuzlarında, uğurlandı son yolculuğuna.

Tabiî orada rahat bırakılır da, Rahşan Hanım tarafından ODTÜ-Oran ormanlarına nakledilmezse.

Ecevit için Mecliste düzenlenen cenaze töreni ilginçti. Bir anlamda inişleri ve çıkışlarıyla Türk siyasetinin son yıllarına damgasını vuran isimlerin toplandığı bir platform gibiydi.

12 Eylül’den sonra Ecevit’in CHP ile yollarını ayırmasına sebep olan Deniz Baykal da, siyasî hayatının en büyük ihanetini yaşatan Hüsamettin Özkan da oradaydı. 70-80 arasında cenazelerde dahi tokalaşmadıkları ancak 90’dan sonra müthiş bir uyum sağladıkları Demirel de, kendini hapse attıran, ihtilâl lideri Kenan Evren de oradaydı.

Mesut Yılmaz ve Devlet Bahçeli siyasî hayatının son ortakları olarak orada bulunuyordu ancak büyük umutlarla Cumhurbaşkanı seçtirdiği Cumhurbaşkanı Sezer de uğurlamaya gelenler arasındaydı.

Aslında 1957 yılında İsmet İnönü’nün prensi olarak siyasete girip, İnönü’ye siyasî hayatının en büyük mağlûbiyetini yaşatan da yine kendisiydi.

27 Mayıs’ı avuçlarını patlatırcasına destekleyip, Kurucu Meclis üyesi olmuştu, ama 12 Mart’a kafa tutup, 12 Eylül’le mücadele etti. Tam, demokrat oldu derken, 28 Şubat sürecini ateşleyip, iktidarı kaptı.

İlkesi ya da ilkesizliği ile bu ülkede ne yaşandıysa, Ecevit de onu yaşadı. Kimi zaman demokrat, kimi zaman darbeci oldu.

Kimi zaman savaş kararını verebilecek kadar şahin, kimi zaman bir tırtıla şiir yazacak kadar yufka yürekli oldu.

Bir kadına haddini bildirecek kadar acımasız olduysa da bir kadınla paylaştığı hayatında, inandığı değerleri uğruna dünyaya kafa tutmayı bildi.

Başarıları, başarısızlıkları ile Türkiye’nin son 50 yılında bir şekilde etkili olan bir adamı, Bülent Ecevit’i uğurladıktan sonra geçtik AKP kongresine... Başbakan Erdoğan açış konuşmasına henüz başlamıştı.

Kongreye doğru yola çıkınca ta ötelerden iktidar partisinin kongresine gittiğiniz belli oluyordu.

Salonun dışına çadırlar kurulmuş, içeride hiçbir masraftan kaçınılmamış, müthiş bir debdebe hakimdi. AKP henüz köklerini koruyan bir parti. Ancak binlerce insanın doldurduğu salonda heyecan yoktu. Ecevit için ne yapılması gerekiyorsa yapmış olmasına karşın, Kocatepe Camiinde yuhalanan bir başbakan olarak Erdoğan’ın ne diyeceği önemliydi.

Başbakan da belli ki bozulmuştu. Konuşmasında sözü bir yerden bu konuya getirdi. Birilerinin futbol maçı gibi her yerde,”Türkiye laiktir, laik kalacak” diye bağırdığını söyledi.

Tabiî Kocatepe’de sendika kökenli bir grubun AKP’li bakanları yuhalaması, laiklik sloganları atmalarının yanı sıra bir de, “Çankaya laiktir, laik kalacak” sloganları vardı.

Ölümünden birkaç ay önce Ecevit’in de laikliğe bağlılığından kuşku duyanlar olmuştu. Öyle ki Vahdettin’le ilgili sözlerinden dolayı DSP’den istifa edenlere bile şahit olduk. Bugün ise onun cenazesinde laiklik dersi vermeye kalkışıyorlardı.

Peki AKP kongresine gittin, göre göre sadece bunları mı gördün diye bilirsiniz.

Bir anlamda Erdoğan’ın da son kez katıldığı bir kongreydi. Kendisi Çankaya’ya çıkarken, partiyi de Gül’e teslim etmenin provasını yaptılar. Erdoğan uzun süredir kabine değişikliği yapmayarak, Çankaya yolunda sorun üretmek istemediği gibi bunu kongredeki tercihlerine de yansıttı.

Risk almasını gerektirmeyen bir MKYK listesi çıkardı.

13.11.2006

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (10.11.2006) - Tezkereciler hadi gari

  (09.11.2006) - Mesajların dili

  (08.11.2006) - Erdoğan'ı dinlerken

  (07.11.2006) - Ecevit portresi

  (03.11.2006) - MHP’de bilek güreşi

  (02.11.2006) - YİMPAŞ tartışması

  (01.11.2006) - Herkes rölüne razı

  (31.10.2006) - Krizsiz bir resepsiyon

  (30.10.2006) - Sevmek istiyorum cumhuriyeti

  (27.10.2006) - AB ve Irak cephesi

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habip FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Metin KARABAŞOĞLU

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahaddin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit ŞİMŞEK

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004