Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 06 Şubat 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Davut ŞAHİN

İlk kan



“İlk kanı onlar döktü” diyor John Rambo (İlk Kan filminin repliği). (TGRT)

“Uçaktan iner inmez, bize bebek katili dediler. İş vermediler. Arkadaşımın cesedi bombayla parçalanırken, üzerime yapışan etleri temizlemeye çalışıyordum.”

“Orada milyar dolarlık techizat sahibiydim. Sorumluluğum, görevlerim vardı. Burada ise bir hiçim.” Orada dediği yer: Vietnam.

Albay “İlk Kan” filminin repliğinde Rambo’yu bir “ölüm makinası” olarak tanımlıyor.

Kasabanın şerifine Rambo’yu tarif ederken, “övünçle” şunu söylüyor:

“Sizi öldürmediğine şükredin. Onu sizden değil, sizi ondan kurtarmaya geldim. Hiçbir zaman kuşkuya yer yok. Öldürmeye programlanmıştır o.”

Rambo’nun ilk serisinin finalinde Amerikan askerinin Vietnam’da ne işi olduğuna dair bir hesaplaşma yok. Ama bir “askerin” psikolojik travmasını bir kasabayı yok edecek derecede göstermesi, birçok filme de ilham kaynağı oldu.

Nitekim Rambo serisi 3’e çıktı. İkinci bölümde Vietnam’da kalan esirleri kurtarıyor, üçüncü bölümde ise Afganistan’a gidip komutanını kurtarıyor... Dördüncüsünde ise bakalım kimi kimden kurtaracak? Belki de “Dünyayı El Kaide’den kurtarır?”

Vietnam’da insanları vahşice katleden Amerikan askerleri, bunu bir “kahramanlık” öyküsü diye adlandırdı ve birçok filme malzeme yaptı.

Şimdi Irak’ta yapılanlar da aynısı. Öldürmeye programlanmış her asker, cinnet halinde “kuşku”ya yer bırakmayacak derecede, gördükleri her cisme ateş ediyor. Kadın, çocuk fark etmiyor. Çünkü onlar için önemli olan “güvenlik.” Yani kendi güvenliğini ölü Iraklılara tercih edebiliyorlar.

Hasılı “İlk Kan”ı asıl Amerikalılar döktü.

İnşaallah Irak’ta akıtılan kan en kısa zamanda durdurulur.

SİMPSONLAR

Simpson ailesi tehlikeli sulara girmeyi seviyor. Espriler her ne kadar küçük bir kasabada geçse de, ulusal politik taşlamalardan geri kalmıyor. (CNBC-e)

Son bölümde olduğu gibi. Amerikalıların Irak politikaları eleştirilirken, özgürlüğün de sınırlarını belirliyor aynı zamanda.

Burt Simspon’un Amerikan bayrağına karşı takındığı bir tavırdan dolayı, Amerikan milliyetçileri Simpson’ları vatan haini ilân ediyor... Kasabanın ismini bile değiştiriyor. Simpson ailesini içeri tıkıyor... Bir yolunu bulup Fransa’ya kaçıyorlar.

Yıllar sonra Simpsonlar Amerika’ya bir gemiyle geri döner... Homer Simpson’un “Amerika’ya dönmesi güzel. Polis olup, rüşvet alacağım” demesi ilginç bir Amerikan hayalinin göstergesi.

TGRT VE KAFA KARIŞIKLIĞI

TGRT’nin ana haber bülteninde yayınlanan “Ogün Samast” görüntüleri ortalığı karıştırdı.

Genelkurmay, anında TGRT’nin biletini kesti. Yani akreditasyon listesinden çıkardı.

TGRT Haber Dairesi Müdürü, bu görüntüleri kim eline alsa yayınlayacaktı diyor. “Biz gazetecilik yaptık.”

Bu arada; TGRT’nin şeffaf amblemi, 24 Şubat’ta yerini “Fox”a bırakacak.

Elbette burada “kafa karışıklığı”nı gidermek lâzım. Meselâ; “Görüntüleri jandarma çekmiş” başlıklı haber ile ilgili TGRT HABER TV A.Ş. Genel Müdürü Murat Akgiray yazılı bir açıklama yapma ihtiyacı hissetti.

Sebebini Akgiray, şöyle izah ediyor:

“Bir süre önce News Corperation’a ve Ahmet Ertegün’e satılan ve satışı RTÜK tarafından da onaylanan Huzur Radyo TV A.Ş. şirketine ait TGRT Televizyonu’nun Ana Haber bülteninde yayınlanan ‘Görüntüleri jandarma çekmiş’ başlıklı haber ile TGRT HABER televizyonu’nun hiçbir ilgisi bulunmamaktadır. Kamuoyunda kafa karışıklığına sebep olan bu olay ile ilgili açıklama yapmayı gerekli görüyoruz.”

Biline.

ÖZ-KAN

Tuncay Özkan verdiği seminerde kendisine yöneltilen bir suale cevap veriyor. Doğrusu bizim de merak ettiğimiz bir konu bu:

Soru: “Kanaltürk televizyonunun kurulması sırasında kullandığı 17 milyon doları nereden buldunuz?”

El-cevap: “Bir kısmını sünnet düğününden, bir kısmını ninemin yastık altındaki parasından kullandım.” (Bahçeşehir Üniversitesi)

Özkan “alaycı” sözlerle konuyu geçiştiriyor aklınca. Yine aklınca, dinî bayramların laiklik kavramı içine sokularak, Amerika’nın istediği şeylerin gerçekleştirildiğini söyleyebilir.

Hatta Türkiye’deki laiklik anlayışını “Bizimkiler Cuma namazına gidiyor ya. O Türkiye’deki laiklik anlayışından kaynaklanıyor” şeklinde alay edebilir.

Ancak Özkan, kamuoyuna bunun hesabını kesinlikle vermeli!

06.02.2007

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (04.02.2007) - RTÜK'e tepkiler

  (02.02.2007) - Özüre gölge düşmesin

  (01.02.2007) - Sağır Oda’nın sağırlığı

  (31.01.2007) - Pejo reklâmı

  (30.01.2007) - Mektuplar

  (28.01.2007) - "Begegeçer" ve "Dölek"lik üzerine..

  (27.01.2007) - Cem’in ardından

  (26.01.2007) - Gerilime dikkat

  (24.01.2007) - Menteş ve alkol

  (23.01.2007) - Tahrik tsunamisi

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Metin KARABAŞOĞLU

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahaddin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit ŞİMŞEK

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004