Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 20 Şubat 2008

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Şaban DÖĞEN

Aynı gemide



Hepimiz aynı gemide yolculuk yapıyoruz. Birlikte yaşamanın gerek ve şartlarına uymak zorundayız. Barışı, huzuru bozucu davranışlara sessiz kalma, göz yumma yanlışlığını yapamayız.

Eğer yapılan bu yanlışlıklar toplumun barış ve huzuruna kastediyor; karışıklık, düzensizlik ve kargaşaya sebep oluyorsa gerekli tepkiyi göstermek, tehlikenin önüne set germek gerekir.

Anarşi, terör, uyuşturucu madde, kısaca toplum barış ve huzurunu katledici olaylara sebep olan herşeyi bu cümleden sayabiliriz.

Aile, okul, toplum ve idare olarak bunları önlemek olduğu kadar bunlara meydan verecek atmosferi ortadan kaldırmak da görevimizdir. Sinekleri öldürmek elbette önemli. Ondan daha önemli olan ise bataklığı kurutmaktır.

Bizi biz yapan değerlerimizi tahrip edici; sevgi, saygı, şefkat ve merhameti yok edici, kin ve düşmanlığı körükleyici, kısacası toplum düzen ve huzurunu sarsıcı davranışlara da sessiz kalamayız.

Ne güzel bir örnek vermiş Sevgili Peygamberimiz (asm). Allah’ın koyduğu sınırları çiğneyen kimsenin hâlini bir gemide yolculuk yapan bir topluluk örneğiyle anlatıyor. Bu topluluk gemideki yerlerini kur’a atıp belirlerler. Bir kısmı geminin üst, diğer kısmı da alt katına düşer. Alt kattakiler ihtiyaçlarını karşılamak için ister istemez yukarı kata çıkmak zorunda kalırlar. Bir gün derler ki, “Yahu arkadaşlar, müsaade etseniz de alt kattan kendimize bir delik açsak ve su ihtiyacımızı oradan karşılasak, sizi de rahatsız etmesek.”

Şimdi üst kattakiler alt kattakileri bu isteklerinde serbest bıraksalar ne olurdu? Hepsi birden helâk olmazlar mıydı?

Bu örneği veren Peygamberimiz (asm), “Eğer onları bu tehlikeli işten sakındırırlarsa hem onları, hem de kendilerini kurtarmış olurlar” buyuruyorlar.1

Türkiye gemisinde yolculuk yapan bizler de bu gemiyi batırmaya, birlik ve beraberliğimizi, kardeşliğimizi yıkmaya yönelik davranışlara karşı tavır almak zorundayız.

Bu tavrın üç şekli vardır: 1. Elle, yani kanunla önlemek. Bu görev idarecileri ilgilendirir. 2. Dille engel olmak. Yazarak, çizerek, konuşarak kötülüğü ve zararları anlatılarak. Bunu da yazar, çizer ve hatipler yapacaklardır. 3. Kalb ile buğzederek. Bu da elinden hiçbir şey gelmeyen insanların kalbiyle bu davranışları kötü görmesi, hoşlanmaması şeklinde olur.

Bu geminin selâmetle yolunu alabilmesi için herkes üzerine düşen görevleri hakkıyla yapmalı.

Dipnotlar:

1- Riyazü’s-Salihîn Terc., 1:230 (Hadis no: 186); Buharî’den.

20.02.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (19.02.2008) - Dünya mü’minin zindanı mı?

  (18.02.2008) - Hepsi kalburüstü

  (17.02.2008) - Güzelliklerle dolu bir dünya

  (16.02.2008) - Allah'ın hoşnut olduğu insanlar

  (15.02.2008) - Namaz sonu duygular

  (14.02.2008) - Namaz zaferi

  (13.02.2008) - İlk namaz

  (12.02.2008) - Dinin süsü

  (11.02.2008) - En büyük pişmanlık

  (10.02.2008) - İşçiye düşen

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Nurettin HUYUT

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT


 Son Dakika Haberleri