Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 14 Aralık 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Süleyman KÖSMENE

Allah'a yaklaşmak: Kurban



Abdullah Bey:

*“Kurban Bayramında kurban kesmenin önemi üzerinde durur musunuz?”

Kurbanın özünde Cenâb-ı Allah’a bir şey adayarak Allah’a yaklaşma vardır. Cenâb-ı Allah’a ilk kurbanı Hazret-i Âdem’in (as) ilk çocuklarından Habil ile Kâbil adamışlar ve Habil bir koyun, Kâbil ise bir deste buğday takdim etmişlerdi. Kur’ân bu olayı şöyle anlatır: “Onlara, Âdem’in iki oğlunun haberini gerçek olarak anlat: Hani birer kurban takdim etmişlerdi de birisinden kabul edilmiş, diğerinden ise kabul edilmemişti. (Kurbanı kabul edilmeyen kardeş, kıskançlık yüzünden), ‘And olsun seni öldüreceğim’ dedi. Diğeri de ‘Allah ancak takva sahiplerinden kabul eder’ dedi.”1

Daha sonra yine bir gün; Hazret-i İbrahim Aleyhisselâm çok ağır bir imtihana tâbi tutularak oğlunu Allah’a kurban etmesi emrini aldı. Zilhicce’nin sekizinci günüydü ve rüyasında oğlunu Allah’a kurban ediyordu. Bu rüyanın sadık bir rüya olup olmadığını araştırırken, Zilhicce’nin dokuzuncu günü aynı rüyayı tekrar gördü. Zilhicce’nin onuncu günü (Kurban Bayramının birinci günü), üçüncü defa aynı rüyayı görünce bunun bir vahiy olduğunu anladı. Cenâb-ı Hak bu emrini kesin bir şekilde bir defada indirmemiş, arka arkaya rüyalarla Hazret-i İbrahim’i (as) psikolojik olarak buna hazırlamıştı. Bu emre Hazret-i İsmail de (as) teslim olmuştu.

Kur’ân’ı dinleyelim: “(Hazret-i İsmail:) Babacığım! Emrolunduğun şeyi yap. İnşallah beni sabredenlerden bulursun, demişti. Her ikisi de teslim olup, onu alnı üzerine yatırınca: Biz ona: ‘Ey İbrahim!’ diye seslendik. Rüyayı gerçekleştirdin. Biz iyileri böyle mükâfatlandırırız. Bu, gerçekten, çok açık bir imtihandır. Biz, oğluna bedel ona büyük bir kurban verdik. Geriden gelecekler arasında ona (iyi bir nâm) bıraktık: ‘İbrahim’e selâm!’ dedik. Biz iyileri böyle mükâfatlandırırız. Çünkü o, bizim Mü’min kullarımızdandır.”2

Gerisi malûm. Hazret-i İbrahim (as) Cebrail’in indirdiği koçu Zilhicce’nin onuncu günü kurban ediyor. Böylece Zilhicce’nin onuncu günü kurban kesmek bir İbrahim Aleyhisselâm sünneti olarak sabit kılınıyor. Ve koçla beraber Cenâb-ı Hakk’ın sırf nimet için rahmet hazinesinden indirdiği dişili erkekli sekiz hayvanı3 kurban bayramlarında kurban etmek Allah’ın bir emri olarak dinimizde teşrî kılınıyor. Bu sekiz hayvan, Üstad Bedîüzzaman Hazretlerinin ifade buyurduğu gibi, etinden kılına, boynuzundan bağırsaklarına, sütünden gübresine her yönüyle nimet olan dişili erkekli koyun, keçi, sığır, manda ve devedir.4

Kurban ibadetinin hemen sonrasına bakalım: İnsanlara, dostlara, komşulara, fakir ve fukaraya ikram etmek ve böylece toplum fertleriyle kaynaşmak ne eşsiz bir sosyal davranıştır. Diğer milletlerin imrendiği ve bir benzerinin görülmediği kadar toplumu birleştiren sımsıcak bir ibadet.

Öyle ki, insanlara gönlümüzü açıyoruz. İkram ediyoruz. İkramlarını kabul ediyoruz. Yüzümüzden gülümsemeler eksik olmuyor. Dargınlık ve kırgınlıkları geçmişin derin derelerinde bırakıyoruz. Bu gün ve bu günden sonra barışıyoruz. Ve artık, hep barışta kalıyoruz. Resûlullah Efendimiz’in (asm); “İman etmedikçe Cennet’e giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe tam îman etmiş olamazsınız! Yaptığınız takdirde birbirinizi seveceğiniz bir şeyi size haber vereyim mi? Aranızda selâmı yayınız!”5 hadisi kulaklarımızda bir kez daha çınlıyor! “İman” ve “sevgi” gibi birbirinin vazgeçilmez iki iksirini kurban bayramında idrak ediyoruz. Sevgide Cemal tecellîsine şahit oluyoruz.

Kurbanlık hayvanı aldıktan sonra bakımını iyi yapmak, aç ve susuz bırakmamak, onu sevmek sünnettir. Kesime götürürken hayvana vurmamak, incitmemek, korkutmamak, sürüklememek; bilakis şefkatli davranmak ve eziyet etmemek sünnettir. “Hayvanı gâyet güzel kesin. Kim hayvan kesecekse, bıçağını iyi bilesin. Hayvanı da bir an önce keserek rahatlatsın”6 hadîsinin emriyle, bıçağı önceden bilemiş olmak, kesimde keskin bıçak kullanmak sünnettir. Hayvanı kesim yapılacak yere ayağından tutarak sürüklemek ve acı vererek götürmek mekruhtur. Keserken eziyet vermek, kör bıçak kullanmak, hayvanı yatırdıktan sonra bıçak bilemeye gitmek mekruhtur. Sünnet olan, bu esnada hayvana azamî müşfik ve sevecen davranmaktır. Cenâb-ı Hakk’ın Cemal sıfatını bir kez de bu adaba riâyetle idrak ederiz.

Dipnotlar: 1- Mâide Sûresi: 27 2- Sâffât Sûresi: 100-111 3- Zümer Sûresi: 6 4- Lem’alar, s. 368 5- R. Sâlihîn, 377 6- Müslim, Sayd, 57

14.12.2007

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (13.12.2007) - Ruh gerçeği

  (12.12.2007) - Yaşlılıkta namaz

  (11.12.2007) - Nişanlılık döneminin sorumlulukları

  (09.12.2007) - Kimler kurban keser?

  (08.12.2007) - Kısa kısa

  (07.12.2007) - Îsâr hasleti

  (06.12.2007) - Kurban yaklaşırken

  (05.12.2007) - Hayatın öznitelikleri

  (04.12.2007) - Peygamber mu'cizeleri ve sırr-ı teklif

  (03.12.2007) - Dünya sevgisinde imanî ölçüler

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT


 Son Dakika Haberleri