Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 27 Mart 2008

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Kazım GÜLEÇYÜZ

Tıkanma



Vaktiyle Uzan grubunun tetikçisi olarak iş görürken, 2002 seçimi sonrasında yapılan bir operasyonla el değiştiren ve özellikle son dönemde “AKP’ye fazla yakın”lığı ile çok konuşulur hale gelen bir gazetede, Ergenekon operasyonuna ilişkin orijinal yorumlarıyla dikkat çeken bir yazarın ilginç tesbitleri oldu.

25 Mart’taki Medyapolitik köşemizde aktardığımız yazıdaki tesbitleri kısaca hatırlatalım:

“Kapatma dâvâsıyla iktidar partisi ‘topal ördek’ durumuna düşürüldü. AB süreci baltalandı. Savcılar kuşatılarak Ergenekon operasyonunun önüne uzun bir bariyer çekildi ve daha derinlere ulaşması imkânı zayıfladı. Bu yasama döneminde yeni ve sivil bir anayasanın çıkarılması imkânsız hale geldi. Mevcut haliyle, bu parlamentodan yeni anayasa çıkmaz. AB reformlarının büyük ölçüde kesintiye uğraması kaçınılmaz.” (Şamil Tayyar, Star, 24.3.08)

Tayyar bu tıkanıklıktan çıkış yolunu, öncelikle ateşin düşürülüp, ardından erken seçime gidilmesinde görüyor. Ve mümkünse genel seçimle yerel seçimin birleştirilmesini, seçime kadar sadece âcil kanunların çıkarılmasını, diğerlerinin seçim sonrasına bırakılmasını öneriyor.

Tabiî, bu teklifler çözüm olur mu, tartışılır.

Ancak tesbitler daha önemli ve öncelikli.

İktidar partisi gerçekten “topal ördek” durumuna düşürüldü mü? Yani, hakkındaki kapatma dâvâsı, AKP’yi bundan sonra kıpırdayamaz ve köklü icraat yapamaz hale getirdi mi? Bu dâvâ sonuçlanıncaya kadar hükümet ve Türkiye eli kolu bağlı beklemek durumunda mı olacak?

AKP’nin dâvâ açıldıktan, yani iş işten geçtikten sonra gündeme getirdiği anayasa değişiklikleri Meclisten geçse bile bu durumu önler mi?

Görülmekte olan ve sanık olarak yargılandığı, için doğrudan kendisini ilgilendiren bir dâvânın seyrini ve bu dâvâdan çıkacak sonucu etkilemeye yönelik bir düzenleme yapma girişiminin isabetli olmayacağını söyleyenler sadece Kanadoğlu, Teziç gibi mâlûm hukuk fetvacıları değil.

AKP içinde, hattâ kabinede bile bunun yanlış olduğunu savunanlar, açıkça dile getirenler var.

Buna rağmen Başbakan ve AKP yönetimi bu yolda ısrar ederse partide de sıkıntılar olabilir.

Netice olarak, Başbakanın “İddia ettikleri gibi muktedir olsaydım, partime kapatma dâvâsını önlerdim” dediği dâvâ, AKP’yi hem iktidar olarak, hem de parti açısından son derece ciddî ve zorlu sınavlarla karşı karşıya getireceğe benzer.

RP 28 Şubat’ta kapatıldığında ilk sınavı geçmiş, kader ortağı olarak o günlere birlikte gelen millî görüş kadroları birlikteliklerini koruyabilmişlerdi. Ama ikinci kapatmada bu birlik dağıldı. Erbakan’la yollarını ayıranlar AKP’yi kurdu.

AKP, tıpkı ANAP gibi farklı eğilimleri temsil eden bir kitle partisi olmaya çalıştı. DP-AP-DYP çizgisinden gelenlere de, MHP kökenlilere de, soldan gelenlere de bünyesinde yer verdi.

Ama bu çeşit “toplama” siyasî yapıların, süreç içinde gelebilecek sarsıntılara ne ölçüde dayanıklı olduğu, bir soru işareti. İktidarken ve herhangi bir sıkıntı yokken birlikteliği korumak kolay; ancak sıkıntılar başladığında zorlaşıyor.

Bakalım, devran ne gösterecek?

AKP’yi parti olarak bekleyen sıkıntılar bir tarafa, AKP iktidarının üç yılı aşkın süredir ara verdiği AB sürecinin tamamen baltalandığına, Ergenekon savcısının daha ileri gidemeyeceği bir noktaya gelip dayandığına, bu dönemde yeni ve sivil bir anayasa yapmanın imkânsız hale geldiğine ilişkin tesbitler çok daha kaygı verici.

Buna ilâveten, bir de mâlûm tabular ve semboller üzerinden tırmandırılan bir gerilim var.

Önce TÜSİAD’ın, ardından diğer STK’ların başlattığı girişimler bu gerilimin yatışmasını ve normale dönülmesini netice verir mi? Belki.

Ama dönülse bile bu olup bitenler yaşanmamış, hiçbir şey olmamış gibi devam edilebilir mi?

Peki, bu gerilim ve krizlerden sonra oluşan durumu aşmak için önerilen seçime hazır mıyız?

27.03.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (26.03.2008) - Selçuk diyor ki...

  (25.03.2008) - Gözaltı soruları

  (23.03.2008) - 100 yıllık kırıksız çizgi

  (22.03.2008) - Kaçan fırsatlar

  (21.03.2008) - AKP ve anayasa

  (20.03.2008) - Kapatma mı, gözdağı mı?

  (19.03.2008) - AB’yi boşlayınca

  (18.03.2008) - Ankara kriterleri

  (16.03.2008) - Yeni bir 28 Şubat

  (15.03.2008) - Değişen roller

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ahmet ARICAN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Nurettin HUYUT

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT


 Son Dakika Haberleri