Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 09 Şubat 2008

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

İsmail TEZER

Ehadiyet tecellîsinden güvenlik sistemlerine



“Amerikan Federal Soruşturma Bürosu ( FBI)

suçluları bir bakışta tanıyacak. FBI Biometrik Servis Şefi Kimberly Del Greco, bir milyar dolarlık yeni bir program sayesinde suçluyu gözbebeğinden teşhis edeceklerini söyledi. Greco, suçluların iris ve kemik yapısının bulunacağı yeni program sayesinde özellikle sınırlardaki suç oranlarının düşeceğini anlattı.”

(Star, 6.2.2008)

İnsanın siması, beynindeki elektrik aktiviteleri, gözün iris tabakası, parmak izleri, parmak damar şeması... Hepsi, ama hepsi, Yaratıcının ehadiyet ve muhtariyet mührü...

Bediüzzaman, mevcudâtta iki türlü tecellîden söz eder. Biri tevafuk, diğeri tehalüf. Yani benzerlik ve farklılıklar...

Benzerlikler, vahidiyet tecellîsi; farklılıklarsa ehadiyet... İkisi de, Yaratıcının bir oluşuna işaret ediyor.

Sözgelimi, insanın gözbebeğindeki sistemle Güneş sistemindeki aynı. Yaratıcı, bütün varlık sahasına aynı kanunla hükmediyor. Zaten atom altı âlem de bunun delili. Makro âlemden mikro âleme indikçe, zerreler boyutunda sanki makro âlemle tekrar karşılaşıyorsunuz. Uzaydaki yıldız kümelerini müşahede ediyorsunuz adeta. İnternette dolaşan bir slayt gösterisi, bu gerçeği çok etkileyici bir şekilde gözler önüne seriyor. Eğer izlemediyseniz mutlaka izlemenizi tavsiye ederim.

Bediüzzaman, Kur’ân’daki bir âyete işâreten “Hattâ bir cümlede, bir zerreyi bir gözbebeğinde gördüğü ve yerleştirdiği gibi, güneşi aynı âyetle, aynı çekiçle göğün gözbebeğinde yerleştirir ve göğe bir göz yapar” derken de, kâinattaki bu tevafuka, yani her şeyde aynı kanunun hükmediyor oluşuna dikkat çeker. İşte bu, Allah’ın vahidiyet tecellîsidir ki, birliğinin delilidir.

Öte yandan, Yaratıcı, her insanın gözbebeğinde bulunan iris tabakasını farklı yaratmıştır. Bu ise ehadiyet tecellîsidir ki, yine Onun birliğini ve aynı zamanda irade sahibi oluşunu gösterir. Çünkü, tek bir iris tabakasını farklı yaratmak; ancak bütün iris tabakalarını bilen ve yaratan Zât’ın işi olabilir.

İşte şu kâinat sergisinde teşhir edilmiş, vahidiyet tecellîsi olan bütün benzerlikler de; ehadiyet tecellîsi olan bütün farklılıklar/benzersizlikler de, her şeyin tek bir Zâtın elinden çıktığını gösteren birer tevhid mührüdür.

İşin ilginç ve tefekküre değer bir diğer yanı ise; meselâ iris tabakasının, parmak izlerinin, parmak damar şemasının, beyindeki elektrik aktivitelerinin, birer ehadiyet tecellîsi olarak, her insanda farklı olmasının, pekçok sahada güvenliği kolayca sağlamaya vesile olmasıdır. Bu anlamda habere konu olan, suçluyu gözbebeğinden teşhis eden program da, ehadiyet tecellîsiyle gelen bir İlâhî nimet olarak görülmelidir. Buna benzer başka pekçok güvenlik sistemi, hep onun ehadiyet tecellisinin üzerimizdeki nimetleridir. Şüphesiz, daha nice ehadiyet tecellîleri ortaya çıktıkça, insanoğlu güvenlik sistemlerinde yeni gelişmeler kaydedebilecektir.

Aslında, bu İlâhî tecellînin güvenlik sahasında insanlığa getireceği kolaylıklara, yıllar önce Bediüzzaman şu sözleriyle işaret etmişti:

“..hukuk-u insaniyenin (insan hukukunun) muhafazası için sair envâın (canlı türlerinin) fevkinde olarak o simalarda birbirine iltibas (karışıklık) olmamak ve birbirinden tefriki (ayrılması) için, hikmetli pek çok alâmet-i farika (ayırtedici işaretler) ile iftirakları, o Sâni-i Vâhidin iradesini, ihtiyarını ve meşietini göstermekle beraber, ayrı ve çok dakik bir sikke-i ehadiyet (ehadiyet mührü) oluyor ki, bütün insanları, hayvanları, belki kâinatı halk etmeyen bir zat, bir sebep, o sikkeyi koyamaz.” (Lem’alar, 30. Lem’a, 4. Nükte, 1. İşaret)

Evet, simalara ve o simalardaki gözlere, parmaklara ve o parmaklardaki damarlara, beyinlere ve o beyinlerdeki elektromanyetik dalgalara ayırtedici işaretler koyarak benzersizlik mührünü vuran, böylelikle insanoğlunun hukukunu muhafazaya eden Vahid-i Ehad’e, üzerimizdeki bu nimetinden dolayı ne kadar şükretsek azdır, öyle değil mi?

09.02.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (06.02.2008) - Yeryüzünün ‘şifa havuzları’: Denizler

  (25.01.2008) - Donmanın sıcak mesajı

  (16.01.2008) - “Messenger” ve Hz. Muhammed (asm)

  (02.01.2008) - 200 yıl yaşayabiliriz

  (29.12.2007) - Cumhuriyet ki, ne Cumhuriyet...

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Nurettin HUYUT

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT


 Son Dakika Haberleri